Osman Akdoğan

Osman Akdoğan

Dijitalleşmede Gizlilik Mümkün Mü?

Dijitalleşmede Gizlilik Mümkün Mü?

WhatsApp'ın güncellenen "Gizlilik İlkesi"ne haklı olarak tepki gösteriyoruz; ancak yurtdışı menşeili dijital iletişim araçlarının ve platformlarının hayatımıza girmesiyle yıllardır gizliliğin ihlal edildiğini unutuyoruz!
 
Kişisel bilgilerimizin telefon operatörlerince yıllardır farklı şekilde satıldığı biliniyor. (Hiç tanımadığımız, ilişkimizin dahi olmadığı ticari işletmelerden sürekli telefonumuza mesaj gelmesini buna örnek verebiliriz) 

İnternete bağlantınız açıkken bir ürün ya da hizmetle ilgili sesli şekilde konuştuğunuzda hemen ilgili reklamlar telefonumuzda önümüze düşüyor! Denemesi bedava. Örneğin bir mont alacağınızı sesli şekilde ifade edin ya da arama motorundan aratın sizin önünüze onlarca eşdeğerdeki reklamlar çıkıveriyor! Siz de ‘ben de tam bunu aklımdan geçirmiştim” demekle kala kalıyorsunuz. 

Cep telefonumuzdaki uygulamalara izin veriyoruz. Uygulamalar konumunuzu, adınızı soyadınızı kullanıyor. Mahremiyetle bu konuyu bağdaştırdığımızda görünüyoruz ama görmüyoruz. 

Şu an telefonlarımız sürekli veri paylaşıyor ama ne paylaşıyor bilmiyoruz! Bir uygulama indirmek istediğimizde bizden “veri alma izni” isteniyor. Mecbur kalarak onayladığımız bu uygulamalar bizim verilerimizi ikinci bir şahısla paylaşabilmek hakkını kendinde görebiliyor. 
 
Gün geçtikçe dijital dünyada sürekli iz bırakıyoruz!

Dijital dünyaya bıraktığımız verilerin özellikle Amerika menşeili şirketlerce tutulduğu konusunda artık resmi kurumlarımız da bizleri uyarıyor.  

Dünyada 4 milyardan fazla insanın kimliği söz konusu dijital uygulamalarca ayırt ediliyor ve verisi kayıt altına alınıyor. Facebook, Twitter, WhatsApp ve Instagram gibi uygulamalarca bu bilgiler tutuluyor. 

Bugün internete girdiğinizde uluslararası bu şirketlerin içerisinde olmayan var mı?  Çok nadirdir. 
Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) Daire Başkanı Yılmaz Vural, sosyal medyadaki ve dijitalleşmedeki tehlikeye dikkat çekerek bakın ne diyor: "Facebook 10 adet beğeninizde sizi iş arkadaşınız kadar yakından tanıyor. 70 adet beğeninizde yakın arkadaşınız kadar, 150 adette ise ebeveyniniz kadar, 300 adet beğeniniz varsa da sizi eşiniz kadar tanıyor. 300 beğeninin üzerine çıktığınız zaman artık siz özne olmaktan nesneye dönüyorsunuz. Bu noktada mahremiyet çok zor. Facebook sizi 52 bin öz niteliğinizle sınıflandırıyor." 

Yani anlayacağınız, bir ne kadar dirensek de yurtdışı menşeili dijital mecraların içinde olduğumuz sürece dijital köleliğin esiri olmaya devam edeceğiz maalesef. 

 Dijitalleşme ile birlikte gizlilik denen bir şey kalmadı ki zaten. O uygulama gizliliği ihlal ediyor bu etmiyor düşüncesini ben şahsen yanlış buluyorum. 

Onun için dijital dünyada iken daha az iz bırakmak için dikkatli olmak zorundasınız. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR