Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanı Aytekin Polatel: Bu vahşet anlatılsın

Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanı Aytekin Polatel, İsrail-Filistin çatışmalarında görev alan haber kameramanları ve muhabirlere destek verdi. Polatel, “Bu vahşet nasıl anlatılıyorsa, anlatılsın. Yeter ki anlatılsın” dedi.

Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanı Aytekin Polatel İsrail-Filistin çatışmalarında görev alan gazeteci ve kameramanlar hakkında değerlendirmede bulundu. Savaş muhabirliğinin bir eğitimi olması ve bu görevi yapanların savaş psikolojisinden kurtulmaları için destek alması gerektiğini belirten Polatel, “İsrail’İn Filistin’e yaptığı katliam; dili ve ırkı fark etmeksizin o masum çocukların öldürülmesi anlatılsın. Nasıl anlatılıyorsa, anlatılsın. Yeter ki anlatılsın” dedi.

ZORLU BİR GÖREV

Türkiye Haber Kameramanları Derneği Başkanı Aytekin Polatel, savaş muhabirliği hakkında yaptığı değerlendirmede, “Türk medya mensupları da İsrail-Filistin çatışmasında görev yapıyor. Orada görev yapmak zor. Çünkü başınıza bir serseri kurşun veya füze gelebilir ya da bir kişi size müdahale ederek sizin hayatınıza da neden olabilir. Bu kişi sizin haber yapmanıza engel olabilir. Bu nedenle görev alan meslektaşlarımız öncelikli güvenliğini sağlamalı. Ben şunu söylemek istiyorum. İsrail’İn Filistin’e yaptığı katliam; dili ve ırkı fark etmeksizin o masum çocukların öldürülmesi anlatılsın. Nasıl anlatılıyorsa, anlatılsın. Yeter ki anlatılsın. Ama meslektaşlarımız güvenlik önlemlerini mutlaka alsın” ifadelerini kullandı.

SAVAŞ KLİŞE CÜMLELERLE ANLATILMAZ

Polatel, sözlerine şu şekilde devam etti; “Bu konuda orada görev yapan bir muhabir çok heyecanlı bir şekilde anlatırken, diğeri soğukkanlı olabilir. O psikolojiyi buradan yönetemeyiz. Buradan baktığımız zaman yanlış görürüz. Onların yerine kendimizi koyabilmemiz lazım. Çünkü o psikoloji başkadır. O an adrenalin yüksektir. Savaş muhabirliği, haberciliği klişe cümlelerle anlatılmaz.”

ONLARI DİNLEMEMİZ LAZIM

Polatel, savaş muhabirliği konusunda bir eğitim verilmesi gerektiğini belirterek, ” Gerçekten zor bir görev. Bu savaş muhabirliğinde psikolojimizi ve o halkın psikolojisini nasıl yönetebiliriz. Görevden dönüş sonrası buraya bir adaptasyon sürecininiz var. Her gün uçak ve bomba sesi duyup ertesi gün ülkenize döndüğünüzde hala o psikoloji devam ediyor. Çözüm, yaşadığımız savaş ortamından çıktığımız zaman evde eşimize dostumuza bunu anlatabilmeliyiz. Biz onları dinlemeliyiz. Böyle atlatacaklar. O psikolojiden kurtulabilmeleri için onlara destek lazım. Biz görmüyoruz, bilmiyoruz ama o çocukların ağladığını halen görüyordur” şeklinde sözlerini noktaladı.