Osman Akdoğan

Osman Akdoğan

Bir ana ve bir çift yırtık lastik

Bir ana ve bir çift yırtık lastik

Anneler, yani bizim için candan öte kişiler…
Anneler, yani fedakarlıklarıyla herkese örnek olan kanatsız melekler…
Anneler, peygamberimiz tarafından ‘’Cennet anaların ayakları altındadır’’ sözüyle değeri asla ölçülemeyecek kadar eşsiz kılınan…
Biliyorum her anne birbirinden değerli, birbirinden saygı değer elleri öpülesi varlıklar…
Sözlerime anneler adına övgülü cümlelerle başlamak istedim. Çünkü annelerimizin bizim için anlatılmaz bir hissiyatı var. Bunu belki biz erkekler yeterli kadar anlayamayız; ama bir anayı da sadece bir ananın anlayabileceği konusunda da düşüncelerim var.
Geçtiğimiz günlerde hayatı acıyla bezenmiş bir annenin hayat hikayesine ortak oldum. Ancak o annenin yaşadıklarını görünce ve içler acısı durumuna gözlerimle şahit olunca beni anlatılmaz bir burukluk kapladı.
Feriza İncekaya, hüzün dolu hikayesine tek gözlü evinde ortak olduğum, damla damla dökülen göz yaşlarını paramparça bir şekilde izlediğim, kıymetli bir ana.
Feriza ana, Demetevler’deki tek odalı evinde kızı Dudu ile beni ağırladı. O kadar çok anlatacakları var ki aslında; ama kelimeleri hastalıktan, kimsesizlikten, tükenmişlikten boğazına düğümleniyor. Kendine de değil aslında beraber yaşadığı kızına ve kendini terk eden diğer 3 yavrusuna ağlıyor.
Şimdi anlatacaklarıma kulak kesilin lütfen…
Bu yaşlı kadının hayatta yüzü hiç gülmemiş.
65 sene önce Yozgat’ta bedensel engelli olarak dünyaya gelir. Hayata 1- 0 yenik başlamasına rağmen bir de engelli olduğu gerekçesiyle kendinden yaşça epey büyük bir adamla evlendirilir. 4 tane çocuğu olur olmasına; ama eşi vefat edince hiçbir köylü bunlara kapılarını açmaz hiçbir ailesi köyde kalmaz.
3 çocuğu da yaşam mücadelesine girer ve hayatlarını kurtarmak amacıyla engelli kadını terk ederler, analarını hiç düşünmezler.
Feriza ana, bunun ardından kızı Dudu’yu da alıp Ankara’nın yolunu tutar. ‘’Belki orada bize yardım edilir, devlet maaş bağlar’’ umuduyla gelir gelmesine de; ama işler düşündüğü gibi gitmez. Devlet, yaşlı ve yüzde 96 engelli raporu olan kadına sağlık raporunda ‘’Ağır engelli değildir’’ ifadesi yer almadığı için bakım parası bağlamaz…
Anlayacağınız Fariza ananın bu dünyada yüzü hiç gülmemiş. Birkaç komşusu da olmasa yiyecek bir lokma ekmeği de bulamayacak. Çünkü hiçbir geliri yok. Kızı Dudu çalışıp eve destek olmak istese de yaşlı ananın sağlık problemleri buna izin vermediği için Feriza anayı yalnız bırakamıyor asla. Bu dünyada hayata yenik düşmüş kadının tek sahip olduğu kızı Dudu ile yırtılmadık bir yeri kalmayan siyah lastik ayakkabılarıdır.
Uzun lafın kısası değerli okuyucular,
Annelerimiz bizim için çok değerli biliyorum; ama Feriza ana da bir anne değil mi?
Onun yüreği de evlatları için yanmıyor mu?
Kim bilir gözünden yaş akmadan kaç gece uyuyabilmiştir?
Kaç gece kendisini bırakan evlatlarının adını ağzından düşürebilmiştir?
En önemlisi kaç gece tok yatabilmiştir?
Size soruyorum değerli okuyucular, söyleriz ya hep ‘’Komşusu açken tok yatan bizden değildir’’ diye.
Komşumuz aç yatıyor hem de yerlere göklere sığdıramadığımız bir ana,
Son lafın da gelsin bu durumu anlay(ana).

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR