İntiharı düşünmek bir hastalık: Öldüğünüzde hiçbir şey değişmiyor

İntiharı düşünmek bir hastalık: Öldüğünüzde hiçbir şey değişmiyor

Psikolog Büşra Kiriş, intiharın tedavi edilmesi gereken ciddi bir hastalık olduğunu belirterek “İntihar bir çözüm değil sonuçtur. Birikmiş sorunların hastalığa dönmüş halidir. Öldüğünüzde hiçbir şey çözülmüyor” dedi.

Son yıllarda özellikle sosyal medyada çok sayıda intihar vakası duymaya başladık. Gençler arasında artan intihar vakalarını Psikolog Büşra Kiriş ile konuştuk. İntiharın tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu belirten Kiriş, “İntihar bir çözüm değil sonuçtur. Birikmiş sorunların hastalığa dönmüş halidir. Çünkü öldüğünüzde hiçbir şeyi çözülmüyor. İntiharların en büyük sebebi umutsuzluktur. Kişiler, olmayacağına ikna olduktan sonra ‘Zaten denesem de olmayacak’ inancı ile denemeyi ve mücadele etmeyi bırakır. İntiharın sebepleri var. Kişi ve çevresi biran önce harekete geçip bu hastalığın tedavisine başlanılmalıdır. İntihar teşebbüsü olmadan düşüncesinde bile tedavi gerektiren bir durumudur. Aile ve sosyal çevre bu durumu umursamazlık yapmamalı ve acilen müdahale etmelidir. Çünkü orda önemli olan şey ilk önce can sağlığını korumaktır” dedi.

busra-kiris-psikolog-3.jpg

DUYGUSAL BUHRANIN SONUCUDUR

“İntiharın çeşitli sebepleri vardır. Biz bu duruma duygusal buhran diyoruz. Çünkü o sırada kişi duygu ve düşüncelerini yönetemiyor” diyerek intihar düşünen kişileri anlatan Kiriş, “İntiharların ilk sebebi olarak öğrenilmiş çaresizlik diyoruz. Öğrenilmiş çaresizlikte kişi bir defa denedi başaramadı. İkiyi, üçü, dördü denedi başaramadı. Artık bir süre sonra olmayacağına ikna olduktan sonra ‘ Zaten denesem de olmayacak’ inancı ile denemeyi ve mücadele etmeyi bırakır. Denemeyi bıraktıktan sonra hayatına daha fazla olumluluk gelmeyeceği için ‘Artık bundan sonra böyle’ kabulü ile bitirmeye karar verir” ifadelerini kullandı.

intihar-erkek.jpg

GELECEK KAYGISI BÜYÜK ETKEN

Kiriş, “Gençlerin gözünden bakarsak ise ikinci olarak ta gelecek kaygısı ve geçim sıkıntısı geliyor. Bu sıkıntıları duygusal bir şekilde yaşadığında karamsarlık ile yaşamının bir anlamı yokmuş gibi gelebilir. Hayattaki anlam arayışı hangi alandaysa bu konuda kapıldığı umutsuzluk intihara sebep olabilir. Önceleri intihar bu kadar da akla gelen bir durum değildi. Bir sorun varsa mücadele edersin sorunu çözersin. Şimdi artık ben yapamıyorum. Kaldıramıyorum cümleleri de fazlasıyla duyulmaya başladı. Bu cümle yapamayacağınızın ön kabulüdür. Bu durumda öğrenilmiş çaresizliğe geçiş kolaylaştı. Artık hayat kolaylaştıkça bir şeylere ulaşmak kolaylaştıkça toplum ve insanlar olarak biraz daha erken pes etmeye başladık. Toplumda önceleri insanlarda daha mücadeleci bir ruh hali vardı. Toplumsal histeri diye bir olgu var. Belli bir toplulukta yaşanan bir olaya tepki verildiğinde diğerlerinde aynı tepkiyi vermeleri olabilir” dedi.

psikolog-busra-kiris.jpg

DOĞAL GÜDÜLERE KARŞI GELMEKTİR

İntiharın insanın en temel güdüsü olan hayatta kalma güdüsüne karşı gelebilmek olduğunu belirten kiriş intiharın bir hastalık olduğunu belirterek şöyle devam etti;” Kişide görünen hafif bir depresyon değildir. Ağır bir depresyona maruz kalıyordur ki intihar düşünsün. Bu yüzden intihar düşüncesi kişinin aklına geldiğinde ilaç kullanımından hastaneye kapatılmasına kadar birçok ciddi önlem alınarak intiharın önüne geçmeye çalışırız. Kişi intiharı ciddi ciddi düşünüyorsa buda hastalık boyutuna geçmiştir.”

intihar-ilac.jpg

DİKKAT ÇEKMEK İÇİNDE YAPILIR

Kiriş, “Bazen bireyler dikkat çekmek ya da ilgi görmek içinde intihar teşebbüsünde bulunabilirler. Bu durum aslında sessiz bir çığlıktır. Bu çığlık birazda istediğimi alamıyorum. Çığlığıdır. Bu tür insanlara bakarsanız eğer ilgiyi çekme yollarını bulmamıştır. Bu durumu dikkat çekmeye çalışıyor deyip küçümsememelidir. O kişi artık bir şekilde görünmeye çalışıyor. Bu yüzden aile içinde ya da sosyal çevrenizde kişiler intiharla alakalı ciddi konular konuştuğunda bura da gerçekten ciddi bir müdahale gerekiyor” uyarılarında bulundu.

psikolog-busra-kiris-1.jpg

HEMEN MÜDAHALE EDİLMELİ

Psikolog Büşra Kiriş son olarak şu cümleleri kurdu, “Kişinin intihar düşüncenin sağlıklı olmadığının farkında olması gerekiyor. Ağır depresyonda olan kişiyi herkes bir şekilde fark eder. Aşırı bir sessizleşme, sosyal aktivitelerde düşüş, keyifsizlik, gülmek ya da ağlamak gibi tepkilerin yokluğu gibi durumlar ortaya çıkar. İntihara meyli olan kişilerde ‘sakın yapma’ tepkileri işe yaramaz. Böyle durumda ilaca başlanmalı ve yetersiz kalırsa hastaneye yatırılmalıdır. İntiharların hepsinde bir hastalık vardır. Böyle durumda çevresinden psikologlardan ve psikiyatriden destek almalıdır. Etik kural çerçevesinde psikologlara anlatılan şeyler gizli kalır. Ama söz konusu intiharsa aileye ve devlet kurumlarına haber vermekle yükümlüdür. İntihar düşünen insan bilinçli ve sağlıklı bir birey değildir. Bunu kabul edip en kısa zamanda tedavisine başlanılması gerekiyor. Bu durumun tekrarlama ihtimali oldukça yüksek bir durumdur.”

Faruk Gökyurt/ www.gazeteilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.