Böyle günleri değerlendirmeliyiz
Arapçada ‘aşere’ on, ‘aşır’ onuncu demektir. Halkımız onuncu gün manasına gelen ‘âşır’ı, aşure şeklinde telâffuz ederek Muharrem’in onuncu gününe aşure günü ismi vermiş, böylece tarihe de aşure günü olarak geçmiştir.
Aşure gününün orucu, kendisinden önceki bir yılın günahlarına kefaret olacağına dair rivayetler de vardır.
Aşure ile ilgili bir ayet yoktur. Ancak Tevbe Suresi'nin 36. ayetinde, ayrıcalıklı olarak söz konusu edilen haram/muhterem dört aylardan biri de Muharrem ayıdır.
Aşure günü aslında Müslümanların yardımlaşması ve birlik içinde olması için önemli bir fırsat.
Bu günde çeşitli bakliyatların karışımı olan ve yardımlaşmanın simgesi olan aşure yapılır.
Aşure küçük taslarla kolu komşuya dağıtılır ve mahalleli arasında bir dayanışmaya sahne olur.
Paylaşmayı yardımlaşmayı unuttuğumuz şu günlerde Aşure günü büyük önem taşıyor.
Ülkemizdeki kargaşanın ve kaosun hâkim olmasını isteyenlere inat birlik ve beraber olmalıyız.
Aşure gününün orucu, kendisinden önceki bir yılın günahlarına kefaret olacağına dair rivayetler de vardır.
Âşure gününün manevi ve berraklığı üzerinde Kerbela karanlığının kesafeti de görülmektedir. 61. hicret yılının Muharrem'ine ait 10. gününde Hz. İmam Hüseyin 55 yaşında iken Sinan bin Enes isimli bir hain tarafından Kerbelâ'da hunharca şehit edilmiştir.
Bu zulmün arkasında Emevi Halifesi Yezid, onun Küfe valisi İbni Ziyad vardır. Yarım asır öncesinden Peygamberimizin bizzat haber verildiği bu ciğerleri yakan olay, Hz. Hüseyin'i Cennet gençlerinin efendisi olma şanına yüceltmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.