Prof. Dr. Mehmet Tunçer: Önlem derelerden geçiyor

Prof. Dr. Mehmet Tunçer: Önlem derelerden geçiyor

Şehir ve Bölge Planlamacısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer, Ankara’da son yıllarda oluşan taşkın ve sellerin nedenlerini açıklarken, akarsuların yeniden kente kazandırılması ve havza bazında yeşil-altyapı oluşturulması gerektiğini belirtti.

Son günlerde yaşanan sağanak yağmurlardan sonra oluşan sel ve su taşkınlarını Şehir ve Bölge Planlamacısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer ile konuştuk. Gazetemize özel açıklamalara bulanan Prof. Dr. Tuncer, “Şehir içi yağmur suyun kolektörlerinden taşması, rögarların da tıkalı olması yollarda yollarda sel ve taşkınlara neden oluyor. Ayrıca, Ankara çevresini saran eski yerleşim yerleri Etlik, Keçiören, Mamak, Dikmen, Kavaklıdere vb alanlar çok katlı, aşırı yoğun betonlaşmalar da sellere sebep oluyor” dedi.

Tuncer sel ve taşkınların önüne geçmek adına Ankara ve çevresindeki akarsuların yeniden kente kazandırılması ve havza bazında yeşil-altyapı oluşturulması gerektiğini belirtti.

SELLER VE NEDENLERİ

“Ankara’ya metrekareye aşırı yağış bırakan sağanak neticesinde taşkınlar ve seller meydana gelmiştir. Şehir içi yağmur suyun kolektörlerinden taşması neticesinde, rögarların da tıkalı olması yollarda nehir gibi akmıştır”diyerek konuşmasına başlayan Tuncer, “Ankara genelinde on yıllarca yapılan “Gecekondu Islah Planları” ve “Kentsel Dönüşüm Plan ve Projeleri” ile daha önce gecekonduların ve düşük yoğunluklu konut alanlarının bulunduğu Ankara çevresini saran eski baş alanları olan Etlik, Keçiören, Mamak, Dikmen, Kavaklıdere vb alanlar çok katlı, aşırı yoğun betonlaştırılmıştır. Islah Planları ve Kentsel Dönüşüm Planları Ankara’da; yeterli teknik altyapıyı sağlamayı, mevcut konut stokunu iyileştirmeyi ve yeterli sosyal altyapıyı sağlamak suretiyle anılan bölgeleri düzenli konut stoku haline getirip kent bütününe katmayı amaçlamıştır” ifadelerini kullandı.

basliksiz-1.jpg

HAVZA BAZINDA PLANLAMA YAPILMALI

Tuncer, “Ankara’da akarsular yok edilmiş, üstleri kapatılmış ve ile kentlerin bütünleşmesi konusunda ciddi sıkıntılar görülmektedir. Bu sıkıntıların temelinde, özellikle İmrahor Vadisi ve İncesu gibi henüz kaybedilmemiş ama tehdit altında olan yerlerin korunamaması, Hatip Çayı, Ankara Çayı gibi akarsuların kanaizasyondan aşırı kirlenmesi, kentliden uzaklaştırılması, kıyıların yeteri kadar kullanıcılarla iç içe olmamasıdır. Halbuki Jansen Planında dere ve çayların kirlenmemesi için bir kanalizasyon toplama sistemi önerilmişti” şeklinde ifadeler ile akarsuların önemine dikkat çekti.

ara2.jpg

TAMAMEN ÖRTÜLMÜŞ AKARSULARIMIZ

Tuncer, “Doğal olarak kanalizasyonların Jansen’in “Kolektör Hatları” sisteminde olduğu gibi, atıksuların Hatip Çayına ve diğer akarsulara karışmadan bir kolektör ile toplanması ve arıtıldıktan sonra gene akarsuya verilmesi gerekliydi. Gelecekte buna benzer bir çalışmanın havza bazında planlama ile kaynaktan başlayarak yapılması ve tüm kirliliklerin önlenmesi gerekmektedir” önerisinde bulundu.

MAVİ-YEŞİL ALTYAPI ÖNEMLİ

Şehir ve Bölge Planlamacısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer, sel ve su taşkınlarının önüne geçmek adına önerilerini sıralarken son olarak şu hususlara değindi; “Akarsular kıyılarında yapılacak düzenlemelerle kente bir mavi-yeşil altyapı olarak kazandırılmalıdır. Akarsu kıyılarında yürüyüş yolları, oturma alanları ve peyzaj düzenlemeleri, yeme –içme mekânları ile kent içinde birer cazibe noktası, rekreasyon alanı olarak canlandırılmalıdır. Jansen Planı’ndaki yeşil ve mavi altyapı sistemi yeniden ele alınarak gerçekleşme imkanı olan ya da olmayan kesimler değerlendirilmelidir.”

Faruk Gökyurt/ www.gazeteilksayfa.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.