15 TEMMUZ DAN SONRA TOPLUMUN İÇİNDE BULUNDUĞU PSİKOLOJİK TRAVMA
Cemaat, tarikat, dernek, vakıf, federasyon, konfederasyon, sendika vs. İnsanların bir araya gelerek, teşkilatlanıp, öncelikle üyeleri arasında sosyal yardımlaşmayı sağlayan sonrada ülkemizin ve insanımızın çıkar ve menfaatleri doğrultusunda hareket eden sivil toplum kuruluşlarıdır.
Fetö terör örgütü, yıllarca kendisini, niyet ve maksatlarını profesyonelce gizlemiş, millet evlatlarının beyinlerini kendi çıkarları doğrultusunda yıkamış, Devleti, yabancı ülkeler adına ele geçirmeyi planlamış, yabancı istihbarat örgütleri ile el ele vererek, ülkeyi ve milleti iğfal etmeyi hedeflemiş bir örgüttür.
40 yıl milli ve manevi değerlerimizi fütursuz ca kullanarak istismar etmiş, milletin, güven ve itimadını kazanarak, belli bir topluluğu kendilerine kul köle eden, insanları kör, beyinlerini cıvıklaştıran bir örgüt.
Emperyalist güçler adına, 15 Temmuz işgal hareketine girişen bu örgüt, Milletten yediği tokatla yerle bir olmuştur.
Evet belki bir daha asla ayağı kalkamayacaklar ama, bulundukları toplumun kılcal damarlarına kadar girerek, ferdlerin üzerlerinde yarattıkları psikolojik tahribat, kolay kolay geçecek gibi görünmemektedir.
Bu durum, sosyologlar, psikologlar, sosyal bilimciler, toplum mühendisleri vs. tarafından bilimsel metotlarla incelenip, hazırlanacak rapora göre acil tedbirler alınmalıdır.
Bilindiği gibi, teknolojik ve bilimsel gelişmeler başta olmak üzere her alanda gelişim ve ilerleme, ancak sağlıklı toplumlarda mümkündür.
Evladım dediği asker elbisesi giymiş teröristler tarafından kurşun yağmuruna tutulup şehit veren, gazi olan bir toplumdan bahsediyoruz.
En yakınlarının vatan haini olduğunu öğrenen, Devletini işgal edip emperyalist ülkelere peşkeş çekmeye kalkışan hainler güruhuna dur diyen bir halktan bahsediyoruz.
Cumhurbaşkanını, Başbakanını, Genel Kurmay Başkanını öldürmeye teşebbüs eden, Meclisimizi, Külliyemizi bombalayan, Devletin en mahrem yerlerine , haince, alçakça şerefsizce yapılan saldırıları görerek, omuz omuza mücadele ederek efsanevi kahramanlıklar gösteren bir Milletten bahsediyoruz.
Ve hala korku, şüphe, tereddüt içinde bulunan kadirşinas insanımızdan bahsediyoruz.
Peki sadece bunlar mı halkın psikolojik tahribata uğramasına neden olan olaylar?
Yaralarını sarmaya çalışıp ne olup bittiğini anlamaya gayret ederken, vatan hainlerinin idam edilmesini beklemiş, talep etmiş ama bu konuda Sayın Devlet Başkanımızın;"Meclis getirsin imzalayım" sözünden başka hiçbir adım atılmamıştır.. Bu konu halkı derinden yaralamaktadır. İki gün sonra ellerini kollarını sallayarak çıkacaklar endişesi taşıması,
Fetöcülerin, kendilerini her zaman olduğu gibi sinsice gizleyerek, fetöcülerle mücadele ediyor maskesi ile hareket edip, yüzlerce, binlerce mağduriyetlerin oluşmasına neden olması,
Halk bir birinden korkuyor. Birbirleri ile konuşmaktan, samimi olmaktan, bir araya gelmekten çekiniyor. Şaşkın, kim fetöcü , kim değil bilmiyor olması,
Başta bahsettiğimiz sivil toplum örgütleri, demokrasimizin olmazsa olmaz kurumlarıdır. Halk, STK lara oldukça mesafeli durmaya, mümkünse irtibata geçmemeye çalışıyor. Ya onlarda fetöcü ise? Korkusunun olması,
Halk işine dört elle sarılamıyor; “Acaba hakkımda ihbar yapılırda işimden olurmuyum diye? Korku ve tedirginlik had safhada. Fetöcülerin rahat durmaması,
Bilinçli bir bilgisel gelişim için , yapılan sohbetlere, seminerlere katılım, ne olur ne olmaz düşüncesi ile itibar edilmemesi,
En kötüsü, samimi mü'mine, cemaat ve tarikatlara karşı, soğuk, mesafeli ve kuşkulu bakışlar gittikçe çoğalıyor. Deniyor ki; "Fetöcülerde samimiyiz, vatanı, Milleti, bayrağı seviyoruz" diyorlardı. Ama hainlikleri akıllara zarar... Toplumun bir kesimi, bir kesimine potansiyel tehlike olarak bakmaktadır. Din ve millet düşmanları da bu durumu körüklemekten geri kalmıyorlar. Böl, parçala, yut, başka bir formülle, (fetö formülü) hayata geçirilmek istenmesi,
Bunları çoğaltabiliriz. Bu çizdiğimiz Ülkemizin büyük fotoğrafı. Düşman düşmanlığı hain hainliğini yapıyor. Bizde üzerimize düşeni yapacağız.
