Bir Terör örgütü düşünün a dostlar… Dini para, imanı para… Adını da koymuşlar hizmet, neye hizmet? Neye olacak para musluklarını elinde tutan siyonizme hizmet? Kabeleri Washington, kutsal kitapları ABD Anayasası… Okyanus ötesine İblis gibi taht kurmuşlar, kötülüklerin anası olmuşlar, aleme nizam vermeye çalışıyorlar. Laflarına bakınca sanırsın ki hepsi hacı hoca! Amma velakin her biri azılı firavun olmuş koca koca… 
Ve o hizmet dönüşmüş hezimete. Pensilvanya’daki yezitler alışmış mağlubiyete… Post modern darbeler, balans ayarları, yargı darbeleri, toplumsal olaylar, tırları durdurmalar derken her defasında pisliğe batmışlar. Battıkça arsızlaşıp daha çok batmışlar. Şimdi bu nursuzların yüzüne tükürsek tükürüğümüze yazık olmaz mı?
Çok bahsettik fetullahçı terör örgütünün yezitliklerinden, dininin imanının nasıl makam, mevki, paye, para ve sair menfaat olduğundan. Gel gör ki şu dini ticarete alet etme vakası gerçekten pek bir derin.
Fettoşçu militanlarda din-iman olmayınca elbette böyle mefhumları ticarete ya da başka menfaatlere alet etmeleri de gayet kolay oluyor. Boyları devrilesiceler… Para ile her şeyi yapabileceklerini sanıyorlar. Hani meşhur bir para spekülatörü var George Soros adında. O yaşlı bunak bile parasıyla toplumları ve devletleri dizayn edebileceğini zannediyor. Ne gezer! En fazla ortalığı karıştırabilir! Gezi kalkışmasında olduğu gibi!
Paranın alamayacağı çok şey var, onların çoğu da bizim anlı şanlı milletimizde fazlasıyla mevcut. Mesela onur, mesela gurur, mesela cesaret, mesela vatan sevgisi, mesela devlete bağlılık duygusu… 
Lakin Pensilvanya’daki yezit bu milleti bir türlü tanıyamadı gitti. O kadar dersaneler, kolejler, üniversiteler, şirketler, fabrikalar, vakıflar, holdingler derken çok büyük sermayenin sahibi oldu. Ancak gerçek değerlerin hiçbirine sahip olamadı. Para dediğin bir kıvılcıma bakar, yanar biter, kül olur gider.  Ama bu milletteki üstün seciye ebedi kalıcıdır. 15 Temmuz da bunun kanıtıdır.
Hayatta en hakiki mürşit nedir diye sorsanız fetullahçı militanlara. Hiç düşünmeden şıhımız Gülen’in sümüklü mendilini yüzümüze sürüp ağlamaktır derler. Abartmıyoruz, şaka yapmıyoruz. Basına çıkmış haberlere atıf yapıyoruz, gerçekleri anlatıyoruz. İşte böylesine ruhunu satılığa çıkarmış bir örgüt yapılanması içinde bir dolarları elli dolar, yüz dolar karşılığında satın alan bir zavallı anlayıştan bahsediyoruz. Ne uğruna? Kendini kanıtlama uğruna! Ben de sizdenim, ben de sizin gibi firavunum, sizin gibi yezitim, sizin gibi Türkiye Cumhuriyeti düşmanıyım diyebilmek uğruna! Vah zavallılar…
Bank Asya vakasına sanırım ayrı bir parantez açmak gerekiyor. 17-25 Aralık’taki menfur Yargı Darbesi girişiminde Devletimiz bas bas bağırdı: Fetullah Gülen teröristtir, yönettiği sözde cemaat de terör örgütüdür, şöyle haltlar  yeyip böyle cürümler işliyorlar diye… Düşünüldü ki takke düşünce kel görünecek ve tüm FETÖ militanları kendilerini Cehenneme sürükleyen teröristbaşı Fettoş’un yüzüne tükürecek… Ama öyle olmadı! Her ne kadar bazı kafası çalışanlar paralarını çekerek, hesaplarını kapatarak tepkilerini ortaya koysalar da nice kanı bozuk FETÖ militanı aman örgüte destek olalım diye Bank Asya üzerinden işlem yapmaya, paralar yatırmaya hatta banka şubeleri önünde eylemlere katılmaya başladılar. Şimdi burada “kanı bozuk” gibi kavramlar kullanıyoruz diye sakın ola yüzünüzü ekşitmeyin. Soyadı “Kansız” olan FETÖ zanlısı firari savcı var. Mecazi anlamda kullanmıyoruz, gerçek anlamını ortaya koyuyoruz.
