40 senelik çalışanlar mühendisleri cebinden çıkarır
Konoven Fırın Makinaları kurucu ortağı Ahmet Mürsel Doğan, 40 senedir sektörde çalışan iş ortaklarının alaylı olmasına rağmen pek çok mühendisi geride bıraktığını belirterek “Mehmet Ustam örneğin; Bizim gibi mühendisleri rahatlıkla cebinden çıkarır” dedi.
Yarım asırlık deneyim ve tecrübe ile yola başlayan Konoven Fırın Makinaları verimliliği, kaliteyi ve sağlamlığı amaç edinen bir marka olmayı hedefliyor. Gastronomi makineleri sektöründe hizmet veren Konoven yenilikçi teknolojiyi yakından takip ederek AR-GE ile sektörün getirdiği tüm değişkenleri müşterilerine sunuyor. Konoven’in ürün grupları ile pastaneler, unlu mamüller, fırınlar ve restoranlar gıda teknolojileriyle buluşuyor.
İLKSAYFA’YA KONUŞTU
Konoven Fırın Makinaları kurucu ortağı Ahmet Mürsel Doğan gazetemize konuştu. İki katlı dört gözlü yeni fırınlarının detaylarını paylaşan Doğan, “Endüstriyel fırın makinaları yapıyoruz. Döner fırınımız var, konveksiyonel fırınımız var, doğalgazlı taş tabanlı elektrikli fırınımız var. Taş tabanlı fırınımızın piyasadan ayrılan özelliği iki katlı ve dört adet göze sahip olmasıdır. Piyasadaki iki gözlü fırınlar göz göz optimum sıcaklığı ayarlayabiliyor. Fırını kullanan diyor ki mesela, üstteki göz iki yüz derece olsun, alttaki de iki yüze elli derece olsun. Bu halihazırda var olan standart bir özellik. Biz fırınımızda nasıl bir farklılık yaptık? Biz dedik ki üst katın yukarıdaki gözü 300 derece olsun, alt gözü de 200 derece olsun ve bunu doğalgaz ile yaptık. İçeride o sıcaklığı gezdirerek ısıl enerji ile kaloriyi kaçırmadan çalıştırıyoruz. Çikolata, dondurma, pasta, baklava gruplarından üreticiler, makine üreticileri, tedarikçiler ve nihai müşteriler ile çeşitli fuarlarda, etkinliklerde buluşuyoruz. Fuarlardan çok memnunuz çünkü bu tarz etkinlikler bizim için güzel, enerjik ve verimli geçiyor. Yaptığımız endüstriyel fırın makinalarını sergiliyoruz” dedi.
AR-GE SÜRECİ İSTANBUL’DAN TAKİP EDİLDİ
İki katlı ve dört gözlü, doğalgaz ile çalışan taş tabanlı fırının işlevselliğine vurgu yapan Doğan ürünün AR-GE aşamasında yaşadıkları bir anıyı şu ifadelerle anlattı:
“Örnek veriyorum siz bir pizza işletmecisisiniz. Ustanız fırının başında pizza pişiriyor. Alt ve üst aynı derece olursa hamur hızlı kızarır, alt kısım yanar gibi olur. Bunun yanında üst kısımdaki sucuğun, salamın da pişmesi lazım. Bundan dolayı çok işlevsel bir makinayı sektöre getiriyoruz. Baklava mesela, cevizli baklavanın altının 190 dereceyi geçmemesi lazım ki ceviz kararmasın. Yüksek derecede piştiğinde altı kararır ama üst kısmında yüksek dereceye ihtiyacı var. Çıtır olması lazım, turuncu olması lazım. Bu fırını üreten başka firmalar da var. Aradaki fark biz çalıştırıyoruz, diğer firmalar çalıştırmıyor. Muhtemelen birçoğu prototip düzeyde şimdilik, içi boş. Sadece kasadan ibaret yani. Biz çalıştırıyoruz, deneyimliyoruz, müşterilere sunum yapıyoruz. Deneyenler pizzanın lezzetli olduğunu söylüyor. Biz bunu Konya’da fabrikada yaparken, AR-GE’sini geliştirirken İstanbul’dan bir baklavacı dostumuz geldi. Sırf bu fırının geliştirilmesinde bize destek vermek için geldi. Hayata geçerse bu fırından ilk sipariş verecek benim dedi. Gerçekten de oldu, şu anda öyle. Allah nazardan esirgesin o abimize fırınımızı verdik. Biz güzel bir iş başardığımıza inanıyoruz.”
ALAYLILAR OKULLULARI CEBİNDEN ÇIKARIR
40 senedir sektörde çalışan iş ortaklarının alaylı olmasına rağmen pek çok mühendisi geride bıraktığını belirten Ahmet Mürsel doğan şöyle konuştu:
“Mehmet Ustam var şirketimizin ortaklarından, Mehmet Bilici. O otuz dokuz-kırk senedir bu sektördedir. Daha önce sektördeki büyük bir firmanın kırk senelik usta başı olarak çalışıyordu. Oradan ayrıldı, şimdi kendi şirketini kurdu, bizimle de çalışıyor. Ben de aslen endüstri mühendisiyim. Marmara Üniversitesi mezunuyum. Artık ustam ile beraberiz, onun bir üniversite mezuniyeti yok ama alaylıların arasında inanılmaz bir konumdadır. Pratikte bizim gibi yirmi otuz mühendisi rahatlıkla cebinden çıkarır. Biraz önce bahsettiğim fırının AR-GE sürecinde bizzat kendisi de bulundu. Biz sadece bilgisayarda teknik resimlerini çizdik, endüstriyel tasarımlara destek verebildik. Çünkü bizi işe hiç yanaştırmadı (gülüyor). Bizim de tasarım alanında katkımız oldu tabii. Ürünün üzerindeki alev işaretlerini lazer kesim ile yaptık. Normalde oraya punch ile bir açıklık bırakacaktık, daha estetik dursun diye güzel bir dokunuş yaptık. Şirketin bünyesinde çalışan pek çok kişinin ufak tefek de olsa bir katkısı oldu. Geliştirdik, ürettik ve şimdi müşteriye arz ediyoruz.”
Bir sonraki haber: “Endüstriyel Fırın Sektöründe Türkiye’nin Yeri”
Furkan Göktürk Yılmaz/ www.gazeteilksayfa.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.