Serhan Yetkinşekerci

Serhan Yetkinşekerci

Çağımızın Makyavelisti Frank Underwood

Çağımızın Makyavelisti Frank Underwood

Bir adam düşünün…
Cinayetten sapkınlığa, yalandan, ihanetten iftiraya ve komploya kadar her türlü kötülüğün babası olsun.
Ve bu adam çok seviliyor. (Laf aramızda ben de seviyorum bu şeytanı)
Nasıl iştir hala çözemedim!
Neyse ki, gerçek değil. Sadece, bir dizi karakteri.
Frank Underwood’dan bahsediyorum.
2013’ten bu yana ortalığı kasıp kavuran House of Cards dizisinin başrolünden.
Ama önce diziden biraz bahsedelim.
Beyaz Saray’da parti denetçiliğinden ABD başkanlığına uzanan bir adamın Francis J. Underwood’un hikâyesi anlatılıyor bu dizide.
Frank’in hırsları, ihtirası uğruna birbirinden alçak taktikleri nasıl uyguladığına tanıklık ediyoruz. 
Bu dizide siyasi meselelerin ele alınış şekli, siyasal iletişime dair akıllara durgunluk veren hamleler alıp götürüyor.
Öyle bir dizi ki, eski ABD başkanlarından Bill Clinton, ‘‘Bu dizide yaşananlar gerçek. Beyaz Saray’da işler böyle yürüyor.’’ desin.
Öyle bir dizi ki, Obama başkan olduğu dönemde bu diziyle ilgili paylaşımlar yapsın, videolar paylaşsın. Her fırsatta, bu diziyi büyük bir tutkuyla izlediğini dile getirsin.
Salı günü 5. Sezon da yayına girdi. Henüz, yeni sezonu izleme fırsatı yakalayamadım. Heyecanım diri.
Bu sezonun da başarılı olduğuna  %100 eminim. Zerre şüphem yok!
Neyse, biz kahramanımıza dönelim.
Frank Underwood’a. 
İnsanoğlu 500 yıl önce de hırslı ve pragmatistti aslında. Machiavelli, Prens’e Öğütleri’ni o zamanlarda kaleme almıştı. Bugün kendisini hiç okumamış, adını bile duymamış o kadar çok askeri var ki Machiavelli’nin. Sayarak bitiremeyiz. 
‘Hedefe giden her yol mübahtır’ fikriyatının babası Niccolo Machiavelli, Underwood’u görse heralde ona bir madalya takardı. Zira Underwood, makyavelizmin ete kemiğe bürünmüş hali gibi.
Kötü olmaya kötüdür. Eyvallah. Ancak ister eleştirin ister sevin. İster ikisini birden yapın. Bu adamı izlerken, çok şey öğrenebilirsiniz.
Ne bürokrasi tanıyor.
Ne de sermaye.
Diplomasiyi oyuncağa çeviriyor.
Medyayı da manipüle ediyor.
(Sonu medyanın elinden olabilir gerçi. İzleyip göreceğiz.)
Külliyatından birkaç kelam:
-    ‘‘Sol elinle taş tutarken, sağ elinle tokalaş.’’
-     "Güç, emlak gibidir. Tek mesele konum, konum, konumdur. Kaynağa ne kadar yakınsanız değeriniz o kadar artar."
-    "İyi bir yalancının yeteneği, insanları yalan söyleyemediğine inandırmaktır."
-    "Dünya'nın en güçlü adamına hayır demek kolay bir iş değildir ama bazen de o üstün kişinin saygısını elde etmenin tek yolu haddinizi aşmaktır."
Bu adamdaki şeytan tüyü nereden geliyor bilmiyorum. Tek sebebi olmamakla birlikte en önemli özelliği çok yönlü olmasıdır herhalde.
Sabit ve duyguları olan, tahmin edilebilir bir adam değil. Yakınında yöresindeysen kollayacaksın kendini. Neticede politikacı. Hem dışarıya karşı yüzünü hem içerdeki yüzünü görünce insanı daha bir çekiyor. Acaba bu sefer kimi nasıl harcayacak diye merakla kol kola geziyoruz izlerken.
NEDEN SEVİYORUZ?
Kevin Spacey’nin performansından hiç bahsetmiyorum bile. Adam başka bir boyuta geçmiş Underwood’u canlandırırken. Bu arada, çekim tekniklerinden söz etmeden olmaz. Underwood’un bir anda diziyi bırakıp doğrudan objektife bakan, bazen de kendi kendine konuşurken sahneleri var ki, of of of! Seyirciyle doğrudan bir temas kuruluyor. Gerçekçilikten koparmadığı gibi mevzunun başka bir yönünü de aktarıyor. Zaten bir bölümü açıp tekrar izlediğinizde yeni bir şey yakalıyorsunuz. Neyi neden yaptığını daha iyi anlıyorsunuz.
Obama döneminde yapılan anketlerde, Amerikalılara soruldu:
Obama’yı mı başkan olarak görmek istersiniz Underwood’u mu?
ABD’lilerin cevabı Underwood oldu.
Bu kadar kötü bir adam neden bu kadar seviliyor? Cevabını hala çözebilmiş değilim. Belki de hepimiz bir parça makyavelistiz. Hatta daha fazlası da olabiliriz.
Belki cevabı 5. Sezonun sonunda alacağız. Kim bilir…
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR