Aile içi şiddet (geçimsizlik)
Ülkemizde büyük aile yapıları yıkılarak yerini çekirdek aile yapısı almaktadır.Çekirdek aile yapısı anne,baba ve çocuklardan oluşan bireyler topluluğudur.Büyük aile yapısı dede,babaanna,çocuklar ve torunlardan oluşmakta idi.Büyük aile yapısı zaman içerisinde erozyona uğrayarak çekirdek aile yapısına dönüşmüştür.
Burada aile içi şiddeti anlatırken şiddet nedir diye açılımın olması lazım.Bir hareketin kaba kuvvetin veya gücün derecesi inandırma uzlaşma yerine kaba kuvvet kullanma anna ve baba çocukları yani bireyler topluluğu olmasına rağmen kaba kuvvetin kullanıldığı insan haklarının ihlal edildiği zorlayıcı itici bir güçtür.Bu tanımlardan yola çıkarak aile içi şiddetin aileyi parçaladığı görülmektedir.
Ülkemizde ve dünyadaki kadınlar ister eş ister flörtü olsun şiddete maruz kalmaktadır.Aile içi şiddetin oluş noktası Türk aile yapısı daha çok ataerkil yapıdan gelmektedir.Günümüzde ise çekirdek aile yapısına dönüşmüştür.Bu geçişte halen ataerkil aile yapısı görülmektedir.Özellikle erkek çocuklar babayı örnek aldıkları için babalarının daha aydın olması gerekmektedir.Ülkemizde halen doğuda erkek çocukarına çok değer verilmektedir.Buda ister istemez annelerde erkek çocuklarına farklı yetiştirmek için çaba sarfeder duruma gelirler bu konuda annenin sessiz ve çekimser kalması kız çocuğunun ise ruhsal gelişimini olumsuz etkilemektedir.Annelerimize çocuğunu yetiştirmekte çok büyük görevler düşmektedir.Çünkü şiddete baktığımızda şiddeti uygulayan erkek olduğunu onuda bir kadını büyüttüğünü görmekteyiz ve çocuk aileden şiddet uygulamaya meyilli olarak büyüyor. Aile içi şiddete baktığımızda erkeğin kendine olan güvensizliğini ailesine yansıtarak eşine ve çocuğuna şiddet uygulamaya başlıyor. SONUÇ olarak kadının ekonomik özgürlüğü varsa boşanmayı yeğliyor.Ekonomik özgürlüğü yoksa çocukları ile beraber şiddete maruz kalmaya devam ediyor.Bu arada anne sığınacak mekan bulunca çocuklar ortada kalıp yaprak gibi oraya buraya savrulmaya başlıyorlar.Daha sonra mutsuz dışlanmış kendine güveni olmayan yetişkinler olmaya çalışıyorlar.Bu çocuklar evlendiklerinde ise babalarını örnek almaktadırlar.Daha sonra mutsuzluklar devam ediyor,Çünkü ailede anne ve baba mutsuz ise çocuklarda mutsuz büyüyor.Anne ve çocuğa uygulanan şiddet onların hayatı boyunca etkisinin devam etmesi nedenidir. Ülkemizde ise yapılan anketler doğrultusunda genellikle yüksek öğrenim görmüş kadınlar ve erkekler arasında şiddetin en fazla olduğu kanıtlanmıştır.Nedeni düşünüldüğünde ise şöyle bir tablo ortaya çıkmıştır.Kadını ekonomik özgürlüğü ayakları üzerinde durması ve eşiyle aynı şartlarda çalışma ortamında bulunabilmesi karısının başarılı olması erkeğin bir takım tutmalara girmesi karısını rencide edici ve küçültücü hareket ve eylemlere girişmesi kadında ister istemez karşı eyleme geçmesi huzursuzluğu ve şiddetin dozunu artırmaktadır.Böyle aile içi şiddetin başlaması ailenin dağılmasının ve mutsuzluğunun göstergesidir. Sonuç olarak şiddetin uygulanması geçimsizliğe sebep olan boşanmaya neden olmaktadır.Diğer yandan kırsal kesime baktığımızda aile içi şiddetin az olduğunu görmekteyiz.Aile içi şiddetin nedenleri ise ekonomik sorunlar alkol,aile içi maneviyatın eksikliği bunlarda başlıca sebeplerdendir. Aile i.i şiddetin çözümünde ise karı ve kocanın karşılıklı saygı sevgi ve hoşgörü ile sorunlarının üstesinden gelebilirler.Çünkü burada en çok zarar gören ve gözbebeğimiz olan çocuklarımızdır.Tüm ailelerimize Allahtan güzel günler dilerim saygılarımla.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.