Su Politikaları Derneği Genel Başkanı Dursun Yıldız: "Day Zero'ya ne yakınız ne de uzak"

Su Politikaları Derneği Genel Başkanı Dursun Yıldız: "Day Zero'ya ne yakınız ne de uzak"

Su Politikaları Derneği Genel Başkanı Dursun Yıldız, Türkiye’nin su sorunu ve su politikaları ile ilgili izlediği yol hakkında konuştu. Dünyada yaşanan su krizlerine ne yakın ne uzak olduğumuz belirten Yıldız, “Day Zero’ya ne yakını ne uzağız” dedi.

Genel Başkan Dursun Yıldız, ‘’Su politikası’’ kavramının mevcut durumda temel tercih ve hedeflere yönelik plan ve uygulamalar olarak tanımlandığını belirtti.

sucu.jpg

SU YASASI TASLAĞI’NIN BİR AN ÖNCE TBMM’DEN GEÇİRİLMESİ LAZIM

Su Politikası, anlamında Türkiye’nin su yönetiminde temel tercihleri ve hedeflerinin olduğunu belirten Yıldız, Buna yönelik havza ölçeğinde hazırladığı su yönetimi planları da var. Ancak bu politikaların hızla uygulamaya sokulabilmesi için bir yasal çerçeveye ve havza ölçeğinde kurumsal kapasite yaratılmasına ihtiyaç bulunuyor. Yasal çerçeve için uzun zamandır hazırlığı yapılan Su yasası Taslağı’nın bir an önce TBMM’den geçirilmesi gerekiyor’’ dedi.

kurak.jpg

DAY ZERO’YA NE YAKINIZ NE UZAK

2017 ve 2018 yıllarında Güney Afrika’nın Cape Town şehrinde yaşanan bir su krizine çok yakın olunmadığını, lakin bu riskin çok da uzağında da bulunmadığımızı söyleyen Dursun Yıldız, ‘’Bugün bile İstanbul ve Edirne’de su temini güvenliği risk altında. Barajlardaki su seviyeleri Ölü hacim seviyesinin altına düşmüş durumda. Bu nedenle ülkemiz bir bölgesel kuraklık ülkesi. Bölgesel olarak yaşanan kurak dönemler şiddetleri artarak birbirini takip etmeye başladı. Bunlar art arda 2-3 yıl yaşanacak olursa su tüketiminin çok fazla olduğu büyük kentlerimizde su krizleri oluşabilir. Vatandaşımızın suyun verimli kullanılması konusundaki toplumsal bilinci yeterli değil. Bunu yapılan kamuoyu araştırması çalışmalarının sonuçlarında da görüyoruz. Türkiye’nin su zengini bir ülke olmadığı ve suyunu verimli kullanmazsa su güvenliği riski yaşayacağı daha iyi anlatılmalı’’ ifadelerini kullandı.

tesis.jpg

BÜYÜKŞEHİRLER KENDİ HAVZALARINA GELEN İLAVE SUYU İDARELİ KULLANMALI

İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerin tümünde nüfus 2000’li yılların başından bu yana çok hızla arttığını belirten ve çarpık kentleşme ve kaçak yapılaşma daha fazla su talebini beraberinde getirdiğini söyleyen Yıldız, ‘’Yönetimler, bu artan su talebini bir an önce karşılamanın gayreti içine girdiler. Ancak bu illerimizin kendi havzalarındaki su yetersiz kalınca bu üç ilimize komşu havzalardan, havzalar arası su transferleri yaptı. Tüm bu su yönetimi anlayışı su arzını yönetmeye yönelik idi. Fakat aynı dönemde su talebini yönetme politikaları uygulamaya konmadı. Bu nedenle su kullanım alışkanlıklarımız suyu daha verimli kullanmak yönünde değişmedi. Büyükşehirlerimize kendi havzalarının dışından gelen ilave suların çok daha verimli kullanılması lazım. Bunun için büyükşehirlerin su yönetimi su yönetim anlayışını arz ve talebi birlikte yönetmek şeklinde yenilemeli, su kayıplarını azaltmalı, toplumsal su kullanım bilinci yaratmalı. Aşırı su kullanan sektörlerdeki denetimler arttırılmalı. Su kirliliği daha sıkı bir şekilde kontrol edilmeli. Bu tedbirlerin en etkin şekilde uygulanabilmesi için Büyükşehirlerin Su ve Kanalizasyon idarelerinin yasal ve kurumsal altyapısı iklim değişikliğinin su güvenliği üzerine olumsuz etkileri de dikkate alınarak yeniden oluşturulmalı’’ şeklinde konuştu.

