Ayrım Gözetilmesi İnsanlığın Yüz Karasıdır
Savaşın çocukları… Masum… Günahsız… Suçsuz… İnsan olduğumuzu unutturan en büyük suçumuz; savaşın çocukları…
Hiçbir savaş yoktur ki, öncelikle çocukların, ser-sefil, perişan, zavallı, çaresiz, aciz, en çok acı ve zulmü görenler olduğu gerçeğini yaşatmasın.
Her türlü oyunun, tezgâhın, iğrenç, aşağılık planların üzerlerinde uygulandığı çocuklarımız…
İnsan olduğumuzu iddia eden bizler, çocukların, dünyanın her yerinde, en ücra köşesinde, en ilkel kabileden, en modern topluma varıncaya kadar aynı olduğu gerçeğini unutan biz insanlar!
Sırtımızı dönüp gittiğimiz, yüzlerine bile bakmadığımız, ne olduklarının, nasıl yaşadıklarının, hangi acılar içerisinde hayatlarını devam ettirdiklerini, hangi psikoloji ile hayata sarıldıklarının umurumuzda olmadığı çocuklarımız…
Benim çocuğum bin yaşasın, başka çocuklara ne olursa olsun anlayışı ile hareket edip, yaşantısına devam eden, insan kılığına girmiş aşağılık yaratıklar kendilerine yaratılmışların en kutsalı olan, “İnsan” diyorlar…
Bir kez, bir kez, bir kez daha hatırlatalım… Dünyanın neresinde olursa olsun, nerede yaşarsa yaşasın, hangi din, ırk, dil, mezhep de olursa olsun, çocuk, çocuktur.
Peki, bu böyle iken, bunu böyle kabul ederken, hangi zihniyetle, hangi inançla, hangi ideolojik saplantı ile bu çocuklar arasında ayrım yapıyor, yapanlara en şiddetli tepkiyi göstermiyor, duymadım, bilmedim, görmedi mi oynayanlara neden sus-pus oluyoruz?
Ne mi demek istiyorum?
Öncelikle ülkemize dünyanın neresinden gelirse gelsin, hangi din, ırk ve mezhepten olursa olsun, çocuklara sahip çıkan, onlara kucaklarını açan, yediren, giydiren, kim olursa olsun, onları Allah’ın selamı ile selamlıyor, minnet ve şükranlarımı ifade etmek istiyorum.
Savaşın acımasızlığından ülkemize getirilen Ukraynalı çocuklara da hoş geldiniz diyor, en kalbi duygularımla sevgilerimle selamlıyorum.
Bu çocukların getirilmesi ile mutluluğumu ifade ederken, çocuklar arasında ayrım yapan embesilleri de Allah’ın laneti ile lanetliyor, en şiddetli şekilde kınıyorum
Ukraynalı çocukların gelmesine alkış tutalım ben de alkışlıyorum tamam eyvallah öylede olmalı zaten ama Aylan Kurdi Bebeğin ölümü karşısında vah-tüh den öteye gidemeyen, Aylan Bebeğin şahsında mülteci çocuklarımıza sahip çıkmayan, tam aksine; “defolup gidin, bu ülkede işiniz yok, size yaşam hakkı tanımıyoruz, sizin yüzünüzden kendi çocuklarımıza sahip çıkamıyoruz vs. vs. vs.” söylemleri ile insan olduklarını söyleyen insan müsvetteleri bu ikiyüzlülüğünüzü ne ile ifade edeceksiniz? Aylan Bebek katli karşısında döktüğünüz gözyaşları neyin nesiydi?
Birileri, bana, bize, bu ayrımın nedenini, bu toplumun çocuklar konusunda hassasiyet gösterenlerine izah etmek zorundalar. Mülteci çocuklarımızın istenmemelerinin nedeni, Türk ve Müslüman olmalarımı? Orta Doğulu, Asyalı olmalarımı, karakaşlı, kara gözlü, siyah saçlı olmalarımı? Nedir? Bu ayrımı yapanlar çıkıp açıklamak zorunda. Ukraynalı çocuklara asla niye geldiler demeyelim, demiyoruz da ama diğer mülteci çocuklara da niye, neden geldiler demeyelim. Ukraynalı çocukların gelmelerine, getirilmelerine alkış tutuyorsak diğer mülteci çocukların gelmelerine, getirilmelerine de alkış tutulmalı. Onları savaşın, kanın, gözyaşının içine geri gönderilmelerine de karşı çıkılmalı. Aksi halde bu çocuklara savaşın acımasızlığını yaşatan, canavarlardan, vahşilerden, kana susamış vampirlerden ne farkımız kalır?
Çocuklar ölmesin… Çocuklar ağlamasın… Çocuklar, anasız-babasız, evsiz, yurtsuz, vatansız kalmasın… Demeliyiz, demek zorundayız, insan olduğumuzu, bir gün aynı şeyleri bizimde yaşayabileceğimizi asla unutmamalıyız.
Bütün dünya çocukları sevgi ile yaşasın derken, gerçekten dünyanın bütün çocuklarını kast ederek söylemiş olalım. Bunu hayatımızda, uygulamalarımızda da gösterelim. Çocuklara hayat hakkı hassasiyeti göstermeyenler, vicdanlarını sorgulamalıdırlar. Empati yapmalıdırlar.
İstisnasız dünyadaki bütün çocuklara sevgi dolu bir dünya bırakalım. Onlar bunu fazlası ile hak ediyor. Bu uğurda her birimiz en üst düzeyde gayret gösterelim. Doğu Türkistan’da, Suriye’de, Filistin’de, Myanmar’da, Afganistan’da, Irak’da, Ukrayna’da ve dünyanın neresinde olursa olsun, çocuklar ölürken, onların sessiz çığlığını duymayanlar, sessiz ve tepkisiz kalanlar, kafasını deve kuşu gibi kuma gömenler, insanlığınızı hatırlayın. Bir gün bunları sizlerinde yaşayabileceğini hiçbir zaman unutmayın.
İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.