Her birimiz şu veya bu şekilde dışarıdan gelen etkileri, müdahaleleri, birileri tarafından yönetilmeye çalışıldığımızı, etkilendiğimizi hissederiz. Bunun adına yerine göre,  kapitalist dünya, küresel güçler, dijital dünya, emperyalizm,

Siyonizm vs. gibi adlar koruz. Oysaki dünyayı yöneten topu topu 15 veya 20 ailedir. Bunların büyük ve en güçlüleri de birbirleri ile tarihi ve kan bağları ile bağlıdırlar 

Elbette, “Yönetilmeye çalışılıyoruz” derken sadece ülkemizi kastetmiyorum. Bütün dünyayı, bütün ülkeleri hatta uzayı kastediyorum. 

Bu aileler,  ülkelerin sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik durumlarına göre bukalemun gibi şekil alarak faaliyetlerinde devamlılık gösterirler. Bunlar kendilerini duruma göre,  şirket, holding, banka, borsa, vakıf ve tarikatlarla, bazen de devletin en üst kademelerinde görev alarak kamufle ederler ama her zaman  “gizli bir el” olarak ülkeleri ve parayı yönetmeye, derinden etkilemeye, her konuda değiştirmeye çalışırlar ve bunu kendilerinde bir hak olarak görürler. Çünkü dünya sermayesi ellerindedir. Onlar dünyanın efendisi,  kendileri dışında kalanlar ise köleleridir. İnsanlara köle muamelesi yapmaktan çekinmezler. 

Bunların dini, imanı, ideolojileri, ülkeleri milliyetleri yoktur. Onların ülkesi bütün dünya,  hatta yukarıda söylediğimiz gibi uzay ve içinde bulunanlardır. 

Kimin kiminle savaşacağın, hangi ülkelerin hangi rejimle yönetileceğini, bu rejimlerin ne olacağını, (faşizm, komünizm, sosyaliz, kapitalizm, liberalizm demokrasi, krallık vs. ) devletleri kimin yöneteceğini onlar karar verirler. Kimin yönettiği önemli değildir.  Asıl önemli olan kendilerine hizmet edilmesidir. 

Bunlar her türlü dini ritüelleri kullanmaktan,  kendilerine göre şekillendirmekten hatta Hz. İsa’nın soyundan geldiğini söylemekten bile geri durmazlar. Tahmin edeceğiniz gibi dünyanın bütün kirli işleri bunların kontrolündedir. Bunlar için hak, hukuk ve adaletin zerre kadar önemi yoktur.  Çünkü hepsi kendileridir. Onlar haksızken bile haklıdırlar. 

Bunların dünyadaki bütün istihbarat örgütleri ile ilişkileri bulunduğu gibi birçoğunu da kendileri kurmuşlar,  maaşlarını kendileri ödemişlerdir. Bu yüzden de elleri kolları son derece uzundur. 

Bunların birçoğunun ismini dünyanın en zenginleri arasında göremezsiniz,  servetlerini gizli tutarlar.  Rochshild ailesinin varislerinden olan Heinrick Heine, “Para zamanımızın tanrısı,  Rothschild Peygamberidir” der. Sanıyorum bu söz onları net bir şekilde anlatıyor.

I. Ve II. Dünya savaşlarını çıkartanlar,  taraflara silah satanlar,   hatta Yahudileri fırınlarda yakan Hitleri bile destekleyen Yahudi kökenli küresel sermayedir. Özellikle burada ön plana çıkan ailelerin başında BushI’lar, Rockefeller ve Rothschild gelir. Ancak Japon katliamı için Dupont ailesine önemli bir yer açmak lazım,  Japonya’ya atılan atom bombalarının yapımında en büyük katkıyı sunmuşlardır. 

Güçlü Amerika yoktur, güçlü aileler vardır.  Buyurun bu günkü Amerika’nın durumuna bakın.  6 Ocak olayları…

Kongreyi korumak için gelen askerlerin sağda-solda gelişi güzel yatmaları.  Tam bir üçüncü dünya ülkesi görünümü. 

