Kira anlaşmaları sözlü değil yazılı yapılmalı
Avukat Sezen Güller, gündemden düşmeyen ev sahibi kiracı kavgaları ve kira artışlarına dikkat çekti. Güller, “Anlaşmaları ve konuşmaları yazılı şekilde yapın. Yazılı anlaşmalar ve konuşmalar her iki tarafın haklarını korur” dedi.
Son günlerde gündemden düşmeyen ev sahibi kiracı tartışmalarını ve uygulanan kira artışlarını konuştuk. Adalet Bakanlığı’nın kira yüzde 25’in üstündeki kira artışlarına uygulamayı düşündüğü yaptırımları hakkında Avukat Sezen Güller, “Genelde maddi suçlar üzerinden hapis cezası çok önceden kaldırıldı. Yıllar öncesinde bir takım borçlara hapis cezası uygulanıyordu. Daha sonra insan haklarına aykırı olduğu gerekçesiyle kaldırılmıştı. Şuan ki düzenlemeler ile bu cezanın uygulanması mümkün olmuyor. Bu cezalar hukuki birtakım yaptırımlar ile tazminat davalarına çevrilebilir” uyarısında bulundu. Ayrıca Avukat Güller, “Ev sahibi ve kiracı arasındaki anlaşma ve konuşmaları yazılı şekilde yapın. En azından mail ya da mesajlaşma yoluyla yapılmalı. Bu şekilde yapılan anlaşma ve konuşmalar bir sorun halinde her iki tarafın haklarını koruyan deliller olarak mahkemeye sunulabilir” dedi.
“İKİ TARAFIN MAĞDURİYETİNİ ENGELLER”
Avukat Güller, “Her hukuki anlaşmazlıklarda olduğu gibi ev sahibi kiracı arasındaki anlaşmazlıkların ispatı yazılı anlaşmalar ile yapılır. Yazılı bir sözleşmeniz yoksa anlaşma konuşmalarını Whatsapp gibi yazı platformlardan yapılması uygundur. Artık bu tür platformlardan yazılan yazılar delil olarak kullanılabiliyor. Sözlü yapılan anlaşmalarda hukuki olarak ev sahibi de kiracıda mağdur olur. Haklarını aramakta zorlanırlar. Bu şekilde yapılan anlaşmalarda iki tarafta anlaşarak yüzde 25’in üzerinde zam yapabilirler” vurgusu yaptı.
“HUKUKİ YAPTIRIMLAR UYGULANIR”
Güller, “Kiracının karşı tarafın rızası olmadan yüzde 25’in üzerinde zam yapılmasının sonucunda bir takım yaptırımlar uygulanır. Ev sahibinin aldığı parayı iade etmesi gibi ve bir takım tazminatlar ödenmesi sonucu ortaya çıkar. İki tarafın arasında her halükarda bir yazılı kontrat olması gerekiyor. Kontrat olmadığı sürece en azından bir mail, mesaj gibi anlaşmaya dair bir yazılı belge olması gerekir. Bu durum kanunda zorunluluk değil. Ama taraflar arasında bir sorun doğduğunda ispat kolaylığı açısından iki tarafı da koruyan bir delil olur” ifadelerini kullandı.
“ÖZEL TAHLİYELERİN ŞARTLARI VAR”
Güller, ”Ev sahibinin yüzde 25’in üstünde zam yapamayınca kiracısını çıkartmak gibi bir duruma girmesi hukuka aykırıdır. Ama elinde bir tahliye taahhüt namesi varsa ya da zorunluluk hali gibi bir hal söz konusu ise çıkarmalar olur. Bu haller şu şekilde, kişinin bir tane evi vardır. Annesi babası ya da çocuğu gibi yakınları başka bir yerde kiracı ise ve bu evde oturmak istiyorsa çıkarma işlemi yapılır. Ama bu da ev sahibinin tek evi olması gerekir. Bu özel şartlar kullanılıp tahliye edildiğinde bu evi üç yıl boyunca başka bir kişiye kiralayamayız. Aksi bir durumda ev sahibinin tazminat ödeme durumu ortaya çıkıyor. Bu durum satışlarda da geçerli ev satıldığında kiracı en geç altı ay içinde evden çıkması gerekiyor ”şeklinde konuştu.
“10 YIL ÜZERİNE KOŞULSUZ TAHLİYE”
Avukat Sezen Güller, son olarak şu hususlara değindi: “Ev sahiplerinin kiracılara beşinci yıldan sonra günün şartlarına göre kiraya yenilenme yapma hakkı vardır. Ekonomik şartlar çok değiştiyse kanun koyucu günün şartları gereği kira isteyebilir. Ya da tahliye etme hakkı var. On seneden sonra sözleşme süresi sona erdiğinde koşulsuz çıkarma hakkı var. Benim tavsiyem her iki tarafın haklarını koruma adına ev sahibi ve kiracıların arasındaki konuşmaların yazılı mecralarda yapılmasını öneririm.”
Faruk Gökyurt/ www.gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.