Mamak'ta Bozkır esintileri: Bozkırın Tezenesi yad edildi

Mamak'ta Bozkır esintileri: Bozkırın Tezenesi yad edildi

Mamak Belediyesi ve Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi ortaklaşa düzenlediği konser ile 11. ölüm yıl dönümünde Neşet Ertaş’ı andı. Çok sayıda vatandaşın katıldığı konserde Anadolu ezgileri seslendirildi.

Eserleri ve efendi kişiliği ile Anadolu Türk müziğine yön veren büyük usta Bozkırın Tezenesi Neşet Ertaş seneyi devriyesinin 11. yıl dönümünde türküleri ile anıldı. Muallim Musiki Mektebi’nde Mamak Belediyesi ve Ankara Müzik ve Güzel Sanatlar Üniversitesi ortaklığında düzenlenen anma gecesine Mamak İlçe protokolünün yanı sıra çok sayıda vatandaş katılım sağladı. Konseri dinlemeye gelen vatandaşlar salonu doldururken Akademisyen ve Sanatçı Prof. Dr. Gökhan Ekim ve Tülay Örten Yıldız’ın nefeslerinden türkü ve değişler izleyenlere duygu dolu anlar yaşattı. Büyük usta için Muallim Musiki Mektebi’nde düzenlenen konser sonrasında Mamak Belediye Başkanı Murat Köse sanatçılara çiçek vererek tebrik etti.

bozkir.jpg

KALPLERDE YER ETTİ

Gerçekleşen konser sonrası gazetemize özel açıklamalarda bulunan Akademisyen Sanatçı, Gökhan Ekim; “Değerli Üstadımız Neşet Ertaş'ı Mamak Kültür Merkezi'nde Neşet Ertaş'ı Türkülerle andık. Halk müziğimizin kendi döneminde yaşayan efsanesi olan Neşet Ertaş, yalnızca sanatı müziği sazı sözü değil efendi duruşu ile de her zaman Türk Milleti’nin kalbinde yer etti. Mamak Belediyesi ile ortaklaşa icra ettiğimiz anma gecesinde, Ertaş’ın sadece Türkülerini okumadık. Tarihsel kökleri itibarıyla Abdal Hane Rum zümresine mensup olun Büyük usta Ertaş kültürel anlamda tarihimizin önemli binek taşlarından birisi oldu” ifadelerini kullandı.

USTAMIZI KENDİ TÜRKÜLERİ İLE ANDIK

Ekim, “İcra ettiğimiz anma programında bu zümrenin en önemli temsilcilerinden birisi olması nedeniyle onun felsefi tasavvufi yönünü de ön plana çıkararak yaşamından kesitlerinden vurgulandı. Büyük ustamızı anarken aslında bir izahlı dinleti icra ettik. Neşet Ertaş andığımız geceyi değerli sanatçımız Tülay Örten Yıldız ile gerçekleştirdik. Anma programı Mamaklı vatandaşların yoğun katılımları ile gerçekleşti. Tarihi Muallim Musiki Mektebi’nde yaptığımız program halk müziğimizin önemli kilometre taşlarından birisi olan Neşet Ertaş ustamızı kendi türküleri ile anarak Ankaralı müzik severleri güzel bir akşam yaşattık” dedi.

PEKİ, NEŞET ERTAŞ KİMDİR?

1938 yılında Kırşehir'e bağlı Çiçekdağı'nın Kırtıllar köyünde doğdu. Babası abdal geleneğinin temsilcisi bir bağlama ustası Muharrem Ertaş, annesi Kırıkkale'nin Keskin ilçesinin Hacıaliobası köyünden Döne Ertaş'tır. Küçük yaşta babasının yanında zil, cümbüş, darbuka çaldı. Sekiz yaşında ailesi ile birlikte Kırtıllar köyünden taşınarak İbikli köyüne yerleşti. 12 yaşındayken annesi Döne'yi kaybetti. Babası ve kardeşleri ile bir süre göçebe bir hayat sürdüler. Babası Muharrem Ertaş, İç Anadolu Bölgesi'ndeki Yozgat'ın Kırıksoku köyünden "Arzu" isminde bir hanımla ikinci evliliğini yaptı ve bir süre onun köyünde yaşadılar; daha sonra Yozgat'ın Yerköy ilçesine yerleştiler. Kırşehir, Yozgat ve ardından iki yıl Kırıkkale'de yaşadılar.

SANAT YAŞAMI


1950'li yılların başlarında TRT Ankara Radyosu'nda canlı olarak yayımlanan, Muzaffer Sarısözen'in yönettiği "Yurttan Sesler" programında, "Geleli gülmedim ben bu cihana" adlı bozlağı solo çalıp okumasından sonra Neşet Ertaş'ın adı ülke genelinde duyuldu. 1970'li yılların ortalarına kadar devam eden yirmi yılı aşkın süre boyunca on beş günde bir “misafir mahallî sanatçı” sıfatıyla Ankara Radyosu’na çağrılarak on beşer dakikalık solo bantlar yaptı. 1957 yılının sonunda İstanbul'a giderek ilk kayıtlarını babasının türküleri ile yaptı. Babasının Neden Garip Garip Ötersin Bülbül türküsünün adını taşıyan ilk taş plağını, diğer plakları ve halk konserleri takip etti. İki yıl İstanbul'da çalıştıktan sonra sahne hayatına Ankara'da Kazablanka Gazinosu'nda devam etti. Önce farklı türlere mensup müzisyen ve oyuncularla birlikte çıktığı konser turneleriyle, ardından tek başına çıktığı organizasyonlarla Türkiye'nin bütün şehirlerini ve pek çok ilçesini dolaştı.

DEVLET SANATÇISI ÜNVANINI GERİ ÇEVİRDİ

2002'de devrin cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafından kendisine takdim edilmek istenilen devlet sanatçısı unvanını geri çevirdi. 2003 yılında Türkiye'ye dönerek İzmir'e yerleşti. 2006 yılında TBMM Üstün Hizmet Ödülü'nde değer görüldü. Devlet sanatçılığı unvanını reddetmesi hakkında şunları söyledi: "O dönem Süleyman Demirel cumhurbaşkanıydı. Devlet sanatçılığı bana teklif edildi. Ben, 'hepimiz bu devletin sanatçısıyız, ayrıca bir devlet sanatçısı sıfatı bana ayrımcılık geliyor' diyerek teklifi kabul etmedim. Ben halkın sanatçısı olarak kalırsam benim için en büyük mutluluk bu. Şimdiye kadar devletten bir kuruş almadım, bir tek TBMM tarafından üstün hizmet ödülünü kabul ettim. Onu da bu kültüre hizmet eden ecdadımız adına aldım."

YAŞAYAN İNSAN HAZİNESİ OLARAK KABUL EDİLDİ

2009 yılında Unesco Somut Olmayan Kültürel Mirasın Korunması Sözleşmesi kapsamında yapılan ulusal envanterlerden Yaşayan İnsan Hazineleri Türkiye Ulusal Envanterine alınarak yaşayan insan hazinesi kabul edilen Ertaş, 25 Nisan 2011 tarihinde İTÜ Devlet Konservatuvarı tarafından fahri doktora ödülüne layık görüldü. Bağlamadaki tavrı ve türküleri konservatuvarlarda ders olarak okutuldu. 25 Eylül 2012 tarihinde İzmir'de tedavi gördüğü hastanede ileri evrede prostat kanseri nedeniyle yaşamını yitirdi. Cenazesi Kırşehir Bağbaşı Mezarlığı'nda babası Muharrem Ertaş'ın mezarı yanına defnedildi. Mezar taşında ''Sakin ol ha, insanoğlu. İncitme canı, her can bir kalp, Hakk'a bağlı. İncitme canı, incitme.'' yazılıdır.

Faruk Gökyurt / www.gazeteilksayfa.com


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.