Bu aileler yılın belli zamanlarında toplanırlar ve dünya politikasını belirlerler. Tahmin edeceğiniz gibi bu aileler 200-250 yıldan beri varlar. Yani Osmanlının zayıfladığı gerileme ve yıkılma dönemine girdiği yıldan bu yana. (Bütün dünya Osmanlıyı bekliyor derken boşuna söylenmiş bir söz değil. Olaylara çıplak gözle bakalım, kime düşmanlık edeceğimizi iyi bilelim.)

George Soros’a da ayrı bir sayfa açalım. Saddam,  Kaddafi,  Esat ve bugün Trump ı deviren adam olarak gösteriliyor. Bu adamın gezi eylemlerini ve 15 Temmuzu planladığını artık sağır sultan bile biliyor. Peki, ne yapılabiliyor? Hiçbir şey. Yine bu Soros, Rockefeller, Rothschild ile birlikte yakın bir gelecekte dünyanın ekonomik dengelerini değiştirecek olan “Kripto Para”ya yönelmiş durumdalar. Öyle ki bu Soros 26 milyar dolarla bu işin içine girerek paraya başka bir yön vermeyi planlıyor. 

Dünyayı yöneten aileler bizim şahsi kanaatimiz o dur ki,  bundan böyle Çin üzerinden politikalarını belirleyecekler ona göre bir dağılım yapacaklar yani geleceğin yıldızının Çin olacağı kanaatindeyim. 

Buraya kadar özetin özetini verdiğimiz dünyayı yöneten ailelerden bahsederken, yakın tarihte ve günümüzde olan olayları oturup bir düşünelim,  hafızalarımızı yoklayalım. Söylenmesi gerekenlerin çok ama çok azının söylendiğini göreceksiniz. Bunu şu an kısa da olsa gündeme taşımamızın nedeni, “Dijital Faşizm”in geldiği noktaya dikkat çekebilmek içindir.   

İşte tam da burada Whatsapp bu gücünü nereden alıyor sorusunu soruyoruz? Düşünün ABD Başkanının hesaplarını bloke ediyor, istediği zaman mesaj yollamasına izin veriyor,  istediği zaman engelliyor ve o anlı şanlı ABD hiçbir şey yapamıyor. Peki neden? Nedeni çok basit. Çünkü  teknoloji şirketlerine dünyayı yöneten bilinen sekiz aile ortak.  Bunlar ayrıca ABD yi de dizayn eden aileler. Bu teknoloji şirketleri kendilerini bulundukları ülkeden üstün görürler,  kendi hukuk düzenlerini oluşturarak faaliyetlerine devam ederler.  Bu teknoloji şirketleri,  şiddete karşıyız engelleriz derler ama asıl “dijital terörü” kendileri oluştururlar.  Yapmış oldukları dayatmalarla,  kendi istediklerini uygulatmak için her yola başvururlar.  Şimdi biz hangisini kullanalım? Whatsapp, twitter, instagram, telegram, signal, bip vs. 

Şimdi kara kara düşünüyoruz. Yukarıda bahsedilen dünyayı yöneten aileler her şeye hâkim iseler, istedikleri anda istedikleri kararı veriyorlarsa,   bizim elimiz kolumuz bağlı onlara mahkûmuyuz?

Elbette değiliz, olmayacağız da. Nasıl mı?

Yeter ki biz köle ruhlu olmayalım. Kendimizi başkalarının emir eri kabul etmeyelim. Asla boyun eğmeyelim.  Kendi irademize,  kendi değer yargılarımıza sahip çıkarak, ülkemizin kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak, küresel güç hedefimize varmak için her yolu deneyerek güç merkezi olma yollarına hız adımlarla ilerleyelim. Bakın biraz çaba ve gayretle savunma sanayimizde geldiğimiz nokta bizi dünya da söz sahibi yaptı ise, 

Daha ileri neden gidilmesin. Dün dünyayı dizayn eden biz değilmiydik?  Şimdi neden yapamayalım? Bizi engelleyenin yine biz olduğumuzu unutmayalım…

İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı