Başkent'te bayram notları
Mübarek Kurban Bayramı yardımlaşma ve dayanışma içerisinde sona erdi. Bayram boyunca yetimin, öksüzün boğazından et geçti. Yoksul evlerden et kokusu yükseldi. Belki ilk defa karnı tok olarak yastığa başını koyanlar oldu. Bunları bilmek bile insana ayrı bir huzur ve mutluluk veriyor. Hep böyle yardımlaşma içerisinde olmak dileğiyle.
Ayrıca bu bayramda da uzun zamandır bir araya gelmeyen eş-dost hasbıhal etme, hasret giderme fırsatı buldu. Evlerin bacalarından et kokuları kadar hoş muhabbet kokuları yükseldi. Dargınlıklar bir kenara bırakıldı. Onun için bayramları özlüyoruz. Her ne kadar "Nerede o eski bayramlar?" diye yakınsak da bu mübarek günlerde yine keyfimiz yerine geliyor. Unuttuğumuz bazı değerlerimizi hatırlayabiliyoruz.
***
Kurban Bayramını herkesin yaptığı gibi ben de sevdiklerimle geçirdim. Eş-dost ziyaretinden arta kalan zamanda ailemle ve misafirlerimle birlikte Başkent'in güzel yerlerini gezerek bayramı geçirmeye çalıştım. Gittiğim yerlerde hoş vakit geçirdiğimiz kadar bizi rahatsız eden olaylara da şahit olduk.
Bayramın ilk akşamında Ankara Büyükşehir Belediyesi tarafından, Kuzey Ankara Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında yapımı tamamlanan yemyeşil ve ışıl ışıl görüntüsü ile insanların keyifli anlar yaşamasını sağlayan 'Kuzey Yıldızı'na gittik. Boş kamelyalara oturmaya çalıştığımızda hep gözümüzü rahatsız eden çöplerle karşılaştık. Önceden oturan duyarsız kişilerce o kamelyaların pisletildiğini gördük. Ufak bir temizlikle kamelyalara oturarak başladık muhabbete; ancak o renkli ışıklar altındaki hoş muhabbetimiz yanı başımızdan gelen yüksek sesli müziklerle hep kesiliyordu.
Kendiniz bilmez bazı gençler, araçlarıyla grup halinde gelmiş teybin sesini açmış sonuna kadar! Sadece yüksek ses olsa neyse bir de kahkaha ve bağrış içerisinde müzik eşliğinde umarsızca oyun oynayan kişiler çıkıveriyor karşınıza. Belli ki alkol almışlar. Çünkü hareketleri hiç normal değil. Orada güvenlik olmasına rağmen bu kişiler aileleri dolaylı bir şekilde rahatsız edebiliyor. Kuzey Yıldızı'nın o muhteşem ahengi düşüncesiz kişilerce gerçekleştirilen hareketlerce mahvoluyor.
***
Bayramın ikinci günü ise Altındağ'da bulunan yüz yıl önceki köy hayatını tüm ritüelleriyle ziyaretçilerine sunan Altınköy Açık Hava Müzesini gezmek istedik. Ancak bayramda kapalı olan Altınköy'ü görememek oraya gelen onlarca misafiri çok üzdü. Kapalı olmasına yakınanlar oldu. En ilginçi ise "KAPALIYIZ" yazısının üstüne bir vatandaş tarafından yazılan şu yazı: "Bayramda kapalı olması çok anlamsız. Birçok kişi geri göndü. 50 araçla gelen oldu." Altınköy, keşke bayramda açık olabilseydi de bayramda bu güzel yeri gezebilseydi.
***
Bununla birlikte Başkent'te Suriyeli mültecilerin en fazla yaşadığı Ulubey Mahallesi'ne gittik. Oradaki esnaflardan alışveriş yaptık hem de onlarla bayramlaştık. Suriyelilerin yöresel tatlarını orada bulabilirsiniz, kültürleri hakkında da bilgi sahibi olabilirsiniz.
***
Bir sonraki durağımız ise Keçiören Belediyesince kurulan Türkiye’nin eğitim veren ilk ve tek akvaryumu olan Deniz Dünyası ile Gümüşdere ve Ihlamur Vadisi oldu. Büyülü bir ortamda gezerken oldukça keyif aldık. Burada yeşile de deniz canlılarına da doyacaksınız. Hatta mini bir hayvanat bahçesini bile gezebilme fırsatı yakalıyorsunuz. Çocuklarınıza sevimli ceylanları, geyikleri ve Ankara Keçisini gösterebilme imkanınız var.
NOT: Ayrıca küçük bir yakınmam olacak. Sarı Basın Kartlı bir gazeteci kamuya ait müze, galeri, sergi gibi birçok yere yasal olarak ücretsiz girebiliyor. Geçtiğimiz aylarda misafirlerim vardı. Yine Deniz Dünyası'na misafirlerimi getirmiştim. Misafirlerimin ücretini ödemek kaydı ile ben sarı basın kartımı göstererek içeriyi gezmiştik. Ancak önceki gün gittiğimde tatsız bir hadise ile karşı karşıya kaldım. Başbakanlık Basın - Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından verilen Sarı Basın Kartımı yetkiliye gösterdim ancak; oradaki yetkili "bizde geçerli değil biz alamayız" şeklinde nahoş sözleriyle karşılaştım. Durum karşısında inanın çok kırıldım. Olay parada değil; ancak Sarı Basın Kartlı bir gazetecinin oradaki bir kişi tarafından yapılan keyfi uygulama ile yok sayılması beni üzdü. Çünkü önceden sıkıntısız bir şekilde basın kartımı göstererek girmiştim. Sonradan ise 'kartımız orada geçerli değil mi?' sorusu aklıma geldi. Evet belki geçersiz de olabilir. Bu konuda bir açıklama getirilirse çok sevinirim. En azından bizde bu tatsızlıklarla bir daha karşılaşmak zorunda kalmayız.
***
Gezimizin son durağı ise Şentepe-Yenimahalle teleferik turu oldu. Ankara'yı teleferikle havadan görme mutluluğunu ilk kez yaşadım. Misafirlerim de oldukça memnun kaldı. Nedense bir türlü teleferiğe binmek nasip olmamıştı. Çok keyif aldım.
Ulus'a da teleferik yapılacağı konuşuluyordu. Tarihi bu bölgemize de teleferik yapılması gerçekten Ulus'a ayrı bir güzellik katacağına eminim. İnşallah bu projeden vazgeçilmemiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.