Başbuğ
"Ben Türk Milletini, sokaklarda ıspanak fiyatına satılan demokrasiye, rüşvet ve hile çiğnenen, çiğnetilen hukuk düzenlerine, ahlâktan mahrum bir hürriyete, tefeciliğe, karaborsaya yer veren bir iktisadi yapıya çağırmıyorum. Türklük şuur ve gururuna, İslâm ahlâk ve faziletine, yoksullukla savaşa, adalette yarışa, birliğe, kardeşliğe, kısacası hak yolu, hakikat yolu, Allah yoluna çağırıyorum."
Alparslan Türkeş bu sözlerle Türk milletini yeniden maneviyata dönüşe çağırmıştı. Nesillerden nesillere aktarılan bu çağrı başbuğun hayatının ve mücadelesinin en kısa özetidir.
1944’te Turancılık Davası’nda tabutluklarda, 1980 Darbesi’nden sonra ise Mamak Cezaevi’nde fikirlerinden dolayı çeşitli zulümlere hedef oldu. Türk milliyetçiliğinin yargılanmaya çalışıldığı mahkemelerde Türk milliyetçilerinin lideri olarak dimdik durdu. Alparslan Türkeş ve mücadele arkadaşlarını yargılamak isteyen dünün muktedirlerini bugünlerde kimse anmıyor ancak başbuğun fikri mirasını milyonlarca yürek paylaşıyor.
Son yüzyılda Atatürk’ten sonra en büyük lider Alparslan Türkeş’tir. Kendisinden başka tüm liderlerin kurduğu partilerin, ortaya koyduğu fikirlerin nüfuzu kendi hayatlarıyla sınırlı olmasına karşın vefatının üstünden 26 yıl geçmesine rağmen ülkücü hareket ilk günkü dinamikliğini hala koruyor.
Alparslan Türkeş zorluklar karşısında yılmayan, azmini ve mücadelesini her türlü şartlar altında sürdüren bir liderdi. Dündar Taşer "Beni beton duvarlı bir odaya hapsetseniz her şey buraya kadarmış diye kaderime razı olurum. Ama Türkeş o beton duvarı kafası ile vura vura kırar ve kendini dışarı atar… Liderlik doğuştan gelen bir vasıftır, sonradan kazanılmaz. İşte o vasıf Türkeş'te var, bende yok." demişti. Tarih birçok kez Dündar Taşer’i haklı çıkardı. Başbuğ 1980 Darbesi’nden sonra hapisten çıkar çıkmaz binbir parçaya bölünmüş ülkücü hareketi toparlamak için yeniden mücadeleye başlamış, ortaokul öğrencilere seminerler vermeye başlamıştı. Başbuğ, emperyalizm ve komünizm arasında sıkıştırılmak istenen Türk milletine mücadelesiyle ve yetiştirdiği İslam’ın feyziyle bereketlenmiş Türk milliyetçisi gençlerle umut olmuştur.
Fikir dünyamızın mimarı, büyük dava, siyaset ve devlet adamı, Başbuğumuz Alparslan Türkeş’i vefatının sene-i devriyesinde rahmetle ve minnetle anıyorum. Ruhu şad, mekanı cennet olsun.