BU BİR M.FEYZİOĞLU HATIRASIDIR
Türkiye Barolar Birliği başkanı Feyzioğluyla ilgili bir yazı yazmayı önceden beri düşünüyordum daha doğrusu ibretamiz bir hatırayı.
Bu tipte hak hukuk diyen insanların asıl yüzünü onlarla önemli anlarda karşılaşan kişiler daha iyi bilir.
İşte Feyzioğlunun Danıştay açılışından çok önce yüzündeki maskeyi yırtıp atan bir hatırayı basında daha çok mahkeme salonlarına başörtülü girdiği için çıkartılan haberlerle gündeme gelen Zübeyde Kamalak hanımefendiden dinlemiştik.
Hatırayı anlatmak bugüne nasipmiş.
Saadet Partisi Genel Başkanı sayın Mustafa Kamalak beyefendinin eşi Zübeyde Kamalak hanımefendi bilindiği gibi avukatlık yapmaktadır.
Zübeyde hanım başörtüsüyle davalara girdiği için hakimler tarafından mahkeme salonlarına alınmak istememiş ama o bu ısrarını sürdürerek bir zafere imza atmıştır.
Zübeyde Kamalak hanımefendiye yaşatılan bu ilk başörtüsü mağduriyetinde Ankara’daki avukatlık bürosuna giderek destek ziyaretinde bulunmuştuk.
Ziyareti mağdurun ve mazlumun her zaman yanında olan Ankara Memur Sen il başkanımız Mustafa Kır beyle yapmıştık.
Zübeyde hanım bizlere bürosunda Metin Feyzioğlu’nun Ankara Barosu başkanıyken kendisinin başörtüsüne gösterdiği düşmanlığıyla ilgili bir anısını paylaşmıştı.
Hatırlanacağı üzere Türkiye Barolar Birliği'nin başörtülü avukatlık yapılması yasaklansın diyerek Danıştay'a yaptığı itiraz oy çokluğu ile reddedilmişti.
Bu ilkel girişimde gösteriyor ki bu tipte adamlar Barolar Birliğinde mebzul miktarda var.
Zübeyde hanımın yanında stajer avukat olarak çalışan bir hanımefendi baroda yapılacak cüppe giyme töreninde kendisinden cübbesini giydirmesini istemiş ama istediği olmamış.
Çünkü başörtü avcıları teyakkuz halindedir.
Zübeyde hanım törende sahneye çıkmadan önce cübbeye elini uzattığında tak diye karşısına o zamanki Ankara barosu başkanı Metin Feyzioğlu dikilir ve ‘Siz ne yapıyorsunuz?’ der.
Kendisi efendi karşısındaki başörtülü kölesi ya.
Zübeyde hanımda cübbe giydireceğini söyler.
Feyzioğlu 'başörtülü bir şekilde cübbe giydiremezsiniz' der ve Zübeyde hanımın başörtülü ve cübbeli bir şekilde sahneye çıkmasını engeller.
Bulduğu çözüm dahiyanedir. Cübbesiz çıkıp stajer avukatına giydirebilirsiniz diye ‘emreder’.
Emreder çünkü hangi sığayla söylenirse söylensin bu bir insana köle, kendisine efendi muamelesi yaptırmaktan başka bir şey değildir.
Kutsalına saygılıdır Feyzioğlu çünkü laik hukukun son kalesi baroyu da başörtülülere kaptıracak değil ya.
İşte bu kadar temel insani bir hakkı bile hazmedememiş birisinin hukuk profesörü ve baro başkanı olması dünyanın başka hiç bir yerinde örneğini bulamayacağınız garabettir.
Senin başbakana karşı sözlerinin altında yatanda zaten bu hazımsızlığındır.
Senin savunduğun fikirlerin artık değil bu toplumda en ilkel kabilelerde bile hükümran olması artık imkansızdır.
Unutun artık o başörtüsü yasaklı devirleri.
Uyanamadığın, farkına varamadığın belliydi.
Ne tokattı ama tüm Türkiye ve dünya duydu.
Uyanmasını sağladı mı bilmiyorum ama magduru oynayan bu adamın elinde fırsat olsa başta kendi meslektaşı binlerce başörtülü avukat olmak üzere hiç birine hayat hakkı tanımayacağı kesin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.