Bilmeliyiz ki insan bazen yanlışlar yapar hatalar ve bilerek veya bilmeyerek yanlışlara teşvik edebiliriz. İnsan okuyarak, yaşayarak ve de hatalardan ders çıkartarak doğruyu yanlıştan ayırt edebilir. Allah biz müminlere akıl gücü istikrar ve azim vermiştir. Ata bin. Ebi Rabah’ın ilim ile hilimin daha güzel bir biri ile uyuşan bütünleşen bir şeyi yoktur, demesi manidardır. Bu durumda kişi yaşadığı birçok tecrübelerden edindiği birçok bilgiler sayesinde hilim kazanmalıdır. Böylece başkalarının işlediği hatalara karşı daha hoşgörülü olur ve halim erdemini kazanır. Halim kişide tedbirli olmalı geçmişteki yaşantılarından hatalarından eksiklerinden ders çıkartmalı tecrübeleri ışığında hareket etmelidir. 

İnsan tecrübeleri sayesinde halim yani iyi insan olduktan sonra kendisinden hikmetli işler sadır olur. Hikmet en güzel şekilde bilmek demektir. İnsanda eğer ki feraset sahibi olursa hikmet onda vuku bulacaktır. İnsan her türlü tehdide ve tehlikeye karşı uyanık olmalı ve kendini her zaman korumalıdır. Müminin ferasetinden sakının çünkü o Allah’ın nuru ile bakar, diye buyurmuştur. Hz Peygamber Efendimiz feraset ve fetanet sahibi olması üstün zekası ve anlayış kabiliyeti sayesinde birçok gizli şeyleri bilememiş ve geleceğe dönüş doğru tahminler yapabilmiştir. 

Rasullullah’ın bir arada yaşadığı münafıkları ağız çalımlarından konuşmalarından hal ve davranışlarından tanıması onun idrak kuvveti ve üstün kabiliyetini göstermektedir. Yüce Allah bu hususta şöyle buyurmuştur. Biz dileseydik onları sana gösterirdik de sen onları yüzlerinden tanırdın. And olsun sen onları konuşma tarzlarından da tanırsın, Allah yaptıklarınızı bilir çünkü Peygamber Efendimiz de Allah (C.C) bildirdiğinden başka gaybı bilmediği anlaşılmaktadır. 

Bizler de bilmeliyiz ki Peygamber Efendimizin de bir insan olduğunu Peygamber Efendimiz Hadisi şerifte her kim benim veli kuluma düşmanlık ederse ona harp ilan ederim, kulum bana kendisine farz kıldığım şeylerden daha hoş olan bir şeyde yaklaşmaz. Kulun bana nafile ibadetlerde de yaklaşmaya devam eder, sonunda onu severim işte o zaman onun işiten kulağı gören gözü sımsıkı tutan eli yürüyen ayağı olurum. Benden bir şey isterse ona veririm, bana sığınırsa mutlaka onu korurum. Allah’ın feraset sahibi kullarından olabilmek dileği ile.