Aslan Rıza
Rıza Kayaalp, Yozgatlı yiğit güreşçimiz.
Bir büyük başarıya daha imza attı, geçtiğimiz hafta.
Kazakistan'ın başkenti Nur Sultan'da düzenlenen Dünya Güreş Şampiyonası'nda grekoromen stil 130 kiloda altın madalya kazandı.
Grekoromen stilde 4 kez dünya şampiyonluğuna ulaşan ilk Türk sporcu olarak tarihe geçti Rıza Kayaalp.
Güreşteki marifeti ve elde ettiği büyük başarı elbette iltifata tabidir.
Bir Türk milli sporcu olarak güreşiyor, Türkiye’yi temsil ediyor; başarısıyla bayrağımız göndere çekiliyor…
Ne kadar gurur duysak, teşekkür etsek az.
Ama bu gurur ve takdir hissi sözden ileriye geçmiyor sanki.
Varmak istediğim soru şu:
Yurda dönüşünde böyle mi karşılanır bir şampiyon?
Dünya şampiyonu güreşçimiz Rıza Kayaalp’i Esenboğa Havalimanı’nda karşılayanlar ailesi ile federasyon ve bağlı olduğu ASKİ Spor Kulübü yetkililerinden ibaretti.
Bu tabloyu izlerken,
“Spor Bakanımızdan Gençlik ve Spor İl Müdürümüze, Vali ve kaymakamlarımızdan belediye başkanlarımıza… Milletvekillerimizden STK temsilcilerine… Onlar da olsalardı, şampiyonumuzu karşılayıp, alnından öpselerdi ne iyi olurdu” diye geçirdim içimden.
Ve dayanamadım, sosyal medya hesabımdan şu yorumu paylaştım:
“ASLANSIN SEN ASLAN: AFFET
Dünya Güreş Şampiyonası'nda grekoromen stil 130 kiloda altın madalya kazanan Rıza Kayaalp, Ankara'ya döndü.
Şampiyonu tebrik ederken canı gönülden, dikkatimi çeken şu hususu takdirinize sunuyorum:
Dünya Şampiyonumuz böyle mi karşılanmalıydı?
Veya şöyle soralım:
TOPÇU-POPÇU olsaydı böyle mi karşılanırdı?
Gayrı-milli pek çok spor dalında elde edilen en ufak bir "başarı" baş tacı edilip, abartıldıkça abartılırken... Günlerce gündemde tutulurken...
Yerli-milli ve de gerçek bir büyük başarıda ise böylesi sönüklük, kahrediyor.
Burada bir terslik-yanlışlık var EY AHALİ...
Hem devlet, hem millet olarak yanlıştayız, hem de büyük bir yanlış...
Affet bizi şampiyon.”
***
Beklentimde, sitemimde haksız mıyım Allah aşkına?
Örneğin basketbol ve futbolda bu derecede bir başarımız hiçbir zaman olmamışken, onda biri kadar bir sonucu bile “destan yazdık” sloganları ile ana gündemimiz haline getiriyor, ülke olarak günlerce bunla yatıp kalkabiliyoruz.
Bir milli futbol maçında takımımız en üst düzeyde tribünden izlenip, yenmişsek daha soyunma odasından itibaren tebrik edilebilirken…
Hem de yerli mi yerli milli mi milli bir spor dalında Dünya Şampiyonu olmuş Rıza Kayaalp’e yönelik bu sönük karşılama canımı acıttı, acıtıyor.
Yine yıllardır kapısında beklediğimiz Avrupa Birliği’nden “müzakere tarihi almayı başardık” diye Başkent’te sabaha kadar eğlenceler düzenlediğimiz aklıma geliyor…
O Avrupa’yı, o dünyayı mindere seren Rıza Kayaalp’te nerede o yetkililer; neden yoklar ortada?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.