Ramazanın bu son günlerinde sizlerle birlikte olmaktan onur ve mutluluk duymaktayım.

Diyanet-Sen Malatya Şubesi olarak herkese selam ve sevgilerimi gönderiyorum.

Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde çalışan 120 Bine yakın Din görevlisi personeli bulunmaktadır.  Ramazan bayramı süresince Türkiye’de 13 Bin camide imam bulunmamaktaydı. Adeta camiyi yapan halk, kendi imamını da Ramazan süresince tuttu, tutmak zorunda bırakıldı. Bu alanda yapılan çalışmalar Ramazan ayı içerisinde sonuçlanacaktı ama Başbakanımızın müjdesine rağmen ne yazık ki bir sonuç ortaya çıkmadı. Bu eksiklere rağmen Türkiye’de haklar noktasında özverili çalışmalar yapan yetkili sendikanın bayram müjdeleri son derece onur verici oldu.

Başbakanımızın tarafından açıklanan Muhtar ve müftülerin Resmi Nikâh kıyacağı ve Bayram süresince çalışmaları yıllık izinden sayılmayacak açıklaması bir nebzede olsa din görevlilerini sevindirdi.

Bunlar sevinenler, bu dağın görünen kısmı, Birde dağın görünmeyen kısmı var… Fahri ve vekiller… Malum bu arkadaşlar için her zaman yazdım, unutulmamaları için elimden geleni yaptım. Dün bir çay bahçesinde iftar sonrasında bana bir bardak çay getiren bir kardeşimi gördüm, yaşını sorduğumda 16 dedi, ne kadar alıyorsun buradan dedim, günde 35 lira dedi. 28 Gün çalışıyormuş ve 980 Lira alıyormuş.

Bizim fahriler ne alıyor diye şöyle bir düşündüm. En son 600-700 lira arası bir harçlık veriyordu Türkiye’nin güzide kurumu Diyanet…

Diyanet İşleri Başkanlığının özellikle bu alanda ki tutumu içler acısı. Sorsan direk Milli Eğitim Örneğini sunuyor zat-ı aliler.  Kim kandırmışsa artık. Milli Eğitimde çalışan kardeşlerimiz 1600-1900 lira arası ücret alıyor. Sigortaları tam yatıyor ve sigorta haklarından da yararlanıyor. Bu örnek hiç olmadı ağalar…

Ülkemiz terör sıkıntılarının her çeşidiyle mücadele ederken, mübarek gün demeden saldırı halinde olan şer odaklarına karşı kardeşlik silahımızı kullanmalıyız.

Özellikle içerisinde Kadir geçesi bulunmayan bin aydan hayırlı olan Kuranın inmeye başladığı bir geceyi idrak edeceğiz.

Bu anlamda Ülkemizin birlik ve beraberliği için, ümmetin dirilişi için, ülkemizin şer güçler karşısında muhafaza edilmesi için, annelerimizin, babalarımızın, çocuklarımızın, kardeşlerimizin gözyaşlarının dinmesi için bu gecede hep beraber dua edelim.

Dua ibadetin özü, müminin manevi silahıdır.

Bayramlar mesafeleri kısaltmalı, gönülleri yapma zamanıdır. Bu bayram İslam dünyasının içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulması için bir yeniden doğuş,  yeniden dirilme anı olmalıdır.

 Peygamberimiz rızkınızın bereketlenmesi ve ömrünüzün uzun olması için sıla-i rahim yapınız demektedir.

Bayramlar sıla-i rahimlerin icra edildiği, küskünlerin barıştığı, yoksulların sevindirildiği insanı Yaradan’dan dolayı kucaklayan günlerdir.

Bu sebeple Bayramın önemini idrak ederek bayramlarımızı yaşayalım.

Doğu bölgelerinde yaşanan sıkıntılar şer odaklarının hazırladığı ve hayata geçirdiği tuzaklardır.

Başlatılan çukur siyaseti kardeşi kardeşe kırdırmanın ilk adımıdır.

Mübarek gün demeden doğu illerimizdeki cami ve mabetlerimize yapılan saldırıların müsebbipleri dini hassasiyeti olmayan, insanlıktan yoksun kişilerin başlattığı bir kavgadır.

Bu kavganın mücadeleye yansıyan hiçbir boyutu yoktur. Kürtlerin haklarını savunuyoruz diyenlerin Kürtleri öldürdüğünü görüyoruz.

 Bu tezat büyük tuzağın, maşaların, satılmışların devrede olduğunu göstermektedir.

Bu bayramla birlikte, artık kurulan tuzaklara, açılan çukurlara son demeliyiz. Şer odaklarını o çukurlara gömerek Yeniden Büyük Türkiye’nin temellerini atmalıyız. Bu bayram yeniden doğuşumuza vesile olsun.