Ah dostlar ah, o kadar kalleş, yastık altından paralarını çıkarıp destek olsun diye Bank Asya’ya yatırdı da ne oldu? Banka kayyuma geçti, paracıklar Türkiye Cumhuriyeti’ne kaldı. Oh ne âlâ Mualla… Eh gözden kaçan birazcık para da Hain şükür vasıtasıyla Pensilvanya’ya transfer edilmiş olabilir ama zararı yok; onlar da ABD’li siyasetçilere seçim rüşveti olarak dağıtıldı. ABD’li senatörler ne yaptı? ABD’deki FETÖ okullarında soruşturma başlattı. 
Onu bunu geçelim de üç kuruş maaşının önemli bir meblağını ayırıp Pensilvanya’ya “himmet” diye aktarmak da neyin nesidir arkadaş? Çocuğunun nafakasından kısacaksın, ABD’de krallar gibi yaşayan bir caniyi besleyeceksin? Allah aşkına bu neyin kafasıdır? Bu insanlar neden silkelenip kendilerine gelmezler?
Bank Asya’da 17-25 Aralık’tan sonra destek mahiyetli işlem yapmış olmak, FETÖ  militanlığının en ciddi delillerinden sayılıyor. Daha mı sayılmasın? Hiçbir özelliği olmayan, ağabeydik gubidik bir banka… Sen tarlayı tapanı sat, bakaya yatır! Sebep? Sebep himmetmiş, sebep hizmetmiş! Hadi oradan… ABD bunları düpedüz haraca bağlamış, haracı toplamak üzere kürsel terörist Fetullah Gülen’i bal aktör tayin etmiş. Bize din-iman masalları anlatıp martaval okuyorlar. ABD çıkarlarına ve siyonizme hizmeti dine-imana hizmet gibi gösterip nerede kuş beyinli biri varsa kendilerine devşiriyorlar. Sonra da çıkıp utanmadan biz en zeki, en akıllı, en yetenekli gençleri topluyoruz diyorlar. Zeki, akıllı, yetenekli insanın sizin aranızda işi ne? Siz herkesi kendiniz gibi hem budala, hem enayi hem de hain mi sanıyorsunuz? Ah zavallılar ah… Vaktiyle o budala, o enayi, o hain gençlerin ceplerinde paraları olsaydı size hiç yanaşırlar mıydı? Kimi bursla, kimi kursla, kimi yurtla, kimini umutla bağladınız; e sonuçta ne oldu? 15 Temmuz’da şamarı yediniz, oturakaldınız oturaklarınızın üstüne.
Daha da bitmediniz… Ama biteceksiniz. O paraların hepsi suyunu çekecek, önünüze serili imkânların hepsi yok olup gidecek. Çok güvendiğiniz ABD, İsrail, Almanya, İngiltere bile sizi yüz üstü bırakacak. Daha çok ezilecek, daha çok sürüneceksiniz. Ki size de zaten sürüm sürüm sürünmek yaraşır. Aynen 15 Temmuz’da süründüğünüz gibi.
Her şeye rağmen, zararın neresinden dönülürse kârdır sözünü bilmem hatırlatmaya gerek var mı? Adam gibi tövbenizi edin, bülbül gibi ötüp itiraflarınızı sıralayın, vatana ihanet gömleğini üzerinizden çıkarın, Devlet Babayla barışın, Cumhurbaşkanımızın elini öpün… Okyanusun ötesindeki iblise tapınma kerizliğinden kurtulmak öylesine kolay ki… Sadece biraz irade göstermeye bakıyor. Çok değil, az biraz… Haydi göreyim sizi!