Herkesin malı kendine değerli sözünden yola çıkarak, sizlere bu hafta satış işlemleri ile ilgili kafa kurcalayan detaylardan bahsetmek istiyorum. Ev, arsa, dükkân, tarla ve araç gibi çeşitli satış gören alanlarda paylaşılan ilanların sağlıklı olmadığını düşünüyorum.

Elbette herkesin malı kendine değerli ancak fiyatların bu kadar “abartı” olmasını kendime inandıramıyorum. Herkesin kâr peşinde olduğu, satışlarda rekor üstüne rekor kırdığı ve alt – sat piyasasının alt üst olduğu günümüz Türkiye’sinde yapılan bu satışların denetimsiz bırakıldığını düşünüyorum.

Geçtiğimiz aylarda sarı site operasyonu yapıldığı söylendi ve çeşitli yaptırımlar uygulanmıştı. Ama şuan adı bile geçmiyor. Çünkü albenisi kalmadı. Şuan sadece kâr edip, köşeyi dönmek isteyen satıcılar ise param cebimde kalsın alıcısı ikilisinin birbirini yediği günlere kaldık.

Ne alıcı memnun olmuş durumda, ne de satıcı memnun kalmış vaziyette. Ticaret çarkının dönmesi gerekiyor ancak piyasanın çorba olmasına kimsenin sesi çıkmıyor. Artan üretim maliyetleri denilerek çeşitli bahaneler üretiliyor ve al –sat piyasası, alt – üst edilerek katlediliyor. Buna da kimsenin sesi çıkmazken herkes sadece izliyor.

Bu durum nasıl çözüm odaklı bir sürece girecek bilmiyorum ama tek bildiğim herkesin “üst” rakam seviciliğinden vazgeçmeden satışa devam edeceğidir. Herkes malının değerini paha biçilemez hale getirirken, alıcı tarafından sağlıklı düşünecek “empati” dostu kimse yok.

Piyasa böyle cümlesinin arkasına sığınan herkes, denetim yapmayan kurum ve kuruluşların ekmeğine de yağ sürmektedir. Olay sadece kira fiyatlarından dolayı anlaşılamayan süreci mahkemeye götürmek olmamalı. Olay, piyasanın katledilmesine dur demek olmalı.

Bugün markete girildiğinde 100 TL ile alışveriş yapılırken her “ürün” alınamadığı gibi, sıfırı bol olan paralar karşılığında da “dedemden” kalma araçlar ve “milattan önce” yapılmış konutlara değer biçilmemeli.

Bunun farkında olmak gerekiyor ve bilinçli olarak piyasanın incelmesine olanak sağlamamak gerekiyor. Umarım hem alıcı tarafından, hem satıcı tarafından bu sürecin “oh be piyasa düzeldi” söylemlerinin yaygın olduğu dönemlere geldiğini görebiliriz.

Çünkü emin olun, kimse sahip olduğu malının değerinden ve alacağı malın değerinden memnun değil. Bu piyasanın bu şartlarda ayakta kalması bile mucizeyken, hâlâ kâr edeceğim kafasına sığınmamak gerekiyor.