Divan şiiri denilince akla kim gelir? Fuzuli kimdir?
Divan şiiri denilince akla kim gelir? Fuzuli kimdir, asıl adı nedir, hangi dönem yaşadı, hangi eserleri verdi, edebi kişiliği nedir, Divan Şairlerini nasıl etkiledi, Kanuni Sultan Süleyman ile yolları nasıl kesişti, neden “şikayetname” yazdı?
Türk edebiyatının en büyük şairlerinden birisi olan, Fuzuli’nin hayatını sizler için derledik…
Divan şiiri denilince akla kim gelir? Fuzuli kimdir, Fuzuli'nin asıl adı nedir, hangi dönem yaşadı, hangi eserleri verdi, edebi kişiliği nedir, Divan Şairlerini nasıl etkiledi, Kanuni Sultan Süleyman ile yolları nasıl kesişti, neden “şikayetname” yazdı?
İşte cevabı:
Fuzuli, 1495 yılında Irak'ın Hille şehrinde doğdu. Babasının adı Süleyman olan Fuzuli’nin asıl adı Mehmet'tir. Şah İsmail’in 1508’de Bağdat’ı fethetmesinden sonra Bağdat’ta bulunduğu, Şah İsmail adına yazdığı Bengü Bâde mesnevisinden anlaşılıyor. Ayrıca bir kasidesinden Bağdat’ta Safevi valisi olan İbrahim Han tarafından korunduğu da bilinenler arasındadır. Ama İbrahim Han ölünce (1527) Hille’ye çekilmiş, Safevi büyükleri arasında başka bir koruyucu bulamamıştır.
GAZELİNİ KANUNİ’YE SUNUYOR
Kanuni’nin Bağdat’ı fethedişine kadar (1534), Fuzulî’nin nasıl bir yaşam sürdüğü bütünüyle karanlıktır. Kanuni Bağdat’ı alınca “Geldi burc-i evliyaya padişah-i nâmdâr” dizenin bulunduğu kasideyi padişaha sunmuş, ayrıca ileri gelen devlet adamları için de kasideler yazmıştı. Bu nedenle günde 9 akçalık bir gelir bağlandığım, ama evkaf dairesindeki yolsuzluklar nedeniyle bu parayı alamayıp, Nişancı Celalzade Mustafa Çelebi’ye ünlü Şikâyetname’yi yazdığı bilinmektedir.
ÜNLÜ ŞAİRLERLE TANIŞIYOR
Fuzulî, orduyla birlikte Bağdat fethine katılan Hayâlî, Taşlıcalı Yahya gibi o dönemin ünlü şairleriyle tanışmış, onlarla dost olmuştu. Bu üç şairin birbirlerine nazireler yazmış olmaları bu dostluğu kanıtlar. Bütün yaşamı Hille, Kerbelâ ve Bağdat çevresinde geçmiştir. Sıkıntılarla ve geçim zorluklarıyla dolu bir yaşam sürdüğü, “Diyar-ı Rumu gözet terk-i hâk-i Bağdat et” demesine karşın Irak bölgesinden ayrılamadığı kendisinin verdiği bilgilerden anlaşılmaktadır.
TÜRBESİNİN YERİ KESİN BİLİNMİYOR
Fuzuli, Irak’ta görülen bir veba salgını sırasında 1555 yılında vefat etmiştir. Bugün, Kerbelâ’da Meşhed-i Hüseyin yanındaki türbenin ona ait olduğunu ileri sürmek mümkün değildir. Türbe bir Bektaşi tekkesindedir ve şairin mezhebi düşünülürse, Bektaşi geleneğinin bu türbeyi ona mal etmesine şaşmamak gerekir. Fuzulî’nin Şiî mezhebine bağlı olduğu konusu, bugün artık tartışılamayacak bir biçimde kanıtlanmıştır.
EN BÜYÜK TÜRK ŞAİRLERİNDEN
Fuzuli, gelmiş geçmiş Türk şairlerinin en büyüklerinden biridir. Bu büyüklük, hakkında yüzlerce makale yazılmasına, inceleme yapılmasına yol açmıştır. Türkçe divanındaki şiirlerini Azeri lehçesinde yazmıştır. Aynı zamanda Arapça ve Farsça divanlarından bu dilleri de çok iyi bildiği anlaşılmaktadır. Eserlerinde kullandığı dil dönemindeki divan şairlerine göre daha sade, anlaşılır bir Türkçedir. Halk deyişlerinden bolca yararlanmıştır.
