Avrupa’nın şımarık çocuğu
Yaklaşık 400 yıl beraber yaşadığımız Yunanlılar, 1832 yılında kazandıkları bağımsızlıktan bu yana bize karşı yürüttüğü düşmanlığı her geçen gün daha da artırmakta. Anlaşılan o ki 1921 de aldıkları mağlubiyet ya bunlara yetmiyor ya da sermayenin hegemonyasında yürüttükleri şımarıklık bu hareketleri meşrulaştırıyor.
Ülkemizden kaçıp savaş suçu işleyen hainleri ülkesinde misafir etmekten beis duymayan Yunanistan’ın ne yapmaya çalıştığı anlaşılmaz oldu. NATO müttefiki olan iki ülke arasında hasbiyane tutum birini darbeye maruz bırakan askerler diğer ülkede kendine yer bulabiliyor. Sanırım Yunanistan o sekiz askeri Cem Sultan ile karıştırıyor diye düşünmeden edemiyorum. Küçük bir hatırlatma ile Cem Sultan, Fatih Sultan Mehmed Han’ın Çiçek Hatun'dan olma en küçük oğludur ve II. Bayezid ile girdiği taht mücadeleleriyle bilinir. Bu mücadeleler esnasında maalesef papanın eline düşmüş ve 14 yıl onun esareti altında kalmıştır ve yaşadığı dönemde Osmanlı Devleti için hayli karın ağrısı olmuştur. Daha yakın zaman içinde iflas edebileceği iddia edilen Yunanistan nasıl bir ruh hali içinde, 2008 de kriz ilk patlak verdiği zaman yani ilk açıkladığında da bizi yani Türkiye’yi suçlayarak başlarına gelen olumsuzluklardan Türkiye’yi sorumlu tutmuştu. Türkiye yüzünden çok fazla askeri harcama yapmış. Bu yüzden ekonomik bunalıma girmiş. Yapmasaydın o zaman kardeşim. Sen ilk önce harcamalarına bir dikkat et sonra gel bana laf söyle. O zaman bile söylemeye hakkın yok ama! Almanya’nın ve AB’nin desteği olmadan acaba bu sözleri söyleyebilir miydin? İngiltere’nin Avrupa Birliğinden çıkma kararı almadan önce Yunanların yediklerini İngiliz vatandaşların vergileriyle ödemek zorunda değiliz sözleri aklımdan çıkmıyor.
Şu sıralar Yunanistan iyice gemi azıya aldı. Türkiye’nin 15 Temmuz ve Güneydoğu sınırında yürüttüğü operasyondan bu yana geçtiği zorlu dönemi kendi adına fırsata çevirmeye çalışıyor kanaatindeyim. Ancak kendilerine hatırlatmak isterim bütün bu olanlara rağmen Türk ordusu Yunanlıların hafife alacağı bir durumda değil. Kaldı ki NATO’nun ABD’den sonraki en büyük ordusuna kafa tuttuğunu unutuyor.
Bizden ayrılalı yaklaşık 200 yıl geçti halen kuyruk acını dindiremedin mi? Neden aklınızda hep bizimle çatışma içinde olmak var? Bunca geçen yıl Türkiye ile çatışma içinde olmak sana ne kazandırdı sana hamilik yapanlar sana silah satmaktan ve akıl vermekten başka ne yaptı, kendileri sırça köşklerinde otururken seninle Türkiye’nin bir avuç kayalık için kavgalarına gülüp geçtiler. Ara sıra sıcak tuttular ki sen ve biz her an sıcak savaşın içinde olalım. Sana soruyorum ekonomik krizi ilk yaşadığın zamanlarda Almanlar borç vermek yerine sana ilk ne önerdi? Adaları senin almayı önermedi mi? Yeniden ekonomik sıkıntıya düştüğünde senden ne isteyecekler? Acaba senden hiçbir şey almadan sana ikinci sefer kıyak geçerler mi dersin. Zaten dünyanın içinde bulunduğu huzursuzluk ortamı ve ekonomik daralma bu boyutlardayken. Böyle bir atmosfer içinde sen ne yapıyorsun hamilerinin boyunduruğu altında hem kaçak askerleri vermiyorsun hem de gidiyor kayalıklara bayrak diktiriyorsun kendine ait olduğunu iddia ediyorsun. Her gün yeni bir teraneyle geliyorsun. Türkiye sana karşı itidalli yaklaşımda bulunda sen şımarıklık yapmaya devam ediyorsun. Tabi sen her zaman haklısın Türkiye karşısında. Bize karşı olduğun her durumda sana hamilik edecek biri çıkar nede olsa. Bunlara gerek yok. Sana tekrar soruyorum bunca çatışma niye? Bunca çatışma, zıtlaşma, meydan okuma kime ne kazandırdı, sen ülke olarak ne kadar ilerledin biz ülke olarak ne kadar ilerledik bu çatışma neticesinde. O zaman söyle bakalım sana savaş uçaklarını kim sattı, bize savaş uçaklarını kim sattı o it dalaşmalarının kazananı kim oldu, kim kaç milyar doları cebine koydu. Kimin cebinden milyarlar çıktı. Kimin halkı refah içinde yaşıyor? Asıl bunlara biraz kafa yorsak belki iki ülkenin de daha hayrına olur iki ülkenin de durumu sana hamilik eden bize ikiyüzlülük yapan sermaye sahibi ülkeler kadar iyi olabilirdi ama durum ortada. Senin başına gelecek her türlü sıkıntıda sana en yakın ülke olarak ne zaman yardımdan geri durduk. Biz ülke olarak ‘Komşu Komşunun Külüne Muhtaç’ atasözünü şiar edinerek yaklaşıyoruz lakin sabrımızın da bir sonu var. Umarım bundan daha ileri gitmeyecek kadar akıl sahibi olursun.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.