Türk dili ve kimliği üzerine uygulanan politikalar
Son yıllarda artan görsel iletişim yoğunluğu ve batının dünyadaki göçler üzerine uyguladığı politikalar, Türk dilinde ve kimliğinde etkisini kısa ve uzun vadede gösteren hızlı değişimlere neden oluyor.
Orta doğuda savaşlarla birlikte gelen yaşam standartlarının düşmesi, Türkiye’yi yoğun bir göç dalgası ile karşı karşıya bırakmış görünüyor. Batının politikaları ile gelişen göçlerin etkisi ve görsel iletişimin artmasıyla dil ve kültürde gerçekleşen değişimler dikkat çekiyor.
Kanon 2010 dergisi sahibi ve şair Kaan Eminoğlu konuyla alakalı gazetemize şu açıklamalarda bulundu. ‘’Dilimizdeki dezenformasyon internet çağının gelişmesi ve kapitalist dünyanın politikaları ile alakalı bir durum. Örnek verecek olursam, Türk mü Türkiyeli mi tartışması sürekli gündeme geliyor. Neden bu zaman kadar yoktu bu tartışma? Türkiye Cumhuriyeti ulus kimliğinden çok uluslu bir kimliğe büründürülüyor. Batının göç dalgalarından etkilenmemek için, ülkesinden göç etmek zorunda kalan insanları ülkemizde kalmaları amacıyla yaptıkları bir propaganda olarak görüyorum bu durumu.’’
GÖRSELLİĞİN HÂKİM OLDUĞU BİR ÇAĞ
Günlük konuşma dilinde kullanılan kelimelerin düşüklüğüne değinen Eminoğlu, ‘’Her dönemin kendine özgü dinamikleri var. Dil ile ilgili bir yorum yaparken bu dinamikleri göz önünde bulundurmadan söz söylemek gerçeği ıskalamak demektir. Ne kadar kabul etmekte zorlansak da görsel bir hız çağındayız. Görsel medyanın bu kadar kuvvetli olduğu bir çağda sözcükler bile bireyin sırtına bir yük olarak yüklenmiş durumda. Bu düşüşü çağın yarattığı şartların bir sonucu olarak düşünüyorum. Bunu kabullenmekten başka bir çaremiz olduğunu sanmıyorum’’ şeklinde konuştu.
HARF DEVRİMİ HEM OLUMLU HEM OLUMSUZ
Harf devriminin Türk İnkılabı açısından dilimiz için önemli bir kültür hamlesi olduğunu söyleyen Eminoğlu, ‘’Bunun faydalarını yüz yıl gibi kısa bir sürede yaşadığımız ilerlemeden de görebiliriz. Okuma yazma oranındaki artış, batı ile ilişkilerimizdeki kolaylık, devrimin devrin şartlarına uyum sağlamamızdaki olumlu etkisi bugünden bakıldığı vakit Türk İnkılabının ne kadar ilerici bir hareket olduğunu gösteriyor.’’ dedi.
Açıklamalarına devam eden Eminoğlu, ‘’ Dildeki sadeleşme çalışmalarına gelirsek hem olumlu hem de olumsuz etkileri olduğunu düşünüyorum. Öz Türkçecilik anlayışı dilimize çok sayıda sözcük armağan etmiş, ifade zenginliğimizi artırıcı bir güç olmuştur. Ancak tasfiyeci öz Türkçecilik halkın belleğinde yer edinmiş sözcükleri dağarcığımızdan söküp atmaya çalışmasıyla halktan kopuk bir hareket hâline gelmiştir. O yüzden bugün savunmamız gereken öz Türkçecilik hareketinin tasfiyeciliği değil, yaratıcılığıdır’’ ifadelerinde bulundu.
TÜRK MÜ TÜRKİYELİ Mİ?
Son yıllarda bu tartışmanın sürekli gündeme getirildiğini belirten Eminoğlu, ‘’Geç kapitalizmin (neoliberalizmin) felsefi dayatması olan postmodernizm Türk halkının belleğine çok kültürlülük, yerellik, ulus devlet karşıtlığı gibi düşünceleri dayattı. Bunu yaparken de akademiyi, edebiyatı ve medyayı kullandı. Sermaye gücü fikri dayatmanın meşrulaşması için güçlü bir destekleyici oldu. Bu yüzden bugün kapitalist düşünce tekelleri postmodern felsefenin parçalılık ilkesini zihnimize yerleştirmeye çalışıyor. Bizi bütünden kopararak var olan resmin tamamını görüp sömürü düzenine karşı bir tavır inşa etmek için örgütlenme çalışmalarımızı baltalamaya çalışıyor.’’ dedi.
Eminoğlu açıklamalarının devamını ise şu cümlelerle aktardı. ‘’Mücadeleler dünyanın her yerinde sınıfsal olmasına rağmen bu sınıfsal mücadeleyi gölgelemek için hayali çatışmalar yaratılıyor. (Kadın-erkek, heteroseksüel-LGBTİ, ulusal-etnik, mezhep ve din odaklı vb.) “Türkiyeli” ifadesi de bu anlayışın bir yansıması aslına bakılırsa. Türkiye bir ulus devlet olmasına rağmen postmodernizmin yeni sömürü alanları yaratmak için ulus devleti inkâr politikasının bir sonucu olarak Türkiye’nin ulus devlet olmadığı iddiasının altını doldurmak, bu sahte fikri kitlelerin zihnine inşa etmek için icat ettiği bir kavram. Kavramı yabancı dillere bile çeviremiyoruz ancak bu kavram günümüzde yabancı dile çok hâkim bazı yarı aydınların bile diline pelesenk olmuş durumda.’’
GÖÇLERİN ETKİSİ UZUN VADEDE ANLAŞILACAK
‘’Göçle ülkemize gelen insanları topluma entegre etme yolunda büyük bir problem yaşadığımızı görüyorum.’’ ifadelerini kullanan Eminoğlu, ‘’Göçlerin kültürümüze ve dilimize olan etkisi mutlaka olacaktır bunu uzun vadede göreceğiz. Ayrıca siyaset kurumunun göçmenlerin ülkelerine gönderilip gönderilmeyeceğine ilişkin kararsız tutumunun bilerek geciktirildiğini düşünüyorum’’ diyerek cümlelerini sonlandırdı.
Mikail Karaman/ www.gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.