Yaşar Güldal

Yaşar Güldal

Ehl-i Sünnet 2

Ehl-i Sünnet 2

Tevrat indirilişinden yaklaşık olarak bin yıl sonra yazıya geçirilmiştir. İncil ise yüz yıl sonra yazıya geçirilmiş. Kur’an ise indirildikçe yazıya geçirilmiş ve ezberlenmiştir. Onun için 15 asırdır yüce kitabımız hem yazıda hem de zihinlerde hiçbir tahrifata uğratılamamıştır.
Bu süreçte Kur’an-ı Kerimi anlam yönünden tahrif etmeye çalışanlar öncelikle fıkıh, kelam ve tasavvufa saldırdılar. Çünkü bunlar içtihatlardan oluşmaktadır. İçtihatlarda ise hata olabilir. Bunda başarılı olduktan sonra sünnetlere ve hadislere saldırmaya başladılar.
Peygamberimizin sünnetleri olmadan islam tam anlamıyla anlaşılamaz. Neredeyse İslami hükümlerin tamamına yakını sünnet kaynaklıdır. Sünnete karşı çıkmak veya yok saymak demek, islamın tamamına yakınını yok saymak demektir. Hadisleri yok sayma ve hadisleri yeniden yorumlama diğer adıyla ayıklama ve reform fikri müsteşrik fikridir. Bunu da şöyle tanımlıyorlar;
“Uydurulmuş islamdan, indirilmiş islama geçiş… Veya İslamı hurafe ve bidatlerden ayıklama adı altında hadis ve sünnetleri yok etme çalışmaları. Peygamberi devre dışı bırakmaya yönelik oryantalist ve müsteşrik fikirlerine ağırlık verilen TV programları ve tartışma programları… Vs.” Bunlar hep bilinçli ve kasıtlı olarak yapılan operasyonun birer parçasıdır.
Müsteşrik kelime anlamı olarak; “Doğulu milletlerin (İslam âleminin) tarihi, kültürü, örfü, adetleri, din ve medeniyetleri üzerinde çeşitli maksatlarla araştırma yapan batılı, Müslüman olmayan bilim adamları. Şarkıyatçı veya Oryantalist diye de bilinen araştırmacılar,” demektir. 
Toplumda söz hakkı olan bazı hocalar son günlerde yine çok tehlikeli konularda uçuk kaçık iddialarda bulunmaktadırlar. Bunlardan birisi Miraç hadisesidir. “Allah bilmiyor muydu 55 vaktin beş vakte indirileceğini de peygamberiyle pazarlık yapıyor” diyorlar. Kıt insan aklıyla ancak bu kadar düşünebilen bu tahrif hareketi temsilcileri “Allah’ın kulunun kendisine gelip yalvarmasından, istirham etmesinden, dua etmesinden hoşlandığını” ve Bakara suresinde geçen “…Bana dua ettiği vakit dua edenin dileğine karşılık veririm…” 186. Ayetini ne hikmetse bir türlü kavrayamıyorlar! 
Miraç hadisesindeki 55 vakit namazı bugün ki 5 vakit gibi düşünürsek tabii 55 vakti anlayamayız ve 24 saate sığdıramayız. Ancak her 10 dakikada bir 2 rekât namaz şeklinde düşünürsek 55 vakit namaz 24 saate sığar ve bize diğer işlerimiz için de vakit bile kalır. Ama işte görüyoruz ki bu ins şeytanları bu kıt akıllarıyla en fazla bu kadar düşünebiliyorlar. 
Miraç hadisesi kur’an-ı kerimde İsra suresinde geçtiği gibi hadis kaynaklarından en sağlamları olan Buhari ve Müslim’de de geçmektedir. 
Zatın biri çıkmış “peygambere salâvat getirmek yağcılıktır.” Diyor. Rabbimiz Ahzab suresi 56. Ayette “Allah ve melekleri peygambere salât ediyorlar…” buyuruyor. Allah’ın ve meleklerinin salât ettiği peygambere ümmetinin salât etmesi acaba bu ins şeytanlarını, niye bu kadar rahatsız ediyor? Anlayabileniniz var mı?
Konuyla bağlantılı olarak, ismini belki çok sık duymuş olabileceğiniz iki tane eser tavsiye edeceğim sizlere; biri İhsan Süreyya Sırma hocanın “Sömürü Ajanı İngiliz Misyonerleri” adındaki kitabı ve “İngiliz casusu Hempher'in itirafları” isimli kitaplarını okursanız İngiliz misyonerlerinin ve ajanlarının İngiltere hükümetine verdikleri 27 maddeden oluşan raporun tamamını orada okuyacak ve adeta şok olacaksınız.  
Sünnet bu raporun bir bölümünde ifade edildiğine göre “sünnet devre dışı kalırsa kur’an’ın manen tahrifinin önündeki bir engel daha kalkmış olacaktır. Yani dinimizin direği olan namaz bile Allah muhafaza ortadan kalkmış olacaktır. O zaman bizim bildiğimiz namaz değil, Enfâl suresi 35. Ayette de ifade edildiği gibi kâfirlerin kabede tapınmaları gibi bize namaz denilince “ ıslık çalmak ve el çırpmak” gibi bir şey kalacaktır.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR