İnsanlık tarihinin en önemli bölgelerinden birisi her zaman Anadolu olmuştur. Bu Göbeklitepe’nin bulunmasıyla da resmiyet kazanmıştır. Göbeklitepe’nin tarihi M.Ö 12.000 yıl öncesine kadar dayanmaktadır. Bu İngiltere’deki Stonehenge’den 6 bin yıl, Mısır piramitlerinden ise 7500 yıl daha eskidir. Anadolu’nun önemli bir merkez olmasının en önemli sebebi üç kıtanın birleşim yeri olmasıdır.

Anadolu tarihi için İstanbul’un inşa edilmesi çok önemli bir rol oynamıştır. M.S 330 yıllarında bir Yunan şehir devleti olarak kurulan bu şehir zamanla Roma İmparatorluğu’nun da dikkatini çekti ve istila edildi. Roma Devleti’nin bölgeye gelmesiyle de “Yeni Roma” olması yönünde çalışmalar yapıldı ve Anadolu toprakları gerekli önemini o dönemden itibaren kaybetti.

Türk akınlarının Anadolu’nun içlerine kadar yapılması bile Doğu Roma İmparatorluğu’nun dikkatini fazlaca çekmiyordu. Öyle ki İstanbul varken Anadolu kimin umrundaydı.

Anadolu toprakları Türk boyları için çok önemliydi. Orta Asya’dan akın akın gelen Türk boyları artık bir yurt bulmak istiyordu. Anadolu adeta onlar için bir “kurtuluş” olacaktı. Roma Devleti’nin Anadolu topraklarına ve halkına gerekli önemi vermemesinden dolayı bölge kısa zaman içinde Türk yurdu haline gelmişti.

İstanbul kurulduktan uzun bir zaman sonra bölge yeniden hareketlenmiş, yaşam başlamış, yeni binalar ile süslenmiş, bir merkez haline gelmişti. Türk – İslam mimarisi ile hanlar, bedestenler, camiiler, külliyeler yapılmıştı. Anadolu Türklere, Türkler de Anadoluya iyi gelmişti.

Fatih Sultan Mehmed, İstanbul’u feth ettikten sonra Anadolu bir kez daha merkez olma özelliğini kaybetmişti. İstanbul’un başkent olmasıyla beraber merkez oraya kaymıştı. Gayri Müslim toprakları olduğu için yatırımlar oraya odaklanmıştı.. Camiler, hanlar, bedestenler, hamamlar inşa edilmeye başlandı. Aynı olay Balkan toprakları için de geçerliydi. Bu süreç de Anadolu toprakları yeniden bir başına kalmış ama mücadelesine devam etmişti.

Osmanlı Devleti’nde Sultan II. Abdülhamid dönemine kadar Anadolu toprakları gerekli önemi ve desteği görmemiştir. Çiftçilik ve tarım ile uğraşan Anadolu halkı, İstanbul’un gıda deposuydu adeta. Sultan II. Abdülhamid devletin zor durumda olduğunu ve yeniden “Kurtuluş”un Anadolu’da olduğunu görmüştü. Bu yüzden yatırımlarını Anadolu’ya yöneltmişti. Anadolu’nun köylerine kadar eğitim gitmiş, telgraf ve tren yollarıyla en ücra köşelere bile ulaşılmıştı.

Birinci Dünya Savaşı’nın kaybedilmesiyle İstanbul ve Anadolu işgal edilmişti. “Kurtuluş” yine Anadolu’daydı. Mustafa Kemal Atatürk 19 Mayıs 1919 günü İstanbul’dan Anadolu’ya hareket ederek “Kurtuluş” mücadelesini başlattı. Anadolu halkının mücadelesine güvenen Mustafa Kemal, İstanbul’a karşı da bir mücadele içerisine girdi. Nitekim kazanan Anadolu oldu.. Bin yıldır Anadolu topraklarında mücadele veren Türk halkının “Kurtuluş”u yine Anadolu oldu. Türkiye Cumhuriyeti, Anadolu’nun merkezinde Ankara’da ilan edildi. Başkent Ankara oldu. Artık hakimiyet Anadolu’da idi.