Yurtdışında yaşamak zorunda kalan on binlerce Uygur Türk’ü ve hepsinin zihninde ve dilinde aynı soru; AİLEM NEREDE?

Ne kadar zor bir durum değil mi? Geride bıraktıklarınıza ne olduğunu bilmiyorsunuz ve ulaşamadığınız her an, zalim Çin’in elinde başlarına ne gelebileceğine dair düşünceleriniz sizi çıldırtıyor.

Hadi vicdanımızı kapatıp merhametimizi gösteremediğimiz Uygur kardeşlerimizi anlayalım biraz sizinle.
Bir aile düşünelim. Geride bıraktığınız bir aile. Babanız Çin’in toplama kampında işkence görüyor, suçu Müslüman olmak…

Annenizin evine her Uygur evine yapıldığı gibi Çinli bir erkek yerleştiriliyor. Evinizin ortasında bir kafir cirit atıyor hem de günlerce yiyip içip yatmasına kadar.

Bacınız toplama kamplarında defalarca tecavüze uğramış, yüzünde yaşamaya dair hiç bir emare yok.
Kardeşiniz ailesinden alınıp Çin yetimhanesinde bir Çinli olarak büyütülüyor.

Nine ve dedeleriniz akşama kadar tarlalarda Çin’in gözetiminde zorla çok ağır koşullarda çalışıyor.
Şimdi vicdan ve merhamet sahibi olan herkese soruyorum. Zaten bu kadar acılı bir yükün sahibi olan Uygur Türk’ü kardeşlerimizin ailelerinden haber almak için çırpınması suç mudur?
Kollarından tutup sürüklenmeleri bu topraklarda onlara reva mıdır?

Çok güçlü bir şekilde Çin yetkililerine baskı yapmalı, elimizdeki tüm kozları oynamalı ve kritik anlaşmalarımızı Doğu Türkistan’daki Uygur Türk’ü kardeşlerimizin rahat etmesi koşulunu kabul ettirerek sürdürmeliyiz.

Bir insanın ailesinden haber alamaması daha doğrusu devlet eliyle bunu engellemek zalimliktir. Bir insanlık suçudur. Buradan Çin devletini ve komünist yönetimini kınıyoruz. Zaten iyi olmayan koşulları daha da berbat hale getirdikleri için Müslüman Türk’ün kin ve nefretini tekraren bildiriyoruz ki unutmasınlar. Bu devran dönecek ve kardeşlerimize yapılan zulmün hesabı sorulacaktır.

Doğu Türkistan Çin’in iç meselesi değildir. Çin Devleti artık bunu anlamalıdır. Çin devletine de bunu anlatacak anlayış, tüm İslam millet ve devletlerinin ‘kardeşime yaptığın zulmü bana yaptın sayarım.’ ve ‘kardeşimi rahat bırakmadığın takdirde benimle anlaşma yapamazsın’ gibi Mü’mince bir duruş sergiletecek anlayıştır.

Kendi devlet görevlilerimiz dahil olmak üzere İslam coğrafyasının devlet görevlileri!
Sizden çok şey istemiyoruz. Sadece mensub olduğunuz dinin gereğini yapmanızı istiyoruz.

Alperenler olarak bu süreçteki mücadelemiz, her Uygur, “Ailem Nerede?” sorusu karşısında , “Güvende ve rahat içinde” cevabını tatmin edici bulana kadar sürecektir.
Ailesi için çırpınan Uygur kardeşlerimizin yanındayız.