Diyarbakır Anneleri
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde Cumartesi Anneleri diye bir grup kadın varmış. Meydanlara oturmuşlar, teröre göz kırpıp Devleti suçlamışlar, PKK lehine kamuoyu oluşturmuşlar. Avrupa Birliği destekli sözde insan hakları örgütleri de bunlara destek çıkıp PKK’cılığın daniskasını yapmışlar.
Gün geldi devran döndü, bu defa gerçekten terörden canı yanan anneler ortaya çıktı. Birilerinin ittirmesiyle zorlamasıyla değil; ana yüreğinden gelen insanî duygularla ortaya çıktılar. Tek dilekleri, terör örgütü PKK’nın kaçırıp dağa çıkardığı ve terörize ettiği evlatlarına kavuşmaktı. Onlar Hatice Anaydı, Fatma Anaydı, Ayşe Anaydı, Zöhre Anaydı… Arkalarında Avrupa Birliği ya da Amerika Birleşik Devletleri’nin uzantısı olan sözde insan hakları dernekleri yoktu, PKK’cı lobiler, PKK’cı medya yoktu. Arkalarında halkın desteği vardı. Ondan da öte anne olmanın verdiği cesaret vardı.
Artık uyduruk Cumartesi Anneleri yok, gün gibi gerçek Diyarbakır Anneleri var. Siyaset literatürümüze bıçak gibi saplanan bu yeni terimi daha çok uzun yıllar konuşacağız; çünkü artık terörle mücadelede yeni bir dönem başlıyor.
Nedir bu yeni dönem? HDP’liler yüzlerini buruşturacaklar ama hiç kusura kalmasınlar. Terörün siyasi malzeme yapılarak koskoca Kürt halkının terörle özdeşleştirildiği günler artık geride kalıyor. Batı’nın bu çok önemli projesi miadı dolduğu için dünyanın gözleri önünde çöküyor.
Diyarbakır Anneleri bize şunu gösterdi: PKK, bölge halkının çocuklarını, ne ailelerinin ne de kendilerinin rızalarıyla değil, tehdit ve cebirle yani zorla kaçırmaktadır. Demektir ki PKK, hiç de birilerinin iddia ettiği gibi halkın sözcüsü, savunucusu falan değil; aksine halkın düşmanıdır. PKK’nın siyasi uzantısı olan HDP, kesinlikle Kürt halkının değil, Batılı şer odaklarının sözcüsü ve savunucusudur.
Hatırlarsanız, geçenki yazılarımdan birinde PKK’nın Kürt değil Ermeni terör örgütü olduğunu çok sağlam delil ve kuvvetli emarelerle ortaya koymuştum. HDP de aynı şekilde Kürtleri kullanarak özelde Kürtlere ve genelde tüm Türkiye Cumhuriyeti’ne kötülük yapmak niyetindedir. PKK’nın elindeki çocuklarını almak için adres olarak HDP binalarının kapılarını seçen anneler, terörün gerçek adresinin neresi olduğunu da halka göstermişlerdir.
Şimdi de Diyarbakır Annelerinin HDP’yi zorda bırakmasına köpüren bazı mihraklar, hiç utanıp sıkılmadan asıl müracaat edilmesi gereken adresin Devlet olduğunu iddia ediyorlar! Yüzsüzlüğün de bu kadarı olur, yuh!
Bir tarafta ormanları yaktığını itiraf eden PKK, bir tarafta onlara hâlâ toz kondurmak istemeyen gezi zekalılar… Bir tarafta HDP’nin desteği ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi gibi belirli makamları ele geçiren CHP zihniyeti, bir tarafta onlara hâlâ toz kondurmak istemeyen ya da gerçekleri göremeyen milyonlarca seçmen…
Akla kara her geçen gün daha da net şekilde beliriyor. Kim hedef saptırıyor, kim dürüst daha iyi anlaşılıyor. Diyarbakır Anneleri Vakası işte bu yüzden çok önemli bir vakadır. Umarım ki tüm bölge halkı bu vesileyle HDP ile HDP’ye toz kondurmayan mihrakları bir kez daha gözden geçirecektir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.