LEYLA İLE MECNUN EN İYİ MESNEVİLERDEN
Bedensel zevklerden ziyade tasavvufi bir aşk, ehlibeyte duyulan özlem, ayrılık acısı şiirlerinin konusunu teşkil etmiştir. Duygu ve düşüncelerini çok içten ve lirik bir şekilde ifade etmeyi kolayca başarmıştır. Bu açıdan bakıldığında Türk şiirinde karşılaştırılabileceği tek şair Yunus Emre'dir. Leyla ve Mecnun mesnevisi aynı konuda yazılmış (Arapça ve Farsça dahil) en iyi mesnevilerden biridir. İran şiirinden Hafız, Türk şiirinden ise Nesimi ve Nevai çizgisini en başarılı şekilde olgunluğa ulaştırmıştır. Kendisinden sonra gelen bütün divan şairlerini etkilemiştir.
MAAŞINI ALAMAYINCA ‘ŞİKAYETNAME’ YAZIYOR
Kanuni'nin Bağdat'ı fethinden sonra (1534) padişaha kasideler sunmuştur. Padişah tarafından beğenilen kasideler karşılığında 9 akçelik maaşla ödüllendirilmiştir. Maaşını alamayınca Şikâyetnameyi yazmıştır. Şikâyetname Fuzuli'nin en önemli eserlerinden biridir. Fuzuli Şikayetnamesinde şöyle der:
"Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar.
Hüküm gösterdim faydasızdır diye mültefit olmadılar "
Meşhur beyitlerinden bazıları şöyle:
Aşk imiş her ne var alemde
İlim bir kil ü kal imiş
Mende Mecnundan füzun aşıklık isti'dadı var
Aşık-ı sadık menem Mecnunun ancak adı var
Hasılım yoh ser-i küyunda beladan gayrı
Garazım yoh reh-i aşkında fenadan gayrı
Eyle sermestem ki idrak etmezem dünya nedir
Men kimem saki olan kimdir mey ü sahba nedir
Dest busi arzusıyle ger ölsem dustlar
Kuze eylen toprağım sunun anınla yare su
Ya rab bela-yı aşk ile kıl müptela meni
Bir dem bela-yı aşktan etme cüda meni
Yılda bir kurban keser halk-ı âlem ıyd içün,
Dem be dem saat be saat men senün kurbanınam.
Açıklama: “Fuzûlî bilgi” ifadesi “gereksiz bilgi, fazla bilgi” anlamında değildir; faziletli, erdemli bilgi” anlamındadır.
ESERLERİ
Eserleri Türkçe, Arapça ve Farsça olmak üzere üç dilde de eser veren Fuzuli'nin eserlerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Türkçe manzum eserleri
• Divan,
• Beng ü Bade (Şah İsmail adına yazılmıştır); 444 beyitlik Türkçe mesnevi.
• Leyla ile Mecnun (Dâstân-ı Leylî vü Mecnûn); 3 bin 96 beyitlik mesnevi.
• Risale-i Muammeyat (Risâle-i Muammeyât)
• Kırk Hadis
• Su kasidesi
• Hz. Ali Divanı
• Şikâyetnâme, kafiyeli nesir türündedir; Kanuni'nin Bağdat'ı fethinden sonra (1534) padişaha kasideler sunmuştur. Padişah tarafından beğenilen kasideler karşılığında 9 akçelik maaşla ödüllendirilmiştir. Maaşını alamayınca Şikâyetnâme'yi yazmıştır. Şikâyetnâme Fuzuli'nin en önemli eserlerinden biridir.
Türkçe mensur eserleri
•Hadikatü's-Süeda; Kerbela olayını anlatan düzyazı
•Mektuplar (Mektubat)
Farsça manzum eserleri:
•Divan
• Enis'ül-Kalb (Anîs ol-qalb)
• Heft Cam (sâkinâme); tasavvuf içerikli, 327 beyitlik Farsça mesnevi.
• Resale-e Muammeyat (Resâle-e Muammeyât)
• Sehhat o Ma'ruz (Sehhat o Ma'ruz, Sıhhat u Maraz) (tıp bilgileri)
Farsça mensur eserleri:
•Rind ü Zahid (Rend va Zâhed)
• Risale-i Muamma
Arapça eserleri:
•Dîvan (manzum)
• Matlau'l-itikad (mensur)
Türkçe Divan
•Şiir hakkındaki görüşünü “İlimsiz şiir temelsiz duvar gibidir.” sözleriyle dile getiren Fuzûlî bu sözlerine Türkçe Divan’ının mukaddimesinde (ön sözünde) yer vermiştir.
•Türkçe Divan’da dokuz adet naat örneği vardır.
•“Su Kasidesi” adlı naat örneği bu Türkçe Divan’dadır.
Beng ü Bade
•440 beyitlik bir mesnevidir.
•Alegorik bir mesnevidir.
•Afyon ve şarabın mücadelesi şeklinde bir kurguya sahiptir.
•Afyon II. Bayezid’i, bade ise Şah İsmail’i sembolize etmektedir.
• Eser badenin zaferi ile sonuçlanmıştır.
•Bu mesnevi Şah İsmail’e sunulmuştur.
Sohbetü’l Esmar
•Fuzuli’ye ait olup olmadığı tartışmalı bir mesnevidir.
•200 beyitten oluşmuştur.
•Meyvelerin konuşması şeklinde kurgulanmış bir mesnevidir.
•Eser “bu dünyanın vefası yok, cefası çok” cümlesi ile biter bu aynı zamanda eserin ana fikridir.
Hadikatü’s Süeda
•Maktel türünde bir eserdir.
•Kerbela Vakası’nı anlatan eserdir.
•Fuzuli’nin en hacimli eseri olarak kabul edilmektedir.
•Ağırlıklı olarak mensur bir nitelik gösterse de eserin içerisinde manzum bölümler de vardır.
•Hadikatü’s Süeda, özellikle Bektaşî çevrelerinde ciddi bir ilgi kazanmıştır.
•Hadikatü’s Süeda, Kaşifi’nin Ravzatü’ş-Şüheda’sı model alınarak oluşturulmuş bir eserdir.
Heft-Cam
•Heft-Cam sakiname türünde Farsça bir eserdir.
•Eserde kadehlerin çeşitli müzik aletleriyle konuşması ilgi çekici bir özelliktir.
•“Yedi kadeh” anlamına gelmektedir.
Sıhhat u Maraz
•Bu eserin diğer adı Hüsn ü Aşk’tır.
•Tıpla ilgili bilgilerin dile getirildiği bir eserdir.
•Suhreverdi’nin Munisü’l Uşşak adlı eserinden etkilenilerek yazılmıştır.
•Eserin kelime dağarcığı tıp ve tasavvuf terimlerinden oluşmaktadır.
Enisü’l Kalb
•134 beyitlik bir kasidedir.
•İranlı şair Hakani’nin Bahrü’l Ebrar adlı kasidesine naziredir.
• Enisü’l Kalb’e daha sonra Nef’i ve Yenişehirli Avni de birer nazire yazmışlardır.
•Enisü’l Kalb, sözün insanı hayvandan ayıran temel nitelik olduğuna vurgu yapar.
•İlim ve irfan sahibi olmanın incelikleri üzerinde de durulmuştur.
Rind ü Zahid
•Araya küçük manzum bölümler sıkıştırılmış Farsça bir eserdir.
•Bir rind ile bir zahidin arasındaki konuşmalara yer verilmiştir.
•Rind baba; zahid ise oğuldur. Bu yönüyle alegorik bir anlatıdır.
•Rind gönlü ve duyguyu; zahid ise aklı simgelemektedir.
•Rind ü Zahid, gönül ve duygunun akla galip gelmesi şeklinde bir sonuçla bitmektedir.
Matlaü’l İtikad
•Matla’ül itikad aynı zamanda Fuzuli’nin gerçek adının Mehmed olduğunun en önemli belgesidir.
•Matla'ül İtikad adlı bu eserde Fuzuli’ye dair birçok biyografik bilgi mevcuttur.
Gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.