Fatih Akkaya

Fatih Akkaya

Bu nasıl adalet?

Bu nasıl adalet?

Dilan-Engin Polat çiftinin önceki gün duruşması vardı.

Beyaz elbiseler giyip, masumiyet mesajı vermişler. Öncesinde evlerinde dua okutmuşlar.

Yasa dışı bahis, vergi kaçırma ve kara para aklama gibi suçlardan 40 yıl hapis istemiyle yargılanıyorlar ama serbestler…

Üstüne bir de…

Ellerini kollarını sallaya sallaya ahlaksızlıklarına, görgüsüzlüklerine devam edip, sosyal medyada genç dimağları zehirlemeye, gizli reklamlarına devam ediyorlar.

Mehmet Ali Erbil ile Serdar Ortaç gibi…

Kumara teşvikten gözaltına alınan 16 kişi arasındalardı, hepsi tutuklandı, bir tek bu ikisi “ev hapsi” kararıyla salıverildi.

Birkaç gün sonra haklarındaki ev hapsi kararı da kaldırıldı.

Kaldıkları yerden devam ediyorlar hayatlarına.

Diğer tarafta ise bir ekmek çalanı sürüm sürüm süründüren bir yargı…

“Yargıya güven”, anketlerde son sıralarda çıkıyor ya, nedeni bu işte.

Zenginsen, ünlüysen, güçlüysen sana kıyak geçen geçene.

Garibansan üstüne çullanan çullanana.

***

Değerli okurlar,

“Asgari Ücret Tespit Komisyonu” niye var, daha doğrusu neden var, hiç düşündünüz mü?

Ne işe yarıyor bu komisyon?

Enflasyon malum, asgari ücretlilerin durumu ortada.

17 bin TL olan asgari ücretin alım gücü 1 yılda 11 bin liraya düşmüş. Bunu ben değil resmi veriler söylüyor.

Bu noktada yapılması gereken ve yapacak olan belli iken, “komisyon” da ne oluyor?

Hükümet ilgili STK temsilcilerinin görüşlerini aldıktan sonra, “yeni asgari ücret budur” demelidir. Ve açıkladığı rakamla lehte aleyhte tüm sorumluluğu üzerine almalıdır.

Toplanıp toplanıp, çay yudumlayıp kurabiye yiyip dağılmalar ne öyle?

İşçi daha çok, işveren daha az isteyecektir elbette. Hükümet sensin, burada da makulü bulacaksın.

Bunu yaparken de gerektiğinde işçiyi sübvanse edeceksin, gerektiğinde işverenden aldığın primin bir kısmından feragatte bulunacaksın.

Devletin görevi budur.

Komisyon ille olacaksa, burada Hükümet tarafı daha aktif görev almalıdır. İşçi işveren temsilcilerini dinledikten sonra, sahadaki gerçekleri de göz önünde bulundurarak bir rakam belirleyip, bunu taraflara kabul ettirmelidir.

Devlet olmanın gereği budur.

Sessiz sessiz tarafları dinlemek, sonra da “bizlik bir şey yok, anlaşamadılar” deyip dağılmak devlete yakışmaz.

Türkiye’mize hiç yakışmaz.

Üçtür toplanıyor Komisyon. İşçi de işveren de diyeceğini dedi. Hükümet ivedilikle inisiyatif alıp, bir rakam belirlemeli ve “1 Ocak’tan itibaren geçerli olacak asgari ücret budur” demelidir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR