Edebiyat Öğretmeni Melek Kıraç: Göçmenlerin ana merkezi olması endişeyi de beraberinde getirdi

Edebiyat Öğretmeni Melek Kıraç: Göçmenlerin ana merkezi olması endişeyi de beraberinde getirdi

Türkiye sığınma, ekonomik fırsatlar ve diğer bölgelere geçiş arayan göçmenler için bir ana merkez ve Avrupa’ya ulaşım aracı olarak görülürken, endişeleri de beraberinde getiriyor.

Türkiye, göç akışlarını yönetmede bir hayli dayanıklılık göstermiş olsa da, aynı zamanda göçmen akınlarıyla ilişkili karmaşık zorluklar ve potansiyel tehlikelerle de karşı karşıya kalıyor. Özellikle savaş tehlikesi olmayan bölgelerden gelen yoğun göç dalgası ülkenin ekonomisini tehdit ediyor.

İSTİHTAMDA ZORLUKLAR

Türkiye, başta Suriye olmak üzere komşu ülkelerdeki çatışmalardan kaçan mültecilerin barınmasında tercih edilen ilk ülke olurken, 3,7 milyondan fazla kayıtlı mülteci; kaynaklar, altyapı ve sosyal hizmetler üzerinde ağır bir yük oluşturuyor. Bu insani krizin ölçeği, hem Suriyeli mülteciler hem de ev sahibi nüfus için yeterli barınma, eğitim, sağlık ve istihdam fırsatları sağlamada zorluklar yaratıyor.

1-001.png

MARJİNALLEŞME KAÇINILMAZ

Sığınma veya daha iyi ekonomik beklentiler arayan göçmenlerin akını, Türkiye'nin ekonomisi ve sosyal dokusu üzerinde de baskılar oluşturuyor. Türkiye adil istihdam uygulamalarını dengelemeye çalışırken artan nüfusun temel ihtiyaçlarını karşılamak giderek daha da zor hale geliyor. İşler ve sınırlı kaynaklar için artan rekabet her ne kadar medyaya yansımasa da potansiyel olarak sosyal uyum sorunları ve akabinde gelen şiddet olayları hem yerli halkta hem de mültecilerde marjinalleşmeye yol açabiliyor.

SUÇ ŞEBEKELERİ İÇİN FIRSAT

Göçmenlerin çoğunluğu gerçek sığınmacı veya ekonomik göçmen olsa da, suç şebekeleri veya kötü niyetli kişiler tarafından sızma riski her zaman önemini koruyor. Etkili sınır kontrol mekanizmalarının sürdürülmesi, uygun inceleme süreçlerinin sağlanması ve insan kaçakçılığı ve kaçakçılık ağlarıyla mücadele ulusal güvenlik açısından da önem arz ediyor.

2-001.png

HALKIN NABZI

Göçmenler Türk toplumuna uyum noktasında sorunlar yaşıyor diyen Edebiyat Öğretmeni Melek Kıraç, ‘’Dil engelleri, kültürel farklılıklar ve ülkemizde göçmenler için alışılmadık yasalar bu uyumu engelleyebilir ve şiddet olaylarına neden olabilir. Dil ve mesleki eğitim sağlamak ve göçmenlerin başarılı bir şekilde uyumu kolaylaştırmak toplumumuz açısından ve çeşitli çetelerin oluşumunu önlemek için çok önemlidir. Korkum ilerde çocuklarımızın bu şiddet olayları ile karşı karşıya kalmasıdır’’ dedi.

AKILCI POLİTİKALARLA İLERLEMELİYİZ

Halkla İlişkiler Uzmanı Sümeyra Türk ise görüşlerini şu şekilde belirtti: ‘’Mülteci konumundaki insanların ülkemize hem kendi hem de halkımızın yaşam standartları açısından sınırlı sayıda alınması gerektiğini düşünüyorum. Belli bir eğitim seviyesi almış, resmi işlemlerini hallederek gelmiş ve eğitim almak için ülkemize gelenler kabul edilebilir. Avrupa örneği gözümüzün önünde akılcı politikalarla ilerlemeliyiz.’’

3.png

SOSYAL BASKI

‘’Toplum yapısını ve konfor alanını kısıtlayacak düzeyde olan sığınmacılara pozitif bir boyutta yaklaşabileceğimi sanmıyorum’’ şeklinde konuşan Sosyoloji Öğrencisi Sitare Özcan, ‘’Kendi düzenimizi sağlamaya çalışırken bu kadar sığınmacı ülkeye fazla geliyor. Yabancı gruplarla iç içe yaşayıp düzenli bir yapıda ilerlemek ancak altyapı olarak gelişmiş ülkelerin baş edebileceği bir durum. Örnek verecek olursam Amerika diyebilirim. Bireysel olarak ülkeme gelip yaşamını ikame eden sığınmacılara geniş yelpazede bakacak olursak ülkem adına büyük bir tehlike oluşturduklarını söyleyebilirim. Sığınmacılar açısından bakacak olursak onların içinde bulunduğu psikolojik ve sosyal baskı ileride bizim önümüze tehlikeli sonuçlar olarak yansıyacaktır. Uyum sağlamak için eğitim isteyen sığınmacılar sınırlı sayıda kabul edilebilir’’ ifadelerinde bulundu.

ASLINDA ÇÖZÜMÜ VAR

Uzmanlara göre, kapsamlı göç politikaları uygulayan, ekonomik eşitsizlikleri ele alan, entegrasyonu teşvik eden ve sınır kontrol önlemlerini artıran bir Türkiye, hem göçmenlerin hem de kendi vatandaşlarının refahını koruyarak göç süreçlerini etkili bir şekilde yönetebilir. Uluslararası işbirliği, destek çalışmaları ve herkes için güvenli bir gelecek sağlayan sürdürülebilir politikalar ışığında göçmen sorunlarının ‘aslında çözümü var’ denilebilir.

Mikail Karaman/ www.gazeteilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum