15 TEMMUZUN ARTÇI DALGALARI...

Öncelikle HABER VAKTİM ailesine katılmanın buruk (olaylardan dolayı) mutluluğunu ifade etmek isterim.

Basın bir ülkenin, gözüdür, kulağıdır, sesidir. Türk Basınının en büyük problemi ise, doğruları ve gerçekleri halka anlatma konusunda ciddi sıkıntılar yaşamasıdır. 15 Temmuz da Basın üzerine düşeni yapmış, kendisi üzerindeki bu kuşları kısmen kaldırmış, kendi gerçek hüviyetine dönmüştür. Bu inşallah böyle devam eder.

Basınımızda öyle gazeteler var ki, halka doğruları ve gerçekleri anlatma konusunda büyük bir hassasiyet göstermiş, tiraj kaygısına düşmeden hayatını devam ettirerek, "Dürüst olarak ta gazetecilik yapılır" mesajını bütün medyaya vermiştir.

İşte bunlardan birisi de, ‘Habervaktim Gazetesi’dir. Kendilerini bir kez daha gerçek gazetecilik yaptıkları için kutluyor, Allah çıktıkları bu doğru yolda daim kılsın duasında bulunuyorum.

Aslında bu ilk makalemizde, Türk Basınının sorunlarını, sıkıntılarını, yanlışlıklarını ve doğrularını, kendimizce anlatmayı isterdik. Ancak Türkiye’nin gündemi o kadar hızlı değişiyor ki, öncelikleri tespit etmekte bir hayli zorlanıyoruz.

Acımız büyük... Kederimiz sonsuz... Öfkemiz ise, düşmanlarımızın uykusunu kaçıracak kadar şiddetli...

Asker, polis, sivil şehit olan bütün vatandaşlarımıza Allahtan rahmet diliyoruz. Mekânları cennet olur inşallah. Dualarımızdalar.

Yaralılarımıza Allahtan acil şifalar diliyoruz. Dualarımız onlarla.

Millet olarak biliyoruz ki, şu an yaşadıklarımız 15 Temmuz un artçı dalgaları…

15 Temmuz da, Türk Milleti, şanına, tarihine, ecdadına yakışır bir şekilde, millet düşmanlarına, öyle bir Osmanlı Tokat’ı vurdu ki, sesi, cihanın en ücra köşesinden duyuldu. Dünyanın en güçlü, en modern silahları ile donatılmış, darbeyi hazırlayan ve piyonları vasıtası ile uygulamaya koyan emperyalist devletler, yedikleri Osmanlı Tokat’ının sersemliği geçmeden, akılları sıra intikam alma peşine düşmüşlerdir. Ve biz onların dün öldürücü etkiye sahip zehirli yılanlar olduklarını biliyorduk! Bugün ise bu tamamen tescillendi. Darbenin başarısız olmasından dolayı, bu milletin düşmanları üzüntülerini gizlemediler. Kinlerini kusarak düşmanlıklarını bir kez daha gösterdiler.

Bize, "SİZDEN BAŞKA SİZİN DOSTUNUZ YOK" gerçeğini bir kez daha hatırlattılar.

Artık cümle âlem biliyor ki, FETÖ, PKK, DEAŞ ve daha birçok terör örgütü aynı kaynaktan beslenmekte, aynı, ‘üst akıl’ dan emir almaktadırlar. Son günlerde aşırı şekilde artan PKK terörü bunun ifadesidir.

Soruları çok açık soralım.

PKK şu an kime saldırıyor?

Masum silahsız vatandaşlara, kadınlara, çocuklara yani bu milletin asli unsurlarına. Darbeye dur deyip, bertaraf edenlere.

Darbeyi canı pahasına kimler engelledi?

Başta Büyük Türk Milleti (Allah’ın izniyle), Başkumandanı ile birlikte, namuslu, şerefli, vatansever, askerimiz, polisimiz ve bu milletin gerçek liderleri...

Bizlere yazıklar olsun ki, ‘Üst Akıl’ı yani malum emperyalist devleti veya devletleri gözümüzde çok büyütmüşüz. Gerçekten akıllı olsalardı, bu millete, "Ayar" verilemeyeceğini 15 Temmuzda öğrenmiş olurlardı.

Ama görünen o ki, yeteri kadar ders çıkartamamışlar veya yedikleri tokat’ın etkisi ile ne yaptıklarını bilmiyorlar.

O zaman biz bir kez daha uyaralım! Deme diler, demesinler...

15 Temmuzda bu millet dedi ki,

"Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım,

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım…

Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner aşarım,

Yırtarım dağları, enginlere sığmam taşarım...

Ama demek ki yeteri kadar duyuramamışız ki! Piyonlarını üzerimize saldırtıyorlar.

Peki! Bu millet bu alçakların, hainlerin, katliamlarına karşı ne yaptı?

Sustu mu? Sindi mi? Korktu mu? ASLA...

Peki! Ne yaptı?

"Toplanın arkadaşlar. Silahlarınızı alın gelin. PKK avına çıkıyoruz" dedi...