TAY-DER’in Basın ve Hukuk Sorumlusu dostumuz İbrahim ÇETİN’in “sana bir şey göstereceğim” demesiyle uluslararası büyük bir skandala tanıklık ettim. ÇETİN’in Ermenistan’daki halk hareketlerinden seçtiği fotoğraflarda görünen şahıslardan bazıları, Türkiye’den Ermenistan’a sığınan PKK’lı teröristlerdi. Protestocular arasında Ermenilere benzemediği için kolayca fark edilen bu aykırı tipler, kalabalıkların en önünde, poşularıyla, taşlı sopalı elleriyle dikkat çekiyordu.
PKK’lı olduklarını nerden biliyorsunuz derseniz: Sadece simalarından, hain bakışlarından, kılık kıyafetlerinden değil elbette. Vaktiyle Türkiye’nin operasyonlarından kaçıp Ermenistan’a sığınan PKK’lılar gündem konusu olmuştu. Ermenistan’ın bir Ermeni terör örgütü olan PKK’ya kucak açma süreci esasen hiç bitmedi, hep devam etti. Bu süreç içinde Türkiye’den Ermenistan’a geçen ve Ermenistan’ın silahlandırarak Karabağ’da Azerbaycana’a karşı kullandığı PKK’lıların fotoğrafları zaman zaman medyaya yansıdı. İşte söz konusu görüntüler arasındaki benzerlikten yola çıkarak bu sonuca ulaşmış bulunuyoruz.
Konuyu asıl önemli kılan ise Ermenistan’daki siyasal süreç ve ABD & İsrail & İngiltere arasındaki teröre destek konvansiyonunun nelere kadir olduğudur.
ABD, Sorosçu halk hareketleri ya da renkli devrimler olarak bildiğimiz bir dizi kitle ayaklanmasında yerel aykırı güçleri terörize ederek sokaklara dökmüş ve hoşuna gitmeyen rejimleri devirmeye kast etmişti. PKK’lıların en ön safta yer aldığı Gezi Olayları Türkiye’de başarısız oldu. Rusya’da da benzer ayaklanmalar bastırıldı. Ancak Gürcistan’dan Tunus’a, Kırgızistan’dan Ukrayna’ya değin birçok ülkede istenen amaca ulaşıldı. Bu başarı halkasının sonuncusu ise Ermenistan’dır.
Devrik Devlet Başkanı Serj Sarkisyan, Rusya yanlısı bir liderdi. Rusya’nın müttefiği gibi hareket ediyor ve ABD ile arzulanan sıcak temasları bir türlü kurmuyor, ilişkileri hep belirli bir seviyede tutuyordu. ABD’nin ise işgal planı hazırlıklarını son sürat devam ettirdiği Türkiye’nin doğusunda yeni askeri üslere ihtiyacı vardı. Türkiye kuşatma harekatı Kafkasya’sız olamazdı. Bu düşüncelerle her sahnesine alışık olduğumuz sokak gösterileri tertiplendi. Vandalların gaz maskelerinden oturma eylemlerine, yakıp yıkmalarından duran adam eylemlerine kadar her sahnesi buram buram CIA kokan manzaraları hep birlikte müşahede ettik.
Güvenlik güçlerinin de protestoculara katılmasıyla eylemler kısa zamanda başarıya ulaştı ve Ermenistan’da Serj Sarkisyan dönemi kapandı.
Şimdiden sonra ne olacak? Maalesef şimdiden sonra Ermenistan’da hem Türkiye hem de Azerbaycan aleyhine birtakım gelişmeler izleyeceğiz. Uzun vadede Kafkasya’nın istikrarsızlaştırılmasını da bu gelişmelere dâhil edebiliriz.
Daha net öngörülerde bulunmak gerekirse uluslararası hukuk alanında soykırım suçlamalarıyla Türkiye’yi daha fazla köşeye sıkıştırmayı hedefleyen şahin bir Ermeni politikasına hazırlı olmamız gerekiyor. Ermenistan’ın ABD güdümündeki yeni liderleri, ülkelerini sonuna kadar Amerikan, İsrail, Fransız, İngiliz askerlerine açacaklar. ABD elbette bir miktar iktisadi yardımla ekonomik buhrandaki Ermeniler’in nefes almasına yardım edecek ancak Amerikalılar’ın hiçbir şeyi karşılıksız vermediğini gören Ermeniler’in hayal kırıklığına uğraması uzun sürmeyecektir.
Tüm Ermenilere geçmiş olsun diyor ve hatırlıyorum. Türkler’in Sarı Kadın türküsünü, kayısısını ve sâir kültür hazinelerini çalmaya uğraşacağınıza atasözlerini çalın. Mesela “besle kargayı oysun gözünü” gibi. Amerikan beslemesi teröristlerden size hiç fayda gelir mi behey şaşkınlar!
Öte yandan PKK’nın, FETÖ’nün, El-Kaide’nin, IŞİD’in ve diğer tüm terör örgütlerinin nasıl da uluslararası sermaye ve CIA gibi gizli servislerce yönetildiğini gözler önüne sermek istiyorum. CIA, PKK’yı Ermenistan’da bile kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilmektedir. Global kaosun gönüllü ve eli kanlı militanlığını yapan zavallı kandırılmış teröristler konusunda tüm dünya uyanık olmalıdır. Umarım Ermenistan örneği, alınması gereken son ders olur.