MUSTAFA BURAK DOĞAN

MUSTAFA BURAK DOĞAN

Bil

Bil

Etrafımda, çok sonraları bir anlam yükleyeceğimi düşündüğüm faydasız öğütler
Beynimde akıp giden, fışkıdan geçilmeyen tarla yolu
Manzaralık deryaları bildim de, ya bu durgunluğumdaki gelgitler...
Esasen bir miktar içtim ab-ı hayattan; tuzdan acı, acıdan tuz tattım
Bin bir örtüyle üstünü örtse de gökyüzü,  göğün sakin rengi kaldı geride
Şapkadan şaklabanlık çıkaran cambazın, beni ipte yalnız bırakmasına takılmadım
Sordukça durdum, attı benzim; nedir devrin ahengi... Bu kapının kilidi nerede...

Şükür neydi hatırlayan bulunmaz, tamah eden yok kendi payına
Kimisi kör çeşmenin başında susuz, kimisi binmiş antik yunan tayına
Döner mi peki bir çırpıda atılan mertlik oku tekrar yayına
Değişmez mi çehren gariban Anadolu, ak gerdanlı kuzular hep mi öksüz...

Sonbahardan önce dökülen yapraklar için
Yapışacağım ihtiyar ardıcın yakasına
Sorgulamadan kol kola girenler için
Devşireceğim gündüzleri gece olanlara

Sadece bir umuda bağlı yaşamları adına
Hudut nedir bilmeyenlere soracağım
Soracağım suyun yakaya dökülen damlasına
Neden nimet olmak istememişti bana

Karşı dağdır avaz avaz hakikat bağıran
Deliydi belki, kimi lisandaki adıyla asi
Başkalarına hayli uçuk gelen edebiyatın sahibi
Neydi o... Satır aralarında yazıyordu halbuki
Ufku açan deniz... Mum alevinde yare yazılmış risale...
Sokaktaki ilk kavga... Ebed müddet sürecek olan ömrü üç aylık dostluklar... 
Yağmurlu havada camına yıldırım gölgesi düşen çocuğun, biçare duası...

Bir çıkar yol olmalı;
Bunca baharı getirecek çiçeğin açmaya nazlanması, 
nazı geçeceği bir kız çocuğu olması gerek mesela 
Beşeriyet düzenine başkaldırı gerek!
Saf buzağılara süt membağı göstermeyi bırak... 
Öyle bir besmeleyle inşirah fidanı bırak ki toprağa
saltanatlar ayıplasın kral tahtlarını, altın kaplama yağverlerini

Sen ! haksızlığa uğramadan hakkı temsil et 
Hak yüceltilmeye muhtaç değil
Bir Asr suresinde aciz kaldığını fikret
Ne olacağından önce ne olduğunu bil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
SON YAZILAR