harita.jpg

YARI KURAK BİR İKLİM KUŞAĞINDA YER ALAN BİR ÜLKEYİZ

Türkiye’nin büyük bölümünün yarı kurak bir iklim kuşağında yer aldığını belirten Dursun Yıldız, ‘’Türkiye’de 2017 yılında Ulusal Kuraklık Yönetimi Strateji Belgesi ve Eylem Planı yayımlandı. Bu strateji belgesi ve eylem planı ile kuraklık yönetimi konusunda ilgili kurumlarla iş birliği ve koordinasyonu sağlamak, kuraklık öncesi, kuraklık esnası ve kuraklık sonrası alınacak olan önlemler ile kuraklığın olumsuz etkilerini azaltmak, kuraklık yönetiminde teknik ve ekonomik araçlar geliştirerek kurumsal kapasiteyi güçlendirmek ve halkın kuraklık konusunda farkındalığını arttırmak konusunda hedefler ve eylemler belirlenmiş. Ancak bu planların havza ölçeğinde etkili bir şekilde uygulanması için güçlü ve etkili bir nehir havza yönetimi kurumsal altyapısı hala oluşturulabilmiş değil. Ülkemizde 2012 yılında yayınlanan ve 2022 yılında yenilenen bir yönetmelikle kurulan Tarımsal Kuraklık Yönetimi; merkez yönetimi birimleri ve illerde oluşturulan, tarımsal kuraklık il kriz merkezlerinden oluşuyor. Bu kurumsallaşmanın nehir ve tarım havzaları ölçeğine taşınması gerekli. Su ve toprak yönetimimizi Nehir Havzası ölçeğinde bütünleşik bir anlayışa taşımalıyız’’ ifadelerini kullandı.

DENİZ SUYU ARITIM TESİSLERİ BİR TERCİH ANCAK…

Deniz suyu arıtım tesislerine de değinen Yıldız, ‘’ Deniz suyu arıtımı daha çok fiziksel su kıtlığı yaşayan petrol zengini ülkelerde ve ilave su kaynağı geliştirmek zorunda olan ve bölgesel olarak su kaynağı bulunmayan gelişmiş ülkelerde başvurulan bir metot. Deniz suyu arıtım teknolojisi geliştikçe birim maliyetler de azalıyor. Ancak hala işletme maliyetlerinin yüksekliği, su gibi bir konuda yabancı teknolojiye bağımlılık ve atık suyun yarattığı çevre kirliliği gibi açılardan çok hızlı bir yaygınlık kazanabilmiş değil ‘’diye belirtti.

MEVCUT BAKANLIĞA AYRILAN BÜTÇE YETERLİ OLMAYABİLİR

Türkiye’de Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ayrılan 24 Milyar TL’lik bütçenin, yapılacak olan çalışmalar neticesinde yeterli olmayacağını düşünen Dursun Yıldız, ‘’Türkiye atık suların yaklaşık %75’ini çeşitli seviyelerde arıtarak doğal ortama bırakılıyor. Bu oranın artması, atık suların daha kaliteli bir şekilde arıtılarak tarımsal sulamada kullanılması, sanayi sularının kullanıldıktan sonra çevrimiçine alınarak tekrar kullanımı için sanayiciye teşvik verilmesi gibi hususlar değerlendirildiğinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bünyesinde yapılacak birçok işin olduğu ortaya çıkıyor. Bu nedenle özellikle ilçe belediyelerinin atıksu arıtma tesislerinin ve kentlerimizin yeni yağmursuyu uzaklaştırma sistemlerinin proje finansmanlarına merkezi bütçeden daha fazla katkıda bulunulması gibi huşular değerlendirildiğinde bu bütçenin yeterli olmayabileceği görülmektedir’’ diyerek sözlerine son verdi.

Haber Merkezi / www.gazeteilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.