Büyük Türk Milleti, vilayet meclislerinden bu yana demokratik haklarını kullanan, demokrasi tecrübesi var olan bir milletir. Geçtiğimiz 31 Mart tarihinde Türkiye Cumhuriyeti için kritik bir yerel seçimi geride bıraktık. Belediye başkanı ve muhtar olmak için bir çok aday yarıştı. Türk Milleti elbette yıllardır sandıkta hem iktidara hemde muhalefet partilerine mesajını hep yerel seçimlerde vermiştir.

Seçim sonuçlarını incelediğimiz zaman iktidar partisinin oylarının düştüğünü, ana muhalefet partisinin de oylarını arttırarak birçok belediyeyi kazandığını görmekteyiz. Geçtiğimiz beş yılın muhasebesini yapacak, nerede yanlış yaptığını düşünecek olan iktidar partisinin yanı sıra bu seçimin kaybedeninin Türk Milliyetçileri olduğunu düşünüyorum.

Yıllardır süregelen bölünme ne yazık ki bu seçimde tavan yapmıştır. Geçtiğimiz sene yapılan genel seçimde Sinan Oğan’ın, Kandil ile arasına mesafesi koyamayan partiye karşı Türk Milliyetçilerini kilit noktasına taşıdığını hepimiz görmüştük. Bu birçoğumuz için sevindirici bir durumdu ve bu durumun yerel seçimlerde de olmasını umuyorduk. Ancak neredeyse dört partiye bölünmüş olan Türk Milliyetçiliği beklediğini bulamamıştır.

Bu seçimler bize göstermiştir ki Türk Milliyetçileri bölündükçe bir çok şehirde kandilin uzantısı olan parti öne çıkmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin sigortası olan Türk Milliyetçileri acilen tek bir parti altında toplanmalıdır. Amasız, fakatsız, sebepsiz bir lider etrafında toplanmak bu ülkenin de aziz Türk Milleti’nin de yararına olacaktır. Ülke yönetimini ve şehirleri ne idüğü belirsiz kişilerin, dağdan emir alan bölücülerin eline bırakmak bu vatana ihanet olacaktır.

Ayrıca Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde seçime giren, Türk Milletine ve Türkiye Cumhuriyeti’ne düşmanlık besleyen, emirleri Kandil’den alan partinin kazandığı şehirlere acilen kayyum atanması şarttır. Demokrasi, özgürlük vatana ihanet içerisinde olan kişilere karşı geçerli değildir. Daha önceleri bir çok kez belediye bütçesini nerelere harcadıkları ortaya çıkmıştır. Bu kişilerin eline şerefli Türk şehirleri emanet edilemez.

Son olarak rahmetli başkanımız Muhsin Yazıcıoğlu’nun kara sevdası Sivas’ı büyük bir mücadele neticesinde kazanan Adem Uzun beyfendiye ayrı bir parantez içerisinde tebrik etmek istiyorum. Başkanımızın izinden giderek önce Sivas’ta daha sonra da ülkenin tamamında gönüllerde taht kuracağından şüphemiz yoktur.

Muhsin Başkan’ın da dediği gibi sel gider kumu kalır. Seçimler için kimsenin gönlünü kırmaya, üç günlük dünya da fırıldak olmaya gerek yoktur. Temennimiz seçimi kazanan belediye başkanlarının vatana ve millete hizmet etmesi, şehirlerimizi geliştirmesi, ülkemize katkı sağlamasıdır. Türkiye Cumhuriyeti bu seçimden de alnının akıyla çıkmıştır, demokrasi kazanmıştır.