Ermeni yalanlarının yüzüncü yılı ve kamuoyunun duyarsızlığı
2015 sözde “Ermeni Soykırım” iddialarının yüzüncü yılı. Nisan ayı yaklaşırken Ermeni Diasporası, yüz yıllık yalanlarını ispat etmek, taraf bulmak, Türkiye üzerinde baskı kurmak ve Ermeniler lehinde kamuoyu oluşturmak için olağan üstü gayret göstermektedir.
Ermenilerin sözde soy kırım iddiaları ve gayretkeşliğine karşı başta resmi kurumlar olmak üzere ciddi bir hazırlık görülmüyor. Aksine karşı tarafın yaygaralarına karşı derin bir sessizlik hüküm sürmektedir. Ermeni tezleri karşısında yeni nesiller zihnen hazırlanmaz ise Türkiye’nin geleceği tehlike altındadır.
Osmanlı bir huzur medeniyetidir. Yahudi asıllı tarihçi Prof. Dr. Bernard Levis “Osmanlı’nın hâkimiyeti altındaki her dinden ve her milletten insanlar için tartışmasız bir mutluluk devri olduğunu.” Söylemektedir.
Yüz yıl önce cereyan etmiş bir olayın yüz yıl daha sürdürülmesi amaçlanmaktadır. Başta ABD olmak üzere birçok ülke tarafını almış ve Türkiye’yi suçlamaktadır.
Gerçekte Ermenilerin öne sürdükleri gibi bir soykırım olmuş mudur? Doğrudur bir soy kırım olmuştur ama bunu Balkanlarda Haçlılar, Kafkaslarda Ruslar ve Doğu Anadolu’da Ermeniler Türkler için uygulamışlardır.
1915 Olaylarının yüzüncü yılında Türkiye için çok yönlü bir süreç başlamış ve sürmektedir. Süreci en az zararla atlatabilmek için çok yönlü tedbirlere ihtiyaç duyulmaktadır. Öncelikle yurt içinde bir konsensüs geliştirilmelidir. Ermeni tezlerini çürütmek ve sonuçsuz bırakmak için sivil toplum inisiyatifleri kurulmalı ve koordine ile Ermeni iddialarına karşı öncelikle Türkiye’nin kendi içinde tutarlı, gerçeklere dayalı bir program geliştirmesi gerekiyor.
İşin en ilginç yanı Ermeni iddialarını çürüten yabancılardan ciddi destekler gelmektedir. ABD Louisville Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Justin McCARTHY, 2000 yılında yaptığı ve yayınladığı bir araştırma ile Ermeni iddialarını tek tek çürütmektedir.
“I. Dünya Savaşı’nda İngiliz Propagandası ve Briyce Raporu” başlıklı araştırmasında Türk kamuoyunun bilmesi gereken gerçekleri yazmaktadır.
Araştırmanın girişinde aynen şu cümleler yer almaktadır: ”Türklere yönelik ön yargı Avrupa ve Amerika’da yüzyıllardır süregelmekteydi. Ancak, Birinci Dünya Savaşı esnasındaki anti-Türk propaganda, savaş süresince işbirliğine giden Amerika misyoner kuruluşları ve Büyük Britanya propaganda ofisleri tarafından özellikle geliştirildi ve genişletildi.”
Geniş bir perspektiften olaya bakan McCARTHY, ABD Misyoner örgütlerinin Büyük Britanya İmparatorluğu istihbarat teşkilatı ile ortak çalışarak misyonerlerin çoğu Ermenilerden seçilmiştir.
ABD İngiliz propagandasının en önemli merkeziydi. Ermeni iddialarının halen ABD’den yürütüldüğü düşünülürse, Türkiye üzerinde oynanmak istenen Ermeni oyununun tarafında görünen yüzü Ermeniler olsa da asıl taraf ABD, İngiltere ve özellikle kilisedir.
Meraklıları için özel bir not, McCARTHY’nin makalesini Yeni Türkiye Yayınlarından çıkan “Osmanlı’dan Günümüze Ermeni Sorunu” (Ankara, 2000) kitabında bulabilirler.
G Ü N Ü N H İ K M E Tİ
“Geçmişten adam hisse kaparmış... Ne masal şey!
Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi?
“Tarih”i tekerrür diye ta’rif ediyorlar;
Hiç ibret alınsaydı tekerrür mü ederdi?”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.