Serhan Yetkinşekerci

Serhan Yetkinşekerci

Ayla, Bugün Vizyonda

Ayla, Bugün Vizyonda

25 Temmuz 1950…
Bakanlar Kurulu, Kore’de akan kanı durdurmak için 5 bin Mehmetçik göndermeye karar verdi.
Akan kana engel olmak, işin insani yönüydü.
Amaç daha ziyade politikti… Dert, üzerimizdeki Sovyet baskısını kırmaktı. Dönemin tek başına iktidarı Demokrat Parti ise, çareyi Batı’da bulmuştu. Mehmetçik’i, NATO’ya girebilmek amacıyla uzak diyarlara yollamıştık…
Neticeyi de almıştık. 1952’de NATO’ya üye olduk.
Yıllar geçti, Batı’ya yönelişin ceremesini hâlâ çekiyoruz.
Ancak, politik amaç ve sonuçları bir tarafa bırakarak, yeniden işin insani boyutuna dönmek istiyorum.
Kore Savaşı 53’te Panmunkom Ateşkesi ile son buldu. Fakat, bu süreçte 3 milyon insan hayatını kaybetti.
Mehmetçik ise, 13 muharebeye katıldı ve 724’ü şahadete erdi.
Gidenler de kalanlar da, ardında pek çok hikâye bıraktı.
Bu hikâyelerden biri, bugün vizyona giriyor.
SAF VE GERÇEK BİR HİKÂYE
5 yaşındaki Koreli bir kız çocuğu ile Süleyman Astsubay’ın hikâyesi…
Süleyman Dilbirliği, 25’inde bir astsubay.
Kore’de bir ormanda, iki askeriyle keşfe çıkar.
Gece vakti, ormanda küçük bir kız görür.
Çocuk, yere oturmuş ağlar… Üst baş perişan, soğukta tir tir titriyor. Öylece, bir başına… Donmak üzeredir.
Süleyman Astsubay hemen alır, küçük kızı kışlaya götürür. Saçlarını yıkar, temizler, karnını doyurur, uykuya yatırır. Onun için şehre iner, kıyafet ve ayakkabı alır.
Kızın adı, Kim Eunja’dır. 5 yaşlarında hem öksüz hem yetimdir.
Bizimkiler kızın adını bir türlü telaffuz edemezler. Bembeyaz, yuvarlak yüzüne yakışır bir isim verirler ona. Ayla…
Tez zamanda, birliğin maskotu olur minik Ayla.
Mehmetçikleri sever, Mehmetçikler de Ayla’yı.
Zamanla Türkçe de öğrenir ufaktan. Korelilerle Türkler arasında çeviri yapar hale gelir. Süleyman Astsubay’ı da babası bilir.
Ancak 1 yılın sonunda Süleyman Astsubay’ın eve dönüş vakti gelir.
Süleyman Astsubay, Ayla’yı da alıp Türkiye’ye dönmek ister. Kore yasaları ise buna izin vermez. Süleyman Astsubay tek başına döner evine.
Gözyaşlarıyla ayrılırlar birbirlerinden…
Minik kız savaş mağdurları için Suwan kentinde açtığımız bir Ankara Okulu’na yerleştirilir. Okula kayıt yaptırırken de Kim yerine Ayla adıyla kayıt yaptırır. Israrcıdır.
‘Ben Türk kızıyım’ der. ‘Babam Süleyman’ der. Onun fotoğrafını saklar.
Süleyman Astsubay ise, yıllarca unutamaz Ayla’yı her gece rüyalarına girer. Elinden kalan tek şey bir fotoğraftır…
YIL 2010… SAVAŞIN 60. YILDÖNÜMÜ
Süleyman Astsubay, Kore Savaşı’nın 60. Yılı anısına Güney Kore Başkonsolosluğunca düzenlenen bir resepsiyona katılır.
Tüm gaziler, savaş anılarını anlatırken Süleyman Astsubay uzun uzun Ayla’yı anlatır.
Koreli yetkililer meraklanır, Ayla’nın fotoğrafını görmek ister. Ve bu fotoğraf üzerinden Ayla’yı bulurlar. Ona da Süleyman Astsubay’ın fotoğrafını gösterirler. ‘Babamdan ayırdılar beni’ der.
Bir anaokulunda temizlik işçiliği yaparak hayatını idam ettiren Ayla, babasını görmek ister. Baba da kızını…
Ancak birbirlerini görmeleri o kadar kolay olmayacaktır…
Hikâyenin devamını beyaz perdeden izlemek için aylardır bekliyordum.
Nihayet, Süleyman Dilbirliği ve Ayla’nın hikâyesi bugün beyaz perdeye taşınıyor.
Belli, çok başarılı bir prodüksiyon.
Filmin yapımı 3,5 yıl sürmüş. 
Yönetmenliğini Can Ulkay’ın yaptığı filmin kadrosu ise taş gibi!
Başrollerde, İsmail Hacıoğlu, Çetin Tekindor, Kim Seol, Ali Atay, Taner Birsel ve Murat Yıldırım var.
Oscar Ödülleri için de ‘’Yabancı Dilde En İyi Film’’ dalında aday gösterildi.
Şiddetle tavsiye ediyorum. İzleyiniz…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR