Geçtiğimiz Pazar günü İstanbul'da birkaç ziyarette bulundum ve gözlemlediğim kadarıyla Ankara ile kıyaslanacak pek çok madde var.

Ulaşımdan, tarihi mekanlara, ziyaretçilerin en çok bulunduğu konumlara ve turistik alanlarda dönen "zamlı" satışlar v.b durumları örnek verebilirim.

İstanbul'da Marmara Denizi olması nedeniyle ulaşım "karşı yakaya" geçişte biraz daha yavaş kalıyor.

Marmaray ve vapur kullanılmadığında karşı yakaya geçiş ulaşımında otobüs ve dolmuş seferleri ile içinden çıkılmaz bir durum oluyor. Ancak Ankara'ya bu konuda baktığımda; ulaşım kolaylığı açısından 10 puan verebilirim. 

Diğer yandan Ankara'da ilçeleri birbirinden ayıran bir deniz veya köprü gibi yol güzergahları bulunmamasına rağmen otobüs ve tren seferleri ile dolmuş seferlerinde yetersizlik görüyorum.

Tabi İstanbul ve Ankara her açıdan birbiri ile kıyaslanamayacak kadar güzel kentler ancak kıyas edilecek alanlarda Ankara ve İstanbul'u birbirinden ayıracak kıstaslar bulunuyor.

İstanbul'da turist sayısı fazla, Ankara'da 4'de 1'i kadar yok. Çünkü Ankara'da gezip görülebilecek yapıt veya ziyaret edilebilecek anlamda tarihi alan yok.

Anıtkabir, Ankara Kalesi ve Atakule'nin başı çektiği alanların yanı sıra "hadi bugün..." gidelim diye bir cümle kurulacak bir şehir değil.

İstanbul'da durum tam tersi olduğu için sanki "Başkent İstanbul" (muş) gibi gözlemlenebiliyor. 

İstanbul'un sadece kendi nüfusu olsa halka yetebilecek ulaşım kolaylığı sağlanacak ancak Üsküdar'dan Ortaköy'e vapur seferinde yolcuların yarısı turist. Ankara'da ise durum tam tersi. Turist sayısı az ancak ulaşımda sefer sayısı az. 

İmamoğlu ve Yavaş'ın etkisinin ulaşım açısından ne zaman tam anlamıyla rayına oturacağı henüz bilinmez ancak İstanbul ile Ankara kıyasını daha detaylı şekilde ilerleyen yazılarımda aktarmaya devam edeceğim...