Kâinatın Efendisi’nin peygamberlik hikâyesi
Âlemlerin Rabbinin insanlık için gönderdiği son peygamber Hz. Muhammed (S.A.V) sadece peygamber olarak değil, yaşantısıyla da insanlığa iyi bir rehber oldu. İşte İslam’ın güneşinin doğumu ve peygamberlik hikâyesi:
Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V) babasının adı Abdullah, annesinin adı ise Amine’dir. Peygamberimiz, hem anne hem de baba tarafından temiz ve şerefli bir aileye mensuptur. İslam’ın güneşinin soyu ve geçmişi Hz. İbrahim’e kadar dayanır. İnsanlığa son rehber olarak gönderilen Hz. Muhammed, 40 yaşına geldiğinde miladi 610 yılında Ramazan ayının bir pazartesi gecesi, Hira Dağı’ndaki mağarada bütün varlığı ile Allah'a yönelmiştir. Daha sonra ise Cebrail A.S ile olan hikâyesi başlar. İşte İslam’ın güneşinin doğumu ve peygamberlik hikâyesi…
PEYGAMBER EFENDİMİZİN DOĞUMU
Peygamberimiz Hz. Muhammed S.A.V, 571 yılında Nisanın 20’sine rastlayan Rebiul Evvel ayının 12’nci pazartesi gecesi, tan yeri ağarırken Mekke’de dünyaya geldi. Onun doğduğu sabah, dünya nurla doldu. Babası Abdullah, onun doğumundan 2 ay kadar önce vefat ettiğinden dolayı biricik oğlunu göremedi. Hz. Amine, böyle nur topu gibi bir çocuk dünyaya getirince dedesi Abdulmuttalip büyük bir ziyafet verdi. Daha sonra o ziyafette sevgili torununa Muhammed adını koydu.
Atalarının içinde böyle bir ad yoktu. ‘Bu adı koymaktan maksadın nedir’ diye soranlara ‘umarım ki gökte hak, yerde halk övecektir’ diye cevap verdi. Peygamberimizin doğduğu gece dünyada olağanüstü birçok olayın meydana geldiği nakledilir. O gece İran’da hükümdar Kisra Sarayının 14 sütunu yıkılmıştır. Sava gölü kurumuş, bin yıldan beri yanan Necusilerin tapındıkları ateşler birden bire sönmüştür.
Bu olaylar gelecekte İran saltanatının yıkılacağını, Bizans İmparatorluğu’nun çökeceği ve putperestliğin ortadan kalkacağına işaret ediliyordu. Gerçekten de öyle oldu. Bütün Peygamberler Allah'ın insanlara bir lütfu ve rahmetidir. Peygamberimizin cinlerde dâhil herkesi içine alması ve herkesin bir şekilde onun Peygamberliğinin rahmetinden istifade etmesindendir ki o bize Kur’an da âlemlere rahmet olarak tanıtılmıştır. Allah, Kur’an-ı Kerim’de, “Biz seni bütün insanlar için sırf bir rahmet vesilesi olman için gönderdik” diye buyurmuştur.
MUHAMMEDÜL EMİN’İN PEYGAMBER OLUŞU
Hz Muhammed S.A.V. Miladi 610 yılının Ramazan ayının bir pazartesi gecesi Hira Dağı’ndaki mağarada bütün varlığı ile Allah'a yönelmiştir. Bu sırada Cebrail (A.S.) Kur’an-ı Kerim’de Alak Suresi’nin başında yer alan ayetleri getirdi. Daha sonra ise Allah tarafından Peygamber olarak görevlendirildiğini bildirdi.
Peygamber Efendimize ilk olarak inen ayetler olan Alak Suresi’nin ilk 5 ayetinin anlamı şöyledir: “Yaratan rabbinin adı ile oku. O, insanı alaktan yarattı. Oku, Rabbin nihayetsiz kerem sahibidir. Kalemle yazmayı öğreten odur. İnsana bilmediğini o öğretti.”
Yaşanan bu olay neticesinde Hz. Muhammed’e ilk vahiy gelmiş ve Kur’an ayetleri inmeye başlamış oldu. O kendisine verilen bu büyük görevin ağırlığı içinde evine döndü. Hiç bir maddi güce sahip değildi. Herhangi bir yardımcısı da yoktu. Bu şerefli fakat ağır görevi tek başına nasıl başaracaktı. Dünya küfür ve haksızlık içerisinde yüzüyordu. Evine gelince Hira dağında Peygamber olarak görevlendirildiğini ve Kur’an’ın inmeye başladığını eşi Hz. Hatice’ye anlattı.
Peygamberimize layık bir eş olduğunu her hali ile ispat eden Hz. Hatice onu teselli ederek şöyle dedi: “Müjdeler olsun. Sebat et, hayatımı kudret elinde bulunduran Allah'a yemin ederim ki sen bu ümmetin Peygamberi olacaksın. Çünkü sen akrabalık haklarına riayet edersin. Güçlüklere dayanırsın. Misafirleri ağırlarsın. Felakete uğrayanların yardımına koşarsın. Böyle olan kulunu Allah yalnız bırakmaz. Cebrail (A.S.) ikinci gelişinde Peygamberimize ‘kalk insanları uyar’ ayeti getirince Peygamberimiz kalktı. Onun kalktığını gören Hz. Hatice niçin uyuyup dinlenmediniz diye sorar.
Peygamberimiz, “Ey Hatice benim için uyku ve istirahat zamanı geçti’ diyerek artık İslam dinini insanlara tebliğ etme görevinin başladığını ifade eder. Daha sonra “Ey Hatice kimi davet edeyim? Beni kim tasdik eder” dedi. Hz. Hatice ‘ben tasdik ederim ey Allah'ın resulü. Herkesten önce dini bana anlat’ dedi. Peygamberimiz onun bu sözlerinden çok memnun oldu ve İslam dinini önce ona anlattı. Peygamberimize ilk inanan ve onunla ilk namaz kılan kişi bu büyük ve saygı değer İslam kadını Hz. Hatice’dir. Bu asil ve şerefli kadın Peygamberimizi kutsal davasında hiç bir zaman yalnız bırakmamış, sıkıntılı günlerinde teselli etmiş ve ona daima yardımcı olmuştur.
HABER MERKEZİ / www.gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.