Bizans Oyununa, Osmanlı Tokadı!
Düşünün bir kere sürekli korku ve tedirginlik içinde yaşamak nasıl bir şey? Veya hiçbir korku, tehdit, saldırı yokken varmış gibi gösterip kendi halkına, “Korku travması” yaşatmak nasıl bir duygu? Bir yönetim düşünün, kendi hâkimiyetlerinin devamı, arkasındaki güçlerin çıkarları için, halkına, “Türkler geliyor” korkusu şırınga edip bu korku ile yaşamasını sağlaması hangi aklın ürünü? Bu da yetmiyormuş gibi Türkiye’ye ayar vermek, aba altında sopa göstermek, tehdit ve şantajla kazanımlar elde etmenin yollarını bulmak için malum Bizans oyunlarına taş çıkartırcasına oyun üzerine oyun, tezgâh üzerine tezgâh kurmak nasıl bir akıl tutulması?
Ama bir şeyi ya unutuyorlar ya da hiç akıllarına getirmek istemiyorlar. Yunanistan daha 1821 e kadar bizim sadece bir vilayetimizdi. Huzur içinde yaşayan bir halktan korku içinde yaşayan bir halka dönüşmek nasıl bir şey olduğunu ve Balkanları nasıl kan gölüne çevirdiklerini merak eden varsa Yunanistan’ın tarihine ve Yunanistan’ın tertiplemiş olduğu Bizans oyunlarına baksın.
On milyon nüfuslu, beş yüz milyar dolar borçlu, iflas etmiş, boğazına kadar ekonomik dar boğazla uğraşan, bütün bunlar yetmiyormuş gibi neredeyse bütçesinin çok büyük bir kısmını Türkiye’ye karşı silahlanmaya ayıran, Batı Trakya’da yaşayan, dindaşlarımıza, soydaşlarımıza her türlü zulmü reva gören, başta ABD ve Fransa olmak üzere AB tarafından işgal edilmiş, her metrekaresinde ABD nin izlerine rastlanan bir ülkeden bahsediyoruz.
Başta Ege denizi ve Doğu Akdeniz olmak üzere her türlü Bizans oyununa başvurarak kazanımlar elde etmeye çalışan Yunanistan her seferinde kurdukları çirkin, iğrenç, alçakça oyunlarının altında kalmışlardır.
Yunanistan arkasına başta ABD ve Fransa olmak üzere Avrupa’yı da alarak Türkiye’ye diz çöktüreceğim derken, kendisi her seferinde diz çöktüğü gibi, kendisini tepe tepe kullanan ülkelerinde oyuncağı haline gelmiştir.
Yunan yönetimi, dış politikada uğradıkları başarısızlıklarını ve içerdeki sorunları örtmek ve ötelemek için sürekli Türkiye kozunu kullanmakta, iç kamuoyuna, “Bakın biz Türkiye’den korkmuyoruz, onlara karşı her türlü hakkımızı koruyor ve alıyoruz” mesajı vererek kendi kamuoyunu rahatlatmaya çalışıyor. Ama bilmiyorlar ki artık mızrak çuvala sığmıyor.
Son hadsizliklerini de Türkiye’de yaptılar ama yedikleri tokadın sesi Amerika’dan, Avrupa’dan duyuldu!
Resmi ziyaretlerde, ziyaret yapılmadan evvel tarafların protokol ekipleri, neler konuşulacağı, kimin kiminle nasıl oturacağından tutunda, hangi konuların tartışılacağı önceden belirlenir. Bütün resmi görüşmeler bu çerçevede değerlendirilir ve yapılır.
Yunan Dış İşleri Bakanının Türkiye ziyareti de böyle oldu. Toplantılar yapıldı, içeride ne konuşulması gerekiyorsa o konuşuldu. Hatta dışarıda yani basının karşısında nelerin konuşulacağı konusunda bile mutabakata varıldı.
Ancak bu kez böyle olmadı. Yunan Dış İşleri Bakanı Nikos Dendias, Bizanssın torunu olduğunu hatırlayıp salvolarına başladı. Basının önünde Avrupa Birliği temsilcisi gibi konuşarak, Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunları, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki sorun gibi gösterdi. Kendi kamuoyuna, “Bakın ben söylemem gereken her şeyi Türkiye’den korkmadan söylüyorum” mesajı verirken, dünya kamuoyuna, “ Türkiye tezlerinde haksız” mesajı vermeye çalıştı ama bu sefer işler istediği gibi gitmedi.
Dış İşleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, adaların silahlandırılmasından kıta sahanlığına, Doğu Akdeniz’den hava sahasına, Batı Trakya Türklerinden Türkiye Rum Ortodokslarına, Kariye Camiinden Ayasofya ya, Avrupa Birliğinden mültecilere varıncaya kadar birçok konuda tokat üzerine tokat attı.
Dendias denen hadsiz, Türkiye’nin, Yunanistan ile mücadele etmediğini, küresel bir güç olarak, Rusya ve ABD ile mücadele ettiğini, Yunanistan’ın Türkiye için sıradan bir ülke olduğunu, Türkiye’nin, Libya’da, Mısır’da, Suriye’de, Irak ve Doğu Akdeniz’de kimlerle uğraştığını unuttu. Dış İşleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu’da, attığı Osmanlı tokatları ile de Yunanistan’ın kiminle muhatap olduğunu, Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını hatırlattı.
Türkiye, Yunanistan ve efendileri ile başta Kıbrıs, Ege, Doğu Akdeniz olmak üzere birçok konuda elbette görüşmeler devam edecek ama hiçbir sorunun çözülemeyeceği de kesin.
Çünkü Yunanistan’ın arkasında olanlar sürekli olarak Türkiye’ye ayar vermek için, Yunanistan’ı Türkiye’nin önüne atmaya devam edeceklerdir.
Yunanistan’ın İsrail ile savunma anlaşması yaparak Türkiye ile savaşmakta ne kadar hevesli olduğunu bir kez daha gösterdi. Yunanistan unutmasın ki bir savaş durumunda Türkiye’nin asker sayısı 84 milyondur. HATIRLATALIM DEDİK…
İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.