Türkiye Cumhuriyeti’nin 1970’lerden sonra başlayan terör örgütü ile mücadelesi çoğunlukla silah yoluyla olmuşsa da özellikle Turgut Özal döneminde diyalog ile bir çözüm aranmıştı. Ancak bilindiği üzere kundakta ki bebeğin katili terör örgütü ile masaya oturarak, konuşularak bir sonuç elde edilemezdi. Özellikle tarihi şan ve şerefle dolu Türk halkını, ve liderinin arkasında kimlerin olduğunu belli olan, hayalperest üç beş çapulcu ile görüşmesi oldukça anlaşılamaz bir durum olmuştu. Turgut Özal’ın vefatından sonra bu görüşmeler ilerlememiş, terör örgütü ele başının yakalanmasıyla da uzun bir süre dillendirilmemiştir.

Tarihler 2009’u gösterdiğinde terör örgütü ile yeniden görüşmeler başlamış, çift taraflı ateşkes ilan edilmişti. Dönemin cumhurbaşkanı Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi için “Kürdistan” ifadesini kullanmış, 19 Ekim 2009 yılında Kandil ve Mahmur’dan gelen terör örgütü mensupları Habur sınır kapısında ellerinde bu vatanın evlatlarının kanı olmasına rağmen birer kahraman gibi karşılanmıştı. 12 Haziran 2014 tarihinde Diyarbakır’da 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı askeri bölgeden şanlı Türk Bayrağı indirilmiş, kahraman Türk askeri eli kolu bağlı şekilde olayı izlemek zorunda kalmıştı. İlan edilen ateşkes yüzünden terör örgütü mensupları şehirleri silahlarla donatmış, şehirlere inmişti. Daha sonra başlayan Hendek Operasyonları ile onlarca evladımızı şehit vererek şehirlerimizi temizlemek zorunda kalmıştık.

Yedi cihana baş kaldırarak kurulan Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kötü olaylarını çözüm süreci döneminde yaşamıştır. Terör örgütü ile müzakere yapılamayacağı açık ve nettir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti üç beş çapulcu ile mücadele edecek güçtedir ve terörün başka yolla çözülmesi mümkün değildir. Kötü tecrübelerimizi tekrardan yaşamanın da bir anlamı yoktur.

Hüda Par başkan vekili geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada “çözüm süreci için umutluyuz” ifadesini kullanmıştır. Bilinmelidir ki ülkemizde bir Kürt sorunu yoktur. Yalnızca tasması kimde olduğu belli olan bir terör örgütü ile mücadele etmekteyiz. Özellikle Türkiye sınırları içerisinde terörün bu kadar bitirildiği, kararlılıkla mücadelenin sürdüğü bu dönemde bu açıklama oldukça talihsiz olmuştur.

Yazımı sonlandırırken bu vatan için bedel ödemiş tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum.