İsrail, Gazze’de karadan girmediği son yer olan Refah’a da operasyon başlattı. Hem de ateşkes için bütün şartlar oluşmuş, İsrailli rehinelerin aileleri ve Filistinli siviller dört gözle ateşkes kararını beklerken… Hem de Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere birçok ülkede Filistin için destek eylemleri devam ediyorken…

Tam altı aydır bütün dünyanın gözü önünde bir insanlık dramı yaşanıyor. İsrail altı aydır çoluk çocuk demeden insafsızca Filistin’e saldırmaya devam ediyor. Bir devlet gibi değil de bir terör örgütü gibi davranan İsrail, sivil yerleşim yerlerini bombalamakla kalmıyor bir terör örgütü olduğunu kanıtlarcasına hastanelere, ibadethanelere saldırıyor.

Altı ay boyunca Filistin’de taş üstünde taş kalmadı, binlerce insan katledildi ve dahi binlercesi yaralandı. Dünya’nın başka yerinde hatta ıssız çöllerde, balta girmemiş ormanlarda dahi olsa kızılca kıyametin kopacağı seviyede bir katliam, bütün Dünya’nın gözünün önünde yapıldı. Hem de pervasızca… Hem de göstere göstere…

Dünya’nın dört bir tarafından bu zulme karşı sesler yükselmedi değil ancak yükselen bu sesler hükümetlerin yahut idarecilerin değil dini, ırkı, milleti ve milliyeti ne olursa olsun vicdanlı insanların hür iradesinin sesiydi. Katliamı önlemekle yükümlü olan uluslararası kuruluşlar ise pasif bir destek dışında pek de bir şey yapmadı. Hatta bazı noktalarda katliama destek bile verdiler.

Peki ya Müslüman ülkeler? Sayıca kalabalık gözüken ancak kukla idarecilerle teslim alınan devletler ne mi yaptı? Kocaman bir “hiç”. Türkiye hariç hiçbir ülke bu katliama doğru düzgün ses dahi çıkaramadı. Ya göstermelik mesajlarla İsrail’i kınamakla yetindiler ya da yıllardır olduğu gibi İsrail’le danışıklı dövüşe devam ettiler.

Türkiye’nin bu süreçte Filistin’e verdiği samimi ve kalbi destek tarihin en parlak sayfalarında yazacak ancak tarih Dünya’nın bu umursamazlığını da unutmayacak.