Katıldığı radyo programında “Hayatın her alanında olacağız” diyen Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen Ankara’daki üniversitelerle anlaşarak bahar şenlikleri düzenleyeceklerini duyurdu. Bahar şenlikleri kapsamında düzenlenen konserlerle gençlerin ahlaken ve manen çökeltildiği ve buralarda gençlerin içki ve madde kullandığını sık sık gazetemizde gündeme getirmiştik. Hiçbir aile, hiçbir anne ve baba çocuklarını üniversiteye içki içsin, madde kullansın ve utanacağı durumlarla karşı karşıya kalsın diye yollamıyor. Aileler öğrencileri ilim, irfan, edep öğrensin diye üniversiteye gönderiyorsa, ana konu buysa neden üniversitelerimiz eğlence mekânlarına dönüştürülüyor. Küçük bir çocuk namaz kılıyor diye günlerce gündemi meşgul eden zihniyetler, ülkemizde gençliğimizin ahlakını ve maneviyatını hiç mi düşünmüyor. Su gibi akan içkilerin, çocukları uçurumun kanarına iten madde bağımlığının ilk aşaması olan ‘Bahar Şenlikleri’ hiç mi sizi rahatsız etmiyor. Bahar şenliklerinin gelişme çağında olan gençlere bu denli zarar vermesi ve bu duruma ön ayak olmak herkesin vicdanını sızlatmalı. Bahar şenliklerinde kızların omuzlarda gezdiği rezalet tablo daha dün gibi aklımızda. Konserlerde kızlar erkek arkadaşlarının omuzlarına çıkarak adeta kendinden geçiyordu. Birçok kız böyle eğleniyordu ancak biri daha çarpıcıydı. Çünkü yıllarca verilen mücadeleyi böyle mi temsil ediyorsunuz dedirtiyordu. Başörtüsünün üstüne taktığı yanardönerli kulaklarla erkek arkadaşının omuzlarına çıkan kızı hatırlamayan yoktur. Başörtülü genç kızların, konseri yabancı erkeklerin omuzlarında izlediği o sahneler, başörtüsü için hayatını ortaya koyan ve yıllar yılı inancı gereği taktığı örtüsü için mücadele veren mazlum Müslümanları derinden sarsmıştı. 28 Şubat çilesinin niye çekildiğini dahi anlamayan ve başörtüsünü şuursuzca takan bu kızların hareketine duyarlı Müslümanlar, "böyle rezalet görülmedi, yıllar yılı bunlar için mi mücadele verdik" diyerek tepki göstermişti. Hayatın her alanında olan Çankaya Belediyesi’nin bahar şenliklerine destek vermesini ve buna ön ayak olmasını eleştirmek benim en tabi hakkım.  Gençlerimizin manen eriyip bittiği bu günlerde sesimi yükseltmek en büyük hakkım. İster yobaz desinler, ister gerici ama gençliğimiz bu tür içi boş, sarhoş eden eğlencelerle elden gidiyor. Ve buna bir belediyenin, aynı zamanda üniversitelerin ön ayak olması vicdanları sızlatmalı. Üstat Necip Fazıl Kısakürek’in sıkça kullandığım şu sözüyle yazımı bitiriyorum: “Biz bize gerici diyenlere ancak deh demek için gerideyiz”