Yıllardır kan ve gözyaşının eksik olmadığı, bebeklerin kundaklarında öldürüldüğü bir ülke… Filistin on yıllardır siyonizmin pençesinde ölüm kalım mücadelesi veriyor.

Hamas’ın İran desteğiyle İsrail’e saldırmasıyla birlikte İsrail, Gazze’ye hava saldırıları başlattı. Sivil hassasiyeti güdülmeden, hatta kasıtlı olarak sivilleri de içine katarak devam eden bu saldırılara bütün dünya sessiz kaldı. Avrupa ve ABD’den destek alan ve gittikçe daha da pervasızlaşan İsrail, Gazze’de fosfor bombası başta olmak üzere kullanılması uluslararası hukuk tarafından yasaklanan silahları kullanmaya başladı. Uluslararası arenada insan hakları bahanesinin arkasına saklanarak başta Türkiye olmak üzere Müslüman ülkelere saldıran devletler ise İsrail’in insan haklarını açıkça ihlal etmesine sessiz kalmaya devam ediyor.

Gazze şeridindeki savaş Türkiye’de de tartışmalara yol açtı. Kimileri “Mehmetçik Gazze’ye!” sloganları atarken kimileri İsrail’i aklamak için bin dereden su getirdi. Bazıları kendini o kadar kaptırdı ki Filistin’de Hamas ve Mahmud Abbas liderliğindeki FKÖ arasında taraf tutmaya dahi başladılar.

Filistin meselesi bütün Müslümanların ortak meselesidir dolayısıyla Türk milletinin de meselesidir ancak devletimizin çıkarları her şeyin üzerindedir. Filistin meselesinde ne İran destekli Hamas’ı ne de yıllardır seçim yapmaktan kaçınan ve Doğu Türkistan’ın Çin’e ait olduğunu beyan eden Mahmud Abbas’ı desteklemek zorunda değiliz ancak soykırım tehdidine maruz kalan Filistinli Müslümanları desteklemek zorundayız. Karanlık ilişkiler içinde bulunan ve Filistinlileri meşru bir şekilde temsil etmekten uzak olan örgütler bizim meseleye bakış açımıza etki etmemeli.

İsrail’i destekleyenler ve aklamaya çalışanlar nasıl gaflet içindeyse sırf Filistinli diye Türk düşmanlığı herkesçe malum olan FKÖ’yü yahut hangi devletlerle ne gibi bir ilişkisi olduğu muğlak olan Hamas’ı savunmaya çalışanlar da gaflet içindedir. Filistin’deki Müslümanların derdiyle dertlenmemiz için Hucurat Suresi’nin “Müminler kardeştir.” ayeti yeterlidir.