Haberlerden, akıllardan ve gönüllerden uzak bir yer var. Her mazlumun (!) sesini duyuran yandaş medyalar, Doğu Türkistan’da işlenen insanlık suçlarını görmezden geliyor. Müslüman görünümlü bir çok insan da duyduğuna kulağını kapatıyor. Buradan ifade ediyoruz ki; mazlumun birine ses olup, diğerine sırtını dönen, samimi Müslüman olamaz.

Doğu Türkistan’da yapılan bir çok zulmü ve asimilasyon projelerini her sene yayınlamaktayız. Bu sene şiddetini arttıran komünist kızıl Çin yönetimi, dünyada zayıf güçte olan Müslüman ülkelerin medyalarını siyasal baskıyla susturmaktadır. Bu sebeple bir çoğumuzun birazdan okuyacağımız gelişmelerden yeni haberi olacaktır. 

1 Milyona yakın Uygur Türk’ü Çin’in oluşturmuş olduğu Nazi Eğitim Kamplarında tutsak vaziyetteler. Her gün çok erken kalkıyor ve Çin devlet marşı eşliğinde bayrak törenine katılmaya zorlanıyorlar. Ondan sonra saatlerce devam eden  ezberleme ve ideolojik eğitime  tabi  tutuluyorlar. Evde kalan kadın ve kızların yanına ise Çinli erkekler yerleştiriyorlar. 

Eğitimde ezberlemeleri istenen slogan, öğreti ve konular şunlar;
• Çin Komünist Partisi Tüzüğü ile onun Liderlerinin öğretilerini Çince ezberlemek
• Ekim 2017’da yapılan ÇKP.19.Kurultayının kararlarını ve ruhunu yüksek sesle okumak ve yâdamak
•  3  Çeşit güçleri eleştirmek ve onları  hakaretler ederek aşağılamak
• ÇKP genel Sekreteri ve devlet Başkanı Xi . Jing Ping’e teşekkür etmek ona sağlık ve uzun ömürler dilemek. Bunları yapmayanlara ise;
• Tutsakların yemek vermeyerek aç bırakmak
• Onlara  sürekli  olarak çeşitli şekillerde işkence ederek uykusuz bırakmak
• Sürekli ayakta tutmak ve oturmanıza ve dinlenmenize engel olmak
• Sizin milli kimliğiniz ile dini inançlarınızı terk etmeye zorlamak…
• Müslümanca yemekleri keserek domuz eti ile hazırlanan yemekleri yemeye mecbur etmek
• Aşırı dini düşüncelere sahip oldukları iddiası ile tutuklananlara zorla içki içirmek gibi cezalar uygulanıyor.

Doğu Türkistan’daki mevcut durumu özetleyeceğiz:
Doğu Türkistan’daki Uygurlar arasında ve yurt dışıyla bağlantılar kesilmiş durumda. Bir milyon Uygur tutuklunun, Nazi tarzı toplama kamplarında hukuksuzca tutulması. Çok sayıda Uygur kanaat önderi/aydın hapislerde çürüyor. Tüm Uygurların DNA’larının toplanıyor. Uygur tutuklulardan organ çalınıyor. On binlerce Uygur Türk’ü kayıp. Çin milyonlarca Uygurca kitabı yakıyor. Uygurlara karşı kültürel soykırım uygulanıyor. Doğum kontrol politikası ile neslin devamlılığı engelleniyor. Milyonlarca Çinli Doğu Türkistan’a hukuksuz olarak taşınıyor (Demografik yapıya müdahale.) Uygur Türkçesi yok ediliyor. Uygurca yayınlara yönelik sıkı kontrol baskısı var. Uygur aydınların beyinlerinin zorla yıkanıyor. Geleneksel Uygur kıyafetlerinin yasaklanması (Kültür İstilası.) Helal yiyeceklerin kanunen yasak hale getiriliyor. Çin hükümeti Uygur nüfusun olduğu bölgelerde sözde “aile olma” kampanyasını uygulamaya koyarak Uygurlara karşı asimilasyon politikalarına hız verdi. Daha bir çok sayamayacağımız zulüm ve işkence.

EY KARDEŞİM! KARDEŞLERİNİN NAMUSUNA EL UZATILMASINA SESSİZ KALMA! DUALARA BİLE KATILMAYACAK BİR DOĞU TÜRKİSTAN YALNIZLIĞI İSTEMİYORUZ. BUGÜN ELİMİZDEN GELEN SOSYAL MEDYA ARACILIĞIYLA ZULMÜ DUYURMAK VE DUA ETMEKTİR. SUSMA!