Hıristiyan emperyalist güçler bilindiği gibi, işgal hareketlerinde mutlaka, alternatif planları mevcuttur. Bu işgalde de aynen böyle oldu. İşgalcilerin (A) planı; " ülkeyi 40 yıl evvel oluşturmaya başladıkları, adına; “İslami Cemaat !!” dedikleri bir terör örgütü vasıtası ile ele geçirmek ".
Bu olmazsa(B) planı; "halkın, canına, malına ve değer verdikleri bütün değer yargılarına, kurumlarına saldırıp, psikolojilerini bozup, tahribata uğratmak. Sağlıksız, tedirgin, kuşkulu, itimat ve itibarın kalmadığı bir toplum haline getirmek."
İnsanın aklına ister istemez şöyle bir soru geliyor.
Sizce, toplumun psikolojik tahribata uğratılması anlamında, başarısız işgal teşebbüsü, başarıya mı ulaştı !!!???
Onlarda şunu çok iyi biliyorlar ki, cephede silah tutan elin iradesi sarsılırsa, o ülkeyi ele geçirmenizde o kadar kolaylaşır
Aslında belki de asıl yapılmak istenen tam da bu idi. Gerekli tedbirler acilen alınmazsa, sanıyorum (B) planları başarılı olmaz üzere. Bu planları Allah korusun başarıya ulaşırsa, işte o zaman gerçek anlamda sahip olduğumuz her şeyimizi kaybeder, millet düşmanları hainler, ellerini kollarını sallayarak tek bir kurşun atmadan bu ülkeyi işgal ederler. Tarih bunun örnekleri ile dolu.
Bu anlamda, fetöcü hainlere karşı vereceğimiz savaş inanamayacağınız kadar önemlidir. Devlet yönetmek elbette zor, güç , meşakkatli aynı zamanda onurlu ve şerefli bir iştir. Şayet buna talip olmuşsanız ateşten gömleği giymeyi de kabul etmişsiniz demektir.
Bu konuda başta Devletin bütün unsurları olmak üzere, STK lar , toplumun bütün katmanları, aliminden- cahiline varıncaya kadar sorumluluk almak zorunda dırlar.
Biz İç Anadolu Birliği olarak, sorumluluğumuzun bilincindeyiz. Ve ne yapmamız gerektiğini biliyoruz.
ZAMAN KARDEŞLİĞE HİCRET ETMEK ZAMANI.
ZAMAN ENSAR VE MUHACİRİN GİBİ KUÇAKLAŞMA, SAFLARI SIKLAŞTIRMA , FİTNE VE FESADA PİRİM VERMEME, HAİNLERİ VE ALÇAKLARI GÜLDÜRMEME ZAMANI.
HER ZAMANKİNDEN DAHA FAZLA, VATANA, BAYRAĞA, MİLLETE DEVLETE SAHİP ÇIKMA ZAMANI.
NASIL Kİ (A) PLANLARINI EZİP GEÇMİŞSEK, ALLAH'IN İZNİYLE (B) PLANLARINI DA BAŞLARINDA PARÇALAMA ZAMANI.
İSMET TAŞ
İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.