İsmet TAŞ

İsmet TAŞ

Ermeniler mi? Kim onlar?

Ermeniler mi? Kim onlar?

    Anadolu’da aklı evvel insanları ifade etmek için, “Deliler tepeye denilince önce onlar koşar” derler. İşte, Doğuda Ermenistan, Batı da Yunanistan tam da böyle. İkisi de her an kullanılmaya ve vekâlet savaşına hazır. Ne emredilirse onu yapmak için harekete geçerler. Ne bulundukları konumu düşünürler ne de sorumlu oldukları vatandaşlarını. Bunlar için milli çıkar ve menfaatlerini düşünmek söz konusu bile değil. Önemli olan efendilerinin arzularını yerine getirmektir. Özellikle bu anlamda Fransa her iki ülkeye de her türlü, “Gaz”ı vererek kullanmaya çalışıyor. 

    Nasıl ki Fransa’nın sicili bozuk,  tarihinde,  katliamlar,  soykırımları var ise, Yunanistan’ında, Ermenistan’ında tarihi,  soykırım ve katliamlarla dolu. Yunanlıların özellikle Batı Anadolu olmak üzere,  Anadolu’nun birçok yerinde, Ermenilerin ise özellikle Doğu ve Güney Anadolu’da yapmış oldukları soykırıma varan katliamları,  gelecek yüz yıllarda bile asla unutulmayacak. İşin tuhaf tarafı,  her iki devlette efendileri özellikle Fransa gibi katliamları ve yapmış oldukları soykırımları asla kabul etmemişler, tam aksine kendilerine katliam yapıldığını iddia etmişlerdir. (Söz de Ermeni Soykırımı iddiaları gibi.)

    Ermeniler, söz de soykırım iddiaları ile dünya kamuoyunu etkilemişler ve bazı ülkelerinde işine öyle geldiği için de bu safsatayı kabul etmişler başta Fransa olmak üzere birçok ülkede anıtlar dikilmiştir.

    Oysaki gerçek tam aksine. Ermenistan hiçbir zaman arşivlerle ve tarihsel gerçeklerle yüzleşmeyi kabul etmemiş, yalan ve iftira yöntemini seçerek sürekli olarak yalan söylemiştir. 

    Peki, arşivler bu konuda ne diyor? 

    Başbakanlık arşivleri, 1910-1922 yılları arasında Anadolu’da 523.955 kişinin Ermeni çeteleri tarafından katledildiğini söylüyor. Gün-gün, isim-isim tarih ve yer adları ile birlikte. “Tarihimizle yüzleştiğimizde kendi kayıp ve acılarımızla karşılaşıyoruz”  diyen Devlet Arşivleri Genel Müdürlerinden Pr. Dr. Yusuf Sarınay; “Ermeniler bir devlet kurmak için,  Fransız, İngiliz ve Rusların vaat ettiği topraklarda bir çoğunluk oluşturamamış, bu büyük devletler tarafından da dile getirilmiştir. İşte bu nedenle, çoğunluk oluşturabilmek için, belirli bölgelerde sistematik katliam yapmışlardır. Katliamların özelikle Doğu Anadolu ve Çukurova'da yoğunlaşmasının nedeni, etnik temizliğe girişmiş olmalarıdır. Katliamlardan canlarını kurtaranlar da bu bölgelerden göç etmişlerdir. Katliamların amacı, büyük Ermenistan hayalini gerçekleştirmektir.”

    Ermeniler,   ne kadar işkence ve ölüm şekli varsa Türkler üzerinde uygulamışlar, Türk köylerini toplu halde katletmişlerdir. Toplu mezarlar açıldığında vahşetin boyutları ortaya çıkmıştır. Katliamların canlı tanıkları görmüş oldukları işkenceleri ve Ermenilerin neler yaptıklarını anlatarak, Ermenilerin kim olduklarını ortaya koymuşlardır. 

    Peki, bu kadar mı? Elbette değil.  Ermenilerin, Azerbaycan/Hocalı da yaptıkları insanın tüylerini diken diken eden soykırım,  hala hafızalarda canlılığını koruyor. 

Ermenilerin kim olduğunun çok daha iyi anlaşılabilmesi için, Hocalıdaki soykırımı gören, anlatan gazetecileri dinlememiz yeterli.                                                                                            

“Bu gördüklerim gerçek olamaz, bunlar ya beynimin bana oynadığı bir oyun ya da Azeriler çok iyi mizansen hazırlamışlar. Öyle ya, hangi insanoğlu soğukkanlı bir şekilde elleri bile titremeden diri diri yalnızca kemikleri kalana kadar bir insanın kafa derisini yüzebilirdi? Ya da nasıl bir insan hamile bir kadının karnını kasatura ile yarıp doğmamış çocuğu oradan alıp sonra da çocuğu süngüleyebilirdi? (…)Pek çok savaş öyküsü dinledim, faşistlerin zulmünü işittim, ama Hocalıdaki gibi bir vahşete hiçbir yerde rastlamadım.” (Fransız gazeteci Jean-Yves Junet)
 “Gördüklerimiz karşısında Reuters muhabiri Elif Kaban ve eşim Hicran, donup kaldılar. Fotoğrafçı arkadaşım öyle etkilenmişti ki fotoğraf çekmesini sağlamak için onu objelerin üzerine doğru itmem gerekiyordu. Cesetler, mezarlar, evet hepsi mide gerektiriyordu. Ama olanları anlatmak, dünyaya duyurmak zorundaydık. Hayatta kalanları bularak hemen orada anlattıklarını kaydettik. Bazı cesetleri tanımaya çalıştım ama yüzlerinden vurulanlar, tanınmayacak hâlde olanlar vardı. Bazılarının ise kafa derileri yüzülmüştü.” (Amerikalı gazeteci Thomas Goltz)
“Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, 2 Mart günü Hocalının 1 kilometre batısına 100 Azeri cesedini getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşlarında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Yaralarına, soğuğa ve açlığa rağmen hâlâ yaşıyordu. Çok zor nefes alıyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir Ermeni asker onu tuttuğu gibi oradaki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. O sırada sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa’ya döndüm, onlarsa “HAÇ’IN HATIRI”! için savaşa devam ettiler.” (Ermeni gazeteci Daud Kheyriyan, For the Sake of Cross)

Sözün bittiği yer galiba burası olsa gerek. Elbette bu yapılanların hiç birini onaylamayan Ermeniler var. Ama bunlar o kadar azınlıkta ki seslerini dahi çıkartamıyorlar. 

Huylu huyundan vazgeçmemiş,  Ermeni Ordusu, Azerbaycan’ın ikinci büyük kenti Gence ’deki sivil halkı bombalayarak tarihindeki kara lekelere bir yenisini daha eklemiştir. 

    Şiddetle nefretle, öfke ile lanetliyoruz. Allah’ın laneti üzerlerine olsun.
    Bir kez daha deklere ediyoruz. Sonuna kadar her şeyimizle Azerbaycan Türklerinin yanındayız

    YAŞASIN BÜTÜN TOPRAKLARI ÖZGÜRLEŞMİŞ AZERBAYCAN…
    YAŞASIN AZERBAYCAN-TÜRKİYE KARDEŞLİĞİ..
    ERMENİLER Mİ? KİM ONLAR? İNSAN OLMADIKLARI KESİN…    
  

 İsmet TAŞ – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
                         Dünya Muhabirler Birliği Genel Başkanı

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR