Zekât nedir, ne zaman verilir? Zekât kimlere verilir? Zekât kimlere verilmez? Rızık nedir?
Zekât, her Müslüman insanın şartları yerine getirdiği takdirde yapması gereken bir zorunluluktur. Ancak insanlar bu konuda pek fazla bir bilgi sahibi değildir. Peki, Zekât nedir ne zaman verilir? Zekât kimlere verilir? Zekât kimlere verilmez? Rızık nedir?
Kelime kavramı olarak Zekât, İslam’ın beş şartından biridir ve maddi bir ibadettir. Hicretin ikinci yılında farz kılınan Zekât, malın belirli bir bölümünü Müslüman olan bir fakire vermek demektir. Zekâtı verme zamanı geldiğinde geciktirilmeden yerine getirilmesi gerekir. Özürsüz olarak zekâtını geciktiren günahkâr olur. Hz. Peygamber, zekâtın zenginlerden alınıp fakirlere verilmesi gereken bir mal olduğunu belirtmiştir.
Zekât yapılıp yapılmaması kişinin isteğine bırakılmış bir yardım değil, fakirin hakkı ve zenginin yerine getirmesi gereken mecburi bir görevdir. Ancak, pek çok insan Zekâtın ne manaya geldiğini bilse de, nasıl yapılması gerektiğini bilmiyor. Gerek alanında yetkili isimlere sorarak, gerekse de internette araştırarak Zekât ile ilgili bilgiler ediniyor. Meraklarını gidermek isteyen insanlar, Zekât 40 da 1 mi? Zekât ilk kime verilmeli? Zekât ve fitre ne kadar? Şeklinde sorular soruyor. Peki, Zekât nedir ne zaman verilir? Zekât kimlere verilir? Zekât kimlere verilmez? Rızık nedir? Tüm detaylar haberimizde:
ZEKÂT NEDİR NE ZAMAN VERİLİR?
İnsanlar tarafından en merak edilen soruların başında, zekat nedir, ne zaman verilir? Sorusu geliyor. Dinimiz, zekâtı farz kılarak zenginlere mallarının ve paralarının belirli bir bölümünü her yıl muntazam bir şekilde fakirlere vermelerini emretmiştir. Ayeti Kerimede kendisine zekât verilecek olan miskin ihtiyacı, ‘bir iki hurma veya bir iki lokmanın’ giderebileceği kişi değildir. Asıl ihtiyacı olan, maddi imkânı olmadığı halde onurundan dolayı istemekten kaçınan kişidir. Buna göre zaruri ihtiyaçlarını karşılayamayan bakmakla yükümlü olduğu kişileri geçindirecek kadar geliri olmayan bütün yoksullar fakir ve miskin sınıfına girmektedir. Ancak bunların içinde öyleleri vardı ki yoksul olduklarını kimseye bildirmeyecek kadar iffetlidir.
Peygamber Efendimiz zamanında onun yaşadığı bir örnekte zekâtla ilgili fikir edinilebilir. Örnekte ki yaşanmış hikâyede; “Zekât taksimi yaparken çalışabilecek derecede gücü kuvveti yerinde iki adam gelerek kendilerine zekât verilmesini istediler. Peygamber Efendimiz, başını kaldırıp istek sahiplerinin yüzüne baktıktan sonra isterseniz size zekât verebilirim ancak zengin ve çalışmaya gücü yetenlerin zekâtta payı yoktur” demiştir. Böylece kutlu resul, çalışma ihtiyacı olduğu halde tembellik edenlerin zekât almayacaklarını belirtmiştir.
Peygamber döneminde zekâtı taksim edecek görevliler vardır. Bu görevliler ihtiyaç sahiplerini belirler ve onlara zekâtı uygun görürlerdi. Çünkü zenginden alınıp fakire verilmesini Allah ve Resulü buyurmuştu. Günümüze baktığımız zaman da zekât görevlileri belirlenip yoksul ve ihtiyaç sahiplerine verilmesi en uygun olanıdır. Ancak bu dönemde bunun çok bir örneği yoktur.
ZEKÂT KİMLERE VERİLİR?
Müslüman bir bir kimsenin araştırdığı kolardan biri de zekat kimlere verilir? Konusudur. Zekat verilecek kimse ve yerler ile ilgili olarak Kuran'ı Kerimde şöyle buyruluyor: “Zekatlar; Allah'tan bir farz olarak ancak yoksullara, düşkünlere, zekat toplayan memurlara, gönülleri İslam’a ısındıracak olanlara, esirlik ve kölelikten kurtulmak isteyen esir ve kölelere, borcuna karşılık malı olmayan borçlulara, Allah yolunda olanlara, harçlıksız kalmış yolcuya mahsustur. Allah, âlim ve hâkimdir.”
ZEKAT VERİLECEK KİMSELER AŞAĞIDAKİ GİBİDİR:
FAKİRLER
Nisap miktarından az bir malı olan dinen zengin sayılmayan kimselerdir.
MİSKİNLER
Hiçbir şeyi olmayan kimselerdir. Bunlar fakirlerden daha düşkün durumda olanlardır.
BORÇLULAR
Borcundan fazla nisap miktarı malı bulunmayan ve borcunu ödemeyecek durumda olan kimselerdir.
YOLCULAR
Memleketlerinde malları olduğu halde memleketinde uzak düşüp yolda parasız kalan elinde bir şey bulunmayan kimselerdir.
ALLAH YOLUNDA OLANLAR
Bunlar mali imkânsızlığı sebebi ile savaşa katılamayanlar veya hac için yola çıkan ve parasız kalanlar ile işi gücü bırakıp kendisini ilme veren kimselerdir.
ZEKÂT KİMLERE VERİLMEZ
İslam’ın şartlarından birini yerine getirmek isteyen Müslüman insanlar, zekâtlarını kime verip vermeyeceği konusunda araştırma yaparken en çok sorduğu sorulardan biri, zekât kimlere verilmez? Oluyor. Zekât verilmeyen kimseler şunlardır:
- Anne, baba, büyük anne, büyük babalara zekat verilmez.
- Çocuklar ve torunlar erkek ve kız çocuklarına ve her ikisinden olan torunlara zekât verilmez.
- Karı koca birbirlerine zekat veremez.
- Zenginler nisap miktarı ve parası olan zenginlere zekât veremez.
- Müslüman olmayanlara zekât verilmez. Ancak sadaka verilebilir. Zekât Müslüman olan fakirin hakkıdır.
- Zekât; cami, çeşme, yol ve köprü gibi yerlere de verilmez. Çünkü zekâtta temlik şarttır. Yani fakirin eline verilerek mülkiyetine geçirilmesi gerekir.
RIZIK NEDİR?
En basit anlatımla Allah’ın maddi ve manevi insanlara verdiği nimetler olarak nitelendirilen rızık, ‘Rızık Nedir?’ sorusu başlığı altında araştırılan bir başka konulardan biridir. Rızık nedir? Sorusunun cevebı; Allah'u Tealanın canlılara yiyip içmek ve hayatlarını devam ettirmek üzere verdiği şeylerdir. Rızkı yaratan da veren de Allah’tır. Çünkü ondan başka rızık verici yoktur.
İnsan, rızkını hangi yoldan isterse, Allah'u teala o yoldan verir. Ancak helal olmayan yollara ve çarelere başvurursa suç işlenmiş olunur. Çünkü Allah'u teala rızık için helal yolları seçmemizi emreder ve şöyle buyurur: “Ey insanlar, yeryüzündeki şeylerden helal ve temiz olanlardan yiyin.”
Cenabı Allah ancak yarattığı şeylerden helal ve temiz olanların tüketilmesini gerektiği konusunda bizleri uyarmış, kendisine karşı gelmekten sakınan ve sınırlarına saygı duyan kimseyi hiç ummadığı yerden rızıklandıracağını ve tevekkül edene bu rızkın yeteceğini emretmiştir. Allah rasulü (S.A.V)’de; “Eğer siz, Allah'a gerçekten güvenip tevekkül edebilseydiniz kuşları rızıklandırdığı gibi sizi de mutlaka rızıklandırırdı. Kuşlar sabah karınlarını açlıktan çökmüş olarak yuvalarından çıkarlar akşam karınları doyup şişmiş olarak evlerine dönerler” demiştir.
Allah'ın verdiği her şey kuluna yaptığı bir iyiliktir. Nimet gören her kulun şükretmesi elindeki nimetin hakkının verilmesi beklenir. İbadetlerimizin Allah'a şükür ve teşekkürün bir ifadesi olduğunu hem de ibadetleri yapabilmenin de bir şükür sebebi olduğunu göstermiştir. Bizde elimizdeki nimetlerin şükrünü eda edebilmeyi, idrak edebilmeyi bize rızık verene her daim şükür etmeyi bilmeliyiz. Yüce Allah müminler için bir hayat rehberi kıldığı kitabında kulları için bahşettiği sayısız nimetlerden insanların bunlar üzerinde düşünmesini bunlardan ibret alarak kendisine şükretmesini emretmiştir. Rabbimiz, şu ilahi kurala göre davranacağını kullarına şöyle müjdelemiştir: “Eğer şükrederseniz size verdiğim nimetleri mutlaka artırırım. Ama nankörlük ederseniz bilin ki azabım gerçekten çok çetindir.” Allah'ın bize vermiş olduğu nimetlere sonsuz şükürler olsun.
Haber Merkezi / www.gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.