Bismillah. Her hayrın başıyla başlayalım. İnşallah bundan sonra bu köşelerde buluşacağız. İslâm Âleminin, Türk coğrafyasının, devlet ve milletimizin çok önemli sorunları var. Alışılmışın dışında, günlük politika ve suni gündemlerden uzak kendi gündemimizi bu köşelerde yazmaya çalışacağım.

Büyük bir medeniyetimiz, büyük ideallerimiz var. Üzerimize düşen sorumluluk manevi olarak dağlardan ağır. Allah’ın izniyle bu sorumluluktan kaçmayacağız. Yeni bir uyanışın muştulayıcısı olarak özellikle Türk gençliğine tarihi misyonlarımızı hatırlatmaktan bıkmayacağız. Üç asırdır özünden koparılmak istenen, üzerlerine türlü türlü çirkin tezgâhlar hazırlanan bu gençliği çırpındığı bataklıktan çekecek nitelikte konuları ele alacağız.

Bize kuru kavgacı genç lazım değildir. Atam Osman Gazi’nin dediği gibi ‘’ Bizim davamız kuru bir kavga ve cihangirlik davası değil, İ’la-yı kelimetullahdır. Yani Allah’ın dinini yüceltmektir!” Nitekim yiğitliğini, Allah’ın davasına hor gözle bakanlara gösterecek genç lazımdır.

Bize korkak Müslüman da lazım değildir. Bize yanlış gördüğünde çekinmeden söyleyebilecek, öğrendiği her ayet ve hadisin savunuculuğunu her yerde yapmaktan çekinmeyecek, küfre karşı Hamza’laşacak Müslüman lazımdır. 

Oynanan oyunları idrak edebilecek ve buna karşı müdafaa fikirleriyle çağının kahramanı, uyanan ve uyandıran, Resullah’a (s.a.v) layık bir ümmet olma ümidiyle yaşayacak insanlar lazımdır.

Bir ayette buyrulduğu üzere birleşeceğiz, birbirimize kenetleneceğiz: ‘’Bismillahirrahmanirrahim. Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin.’’ Küfre karşı tek yumruk olmadan zaferin ayak seslerini duymamızın ne kadar zor olduğunun farkında hareket edeceğiz.

Evet, başta söylemiştik. Büyük bir medeniyetimiz var fakat bu medeniyetin başına öyle çoraplar örüldü ki ve bir o kadar farkında değiliz ki… Kalplerimiz katılaşma tehlikesi ile karşı karşıya. 

İşte bu yüzden ‘’Bizim Gündemimiz’’ Viyana’dan öteye niye geçemediğimizin cevap arayışları olacaktır.

Bizim gündemimiz doğuda yağan kar (haşa) felakete neden oldu değil, ‘’Doğu Türkistan’da zulüm var!’’ olacaktır.

Batıda tatil günü değil, ‘’Batı’da Müslümanlara fenalık yapacak kararlar alınıyor!’’ olacaktır. 

Kudüs gezisi, ucuz umre fırsatı değil, ‘’Mescid-i Aksa ve Mekke-Medine işgal atındadır, uyanın!’’ olacaktır.

Bak Fatih’in emanetine, Ayasofya ne hâlde olacaktır!

Biz, Türk – İslam kültür ve medeniyetinin yeniden ihyası davası için yola çıkıyoruz. Öze ve maneviyata dönüş için çabalayacağız. Galip Erdem Ağabeyin dediği gibi ‘’Başucunuzda davul çalmaktan vazgeçmeyeceğiz.’’ Sefer bizden, zafer Allah’tandır. Sizleri düşünmeye ve çaba göstermeye davet ediyoruz. 

Yazılarımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bundan sonraki haftalarda İnşallah birbirinden önemli meselelerle karşınızda olacağız. Sağlıcakla kalınız.