Keçiören’de bulunan Türk evi korumaya alınıp ziyarete açıldı

Keçiören’de bulunan Türk evi korumaya alınıp ziyarete açıldı

Keçiören’de bulunan ve günümüzde sayıları azaldığı için koruma altında olan Türk tipi bağ evi ziyaretçilerini bekliyor. Evde Türk aile yapısının izlerine dair bilgiler verilirken, geçmişte kullanılan ev araç ve gereçlerini görmek de mümkün oluyor.

Ankara Bağ Evi, Koç Üniversitesi, VEKAM Kampüsü’nde bulunan 20. yüzyıl başında inşa edilmiş nadir örnekler arasında gösteriliyor. Semahat-Nusret Arsel Koleksiyonu’na ev sahipliği yapan bağ evi Ankara kent kimliğinin önemli bir parçası olarak göze çarpıyor. 17. yüzyıldan itibaren Ankara halkı bahar ve yaz aylarını bağlardaki evlerinde, sonbahar ve kışı kentteki evlerinde geçirmeleri üzerine tasarlanan bağ evi günümüzdeki evlerle karşılaştırıldığında gelen ziyaretçilerde hayranlık uyandırıyor.

5.png

Bağ evinde görevli olan Müze Uzmanı Özge Ulaş Ay evin tarihi dokusu ve işlev özellikleri hakkında gazetemize şu açıklamalarda bulundu: ‘’1900 yılında yapılmış ve günümüze kadar ulaşmış bir bağ evi örneği. Eski ve atıl durumda olan ev 2007 yılında restore ettiriliyor ve şimdiki müze halini alıyor. Evimiz, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları listesinde II. dereceden kültürel varlık olarak tescillidir. Bu evde Osmanlı’nın son dönemlerinden kalma özellikle Ankara’nın o dönemine dair izler bulmak da mümkün.’’

2.png

MİMARİ ÖZELLİKLERİ

‘’Bu ev mimari açıdan geleneksel Türk Ev planı tipinde olan bir yapıdadır’’ diyen Ay, ‘’ zemin üstüne bir ara kat ve ana yaşama alanı olan üst kattan oluşur. Orta sofalı ev tipine giren yapının zemin ve ara katları “Ankara Taşı’ olarak da bilinen andezit taşından inşa edilmiştir. Üst kat ise ahşap dikmeler arasına yerleştiren tuğla yığma duvarları ile bölgede inşa edilen diğer evlerle benzerlik gösteriyor. Zemin kat evin hizmet katı olarak, mutfak, kiler, tuvalet gibi ihtiyaçların giderildiği, dışarıya ana giriş kapısı dışında açıklıkları olmayan bir bölümdür. Zemin katın ön sol cephesinde yer alan mutfağın bir bölümünün özgün yapısı korunmuş, diğer bölümü ise ziyaretçilere hizmet amacıyla işlevsel hale getirilmiştir. “Kış katı” olarak da adlandırılan ara katın ahşap tavaları odaların sıcak tutulabilmesi için alçak tutulmuştur. Üst katın, çıtalı ahşap kaplama tavanları yüksek, sofası geniş, odaları büyüktür’’ diyerek bağ evinin mimari özellikleri hakkında bilgi verdi.

3.png

EVİN BÖLÜMLERİNİN İŞLEVLERİ

Geçmişte Ankara’nın özellikle yüksek kesimlerinde üzüm yetiştiriciliği yaygındı şeklinde konuşan Ay, ‘’İnsanlar yazları sıcaklıktan etkilenmemek için bu evlere gelirmiş. Yazları içi serin olan evlerin kileri doğal bir buzdolabı görüyor. Çünkü evin her katının inşa malzemeleri birbirinden farklı. Mutfak inşasında kullanılan malzeme ağırlık olarak andezit taşı ve güneş ışığının girmemesi için pencereleri küçük tasarlanmış. Orta bölümünde ise aydınlatma açısından evin pencere tasarımları büyüktür. Salon’un ortası geniş ve tavanı yüksektir. Yemekler genelde salonda yeniliyor ve iki sofra kurulabilecek şekilde tasarlanmış. Bu da bizlere Türk aile yapısının geniş ve misafir kültürünün gelişmiş olduğunu gösteriyor. Odalara salondan giriliyor. Yeni gelin ve evin oğlunun ayrı odası var ve bu odalarda da yemek yenilebiliyor ayrı bir ev gibi düşünebiliriz’’ ifadelerinde bulundu.

4.png

Yatak odasının içindeki objelerden de bahseden Ay konuşmasının devamında şu bilgileri aktardı: ‘’Normalde odalarda ki yataklar divan şeklinde olurken Osmanlı’nın geç döneminde Avrupa’dan getirtilme bir karyola görüyoruz. Duvarda aile yapısının gücünü temsil eden bir hayat ağacı tablosu var. Tabi ki kutsal kitabımız Kur’an’ı Kerim yatağın başında asılı olarak duruyor. Mangal dediğimiz daha ilkel sobalar ise evin içini ısıtıyor ve genelde ısıyı tutup iyi yayması ile bilinen bakır malzemeden üretiliyor. Sabahları abdest almak, el yüz temizliği için yine bakır bir ibrik ve leğen, el yapımı havlu da bu yatak odalarında bulunuyor. Yine Avrupa’dan getirtilen dikiş makinesi de odalarda bulunuyordu. Bu tasarım ideal bir Türk evini temsil ederken malzemeler ve evin mimari çok büyük farklar olmamakla birlikte birbirinden biraz farklı olabiliyor. Ziyaretçilerimizi bekliyoruz. Mirasımızın örneği olan evlerimizi görmelerini istiyoruz’’ diyerek cümlelerini noktaladı.

Mikail Karaman/ www.gazeteilